Kur’an-ı Kerim’de insana ruh üflenmesinden bahsedilmekle birlikte (Hicr 15/29; Enbiya 21/91; Secde 32/9) bu hadisenin yaratılışın hangi aşamasında gerçekleştiğine ilişkin açık bir bilgi verilmemektedir. İlgili ayetler genellikle Yüce Allah’ın yoktan var etme kudretine dikkat çekmektedir. Ayrıca “Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki; ruh Rabbimin emrindendir ve size pek az bilgi verilmiştir.” (İsra 17/85) buyrulmak suretiyle ruhun mahiyetinin tam olarak bilinemeyeceği de ifade edilmiştir.
Hadislerde de ruh üflenmesiyle ilgili bilgiler bulunmaktadır (Buhari Kader 1; Müslim Kader 1). Ancak söz konusu rivayetlerin tamamı bir arada değerlendirildiğinde cenine ruhun ne zaman üflendiğini kesin olarak söylemek güçtür. Ayrıca hadis literatüründe genellikle kader bağlamında ele alınan söz konusu rivayetlerden ruh üflenmemiş ceninin hayatının bir değeri olmadığı ve sonlandırılabileceği sonucu çıkmaz.
Kur’an ve Sünnet’te yer alan genel kaideler ve hükümler meşru sayılan bir gerekçe olmadan gebeliğe son verilmesine müsaade etmemektedir. Cenin insan olma potansiyeline sahip olduğundan ve ruh üflenme zamanı da kesin olarak bilinemediğinden ceninin dokunulmazlığı esas alınmalıdır. Nitekim dinin korunmasını emrettiği beş temel değerden birisi olan hayat hakkı yumurta ve sperm hücrelerinin döllenmesiyle başlar. Bu andan itibaren annenin hayatının korunması dışında herhangi bir sebeple gebeliğe son vermek caiz değildir.