Din İşleri Yüksek Kurulu 30.06.2018 tarihinde Kurul Başkanı Dr. Ekrem KELEŞ’in Başkanlığında toplandı.
Kur’ân-ı Kerim’de haram kılınan hayvan kökenli gıdalar içerisinde açıkça ismi belirtilen tek hayvan domuzdur. (Bakara 2/173; Mâide 5/3; Enâm 6/145; Nahl 16/115) Ayetlerde “domuzun etinin” vurgulanması bu hayvandan beklenilen en önemli yararın etine yönelik olması nedeniyledir. Literatürde domuzun yalnızca etinden değil kemikleri ve yağı da dâhil bütün cüzlerinden faydalanmanın haram olduğu açıkça belirtilmiştir.
Domuzdan kaçınmanın kapsamı konusunda ulaşılan görüş birliğini Cessâs “ümmetin domuzla ilgili ayetlerin metninde ittifak ettiği gibi muhtevası ve yorumlanmasında da ittifak ettiği” tespitiyle vurgulamaktadır. Yalnızca domuz kılının deri vb. mamullerin dikişi için kullanılabileceği bazı fıkıhçılar tarafından bir takım çekincelerle birlikte kabul görmüştür. (Cessâs Ahkâmü’l-Kur’ân Beyrut 1992 I 153; III 296-297; Kâsânî Bedâiu’s-sanâî Beyrut 1986 I 63; İbn Kudâme el-Muğnî Riyad 1997 I 109)
Fıkıh kitaplarındaki açık ifadelerden anlaşıldığı üzere (Bedreddin el-Aynî Minhatü’sülûk fi şerhi Tuhfeti’l-mulûk Katar 2007 s. 48; İbn Nüceym el-Bahrü’r-râik Beyrut 1993 VI 87-88) bu görüşler de o dönemde ilgili işler için alternatif malzeme sıkıntısı çekilmesinden kaynaklanmakta ve zaruret kavramıyla ilişkilendirilmektedir. Dolayısıyla bu ruhsatın da döneminin şartlarına bağlı olduğu dikkatten kaçmamalıdır. Domuz mahiyeti (aynı) itibarıyla necis kabul edildiği için domuz derisinin de tabaklama ve benzeri işlemlerle temiz hale gelemeyeceği İslam âlimlerinin tamamına yakını tarafından benimsenmiş ve bu ittifaka aykırı yaklaşımlar “şâz” olarak değerlendirilmiştir. (Zeylaî Tebyînü’l-hakâik Bulak 1313 I 26; İbn Abdülber el-İstizkâr Kahire 1993 XV 347 349; Dusûkî Hâşiyetü’d-Dusûkî ale’şŞerhi’l- Kebîr Mısır ts. I 54)
Çoğunluğun bu yaklaşımına mukabil Zahirîler “tabaklanan deri temiz olur” (Müslim Hayz 105; Ebu Davud Libâs 38) hadisinin kapsamına girdiği gerekçesiyle domuz derisinin de tabaklandığı takdirde kullanılabileceğini savunmuşlardır. (İbn Hazm el-Muhallâ Mısır 1347 I 118 123 124; VII 390) Bunun yanında Hanefî fakîh Ebu Yusuf’tan da tabaklandığı takdirde domuz derisinin temiz olacağına dair bir rivayet bulunmakla birlikte ilgili rivayet “zâhirürrivâye” kapsamındaki mezhebin temel görüşü ile uyuşmamaktadır. (Serahsî el-Mebsût İstanbul 1983 I 202; Kâsânî Bedâiu’s-sanâî I 86; İbrahim el-Halebî Gunyetü’lmütemellî (Halebî-i Kebîr) İstanbul 1295 s. 147-148; Tahtâvî Hâşiyetü’t-Tahtâvî alâ merâkı’l-felâh Kahire 1356 s. 90) Bu rivayetin “şâz” olduğu ve Ebu Yusuf’tan “zahirürrivâye” kapsamında aktarılan görüşle uyuşmadığı da Hanefi fıkıhçılarca tasrih edilmiştir. (İbn Emîr el Hâc Halbetü’l-mücellî ve buğyetü’l-mübtedi fî şerhi Münyeti’l-musallî Beyrut 2015 I 560; İbrahim el-Halebî Gunyetü’l-mütemellî (Halebî-i Kebîr) s. 197)
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 19.02.1997 tarihli ve 11 sayılı “Domuz Derisinin Dibagatla Temiz Olup Olmayacağı Hk.” başlıklı Kararında ekonomik mülahazalar ve maslahat gerekçesine de atıf yapılarak konuyla ilgili Zâhirîlerin de aralarında yer aldığı azınlığın görüşü tercih edilmiştir. Ancak çoğunluğun görüşünün İslam âlimlerinin ağırlıklı kanaatini yansıtması; domuz ve domuz mamullerinden kaçınmayı öngören temel yasakla da uyum içerisinde olması nedeniyle söz konusu kararın tashihine gerek duyulmuştur.