Dinimize göre Müslümanın verdiği sözü tutması ahdine ve akdine sadakat göstermesi en önemli görevlerinden birisidir. Yapılan alım satım işi sözleşme ile birlikte kesinlik kazanır ve aşağıdaki durumlar dışında tek taraflı olarak feshedilemez:
a) Taraflar karşılıklı rızalarıyla kurdukları akdi sebepli veya sebepsiz olarak feshedebilirler (Merğinânî el-Hidâye 3/55). Hz. Peygamber (s.a.s.) alışverişini bozmak isteyen bir Müslümanın bu talebini kabul eden kişinin Yüce Allah tarafından hatasının affedileceğini ve kıyamet günü sıkıntısının giderileceğini (Ebû Dâvûd Büyûʽ (İcâre) 54 [3460]; İbn Mâce Ticârât 26 [2199]) ifade etmiştir. Akdi karşılıklı rızayla sona erdirmenin bu şekilde gerçekleştirilebilmesi için malın akit esnasındaki şekliyle duruyor olması gerekir.
b) Alıcı veya satıcıdan birisinin ya da her ikisinin muhayyerlik (belirlenen süre içinde akdi devam ettirme veya feshetme) hakkı bulunursa bu hakka sahip olan taraf süresi içerisinde akdi feshedebilir (Merğinânî el-Hidâye 3/29).
c) Malda piyasada değerini düşmesini gerektirecek bir kusur bulunması hâlinde müşteri bu kusur nedeniyle akdi feshedebilir (Merğinânî el-Hidâye 3/36 vd.).
d) Bir malı görmeden satın alan kişi malı gördüğünde görme muhayyerliği hakkını kullanarak akdi feshedebilir (Merğinânî el-Hidâye 3/34).
e) Malın tağrîr (aldatma) kasdıyla fahiş fiyatla satılması hâlinde müşteri akdi feshedebilir (Mecelle md. 357).
Aşırı fiyatın ölçüsü İslâm âlimleri arasında tartışılmıştır. Kimileri bilirkişinin tespit ettiği tahmini meblağların üst sınırını aşan bir fiyata satma ya da satın alma durumunu gabn-i fâhiş (aşırı aldanma) sayarken (Kâsânî Bedâʾi 6/30; İbn Nüceym el-Bahr 1/171) kimileri insanların çokça alıp sattıkları mallarda (urûzda) %5 hayvanda %10 taşınmaz mallarda %20’lik ve daha üstü farkı gabn-i fâhiş olarak kabul etmişlerdir. Mecelle bu görüşe göre düzenlenmiştir (Mecelle md. 165). Günümüzde bilirkişilerin günün piyasa şartları içerisindeki belirlemeleri esas alınmalıdır.