Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kaza namazının delili nedir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 15:25    Güncellendi: 31.01.2025 15:25
Kur'ân’da vaktinde kılınamayan namazların kaza edilmesi ile ilgili olarak açık bir ifade bulunmamakla birlikte Hz. Peygamber (s.a.s.) vaktinde kılamadığı namazları kaza etmiş ve ashabına da bunu tavsiye etmiştir. Resûl-i Ekrem (s.a.s.) “Kim namazı unutursa veya uyuyup kalırsa hatırlayınca onu kılsın. Onun keffâreti ancak budur.” (Müslim Mesâcid 315 [684]; bkz. Buhârî Mevâkîtü’s-salât 37 [597]) buyurmuştur. Yine Hz. Peygamber (s.a.s.) Hendek savaşı sırasında harbin şiddetlenmesi nedeniyle ikindi namazını kılamamış; bunun üzerine “Bizi ikindi namazından alıkoydular. Allah da onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun.” diye beddua etmiş ve ikindi namazını akşam namazı vaktinde kaza etmiştir (Müslim Mesâcid 205 [627]; bkz. Buhârî De‘avât 58 [6396]). Ayrıca Hayber Fethi’nden dönerken bir yerde konakladıklarında uyuyakalmışlar ve vaktinde kılamadıkları sabah namazını güneş doğduktan sonra kaza etmişlerdir. (Müslim Mesâcid 309 [680]).
Beş vakit namazın farzı ve vitir namazı kaza edilir. Kazaya kalan sabah namazı o günün öğle vaktinden önce kaza edilecekse sünneti de kaza edilir. Ayrıca öğle namazının dört rek'atlık ilk sünneti de vakit çıkmadıkça öğlenin farzından sonra kılınır. Öte yandan geçmiş namazlar kazaya nasıl kaldıysa öyle kılınırlar yani seferî olarak kaldıysa seferî mukim olarak kaldıysa mukim gibi kaza edilir (Mevsilî el-İhtiyâr 1/63).
Unutma ve uyuma gibi bir mazeret olmaksızın kasıtlı olarak terk edilen namazların kazası ile ilgili herhangi bir hadis bulunmamaktadır. Fakat bu kasıtlı olarak terk edilen namazların kazasının gerekmediği anlamına gelmez. Zira Ramazan’da kasıtlı olarak cinsel ilişkiye girerek orucunu bozan kimseye Resûl-i Ekrem’in (s.a.s.) hem keffâreti hem de o günkü orucun kazasını emretmesi (Ahmed b. Hanbel el-Müsned 2/208 [6944-6945]; Beyhakî es-Sünenü’l-kübrâ 4/382 [8059-8060]) bir farz ibadetin kasıtlı olarak terk edilmesi durumunda da kazasının gerektiğine delildir. Öte yandan Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bir mazerete dayalı olarak vaktinde kılamadığı namazları kaza etmesi ve sahabeye de bu yönde emir buyurması dikkate alınacak olursa mazeretsiz olarak terk edilen namazların kaza edilmesinin öncelikle gerekli olacağı sonucuna ulaşılır (Nevevî el-Mecmû’ 3/68).