Tarafların şahitler huzurunda irade beyanında bulunmalarına rağmen ailelerinden ve yakın çevrelerinden gizleyerek yaptıkları akit gizli nikâh olarak adlandırılır. Böyle bir akit nikâhta bulunması gereken aleniyet niteliğini taşımadığından dinin nikâh ile ilgili genel ilkelerine aykırıdır. Sadece iki şahidin bildiği bir nikâh akdinin alenî olduğu söylenemeyeceğinden tarafların ailelerinin ve yakın akrabalarının muttali olmadığı bir akit gizli nikâh olmaktan çıkmaz. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) “Bu nikâhı ilan edip duyurun...” (Tirmizî Nikâh 6 [1089]; İbn Mâce Nikâh 20 [1895]); “Haram olan (ilişki) ile helal olanı (evlilik) ayıran şey def çalmak ve duyurmaktır.” (Tirmizî Nikâh 6 [1088]; Nesâî Nikâh 72 [3369-3370]) buyurarak alenîliğin gerekliliğine işaret etmektedir. Hz. Ebû Bekir de gizlenmesi şartıyla yapılan nikâh akdini geçersiz saymıştır (Sahnûn el-Müdevvene 2/129).