Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kıldığı teravih namazlarının kaç rek'at olduğu konusunda üzerinde ittifak edilen bir rivâyet bulunmamaktadır. Her ne kadar onun vitir dâhil yirmi üç rek'at teravih kıldığı yönünde bazı rivâyetler varsa da (İbn Ebî Şeybe el-Musannef 2/164 [7692]; Beyhakî es-Sünenü’l-kübrâ 2/698 [4286]) bunlar fukaha tarafından farklı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla bu konuda Hz. Âişe’nin Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden ve Hz. Ömer’in teravihin cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.
Resûlullah’ın (s.a.s.) Ramazan’daki gece namazları sorulduğunda Hz. Âişe “Resûlullah Ramazan ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir rek'attan fazla (nâfile namaz) kılmamıştır.” (Buhârî Teheccüd 16 [1147]; Müslim Salâtü’l-Müsâfirîn 125 [738]) karşılığını vermiştir. Başka bir rivâyette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir (Müslim Salâtü’l-Müsâfirîn 123-124). Öncelikle bu hadisin teravih namazı hakkında olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan Hz. Âişe’nin Allah’ın elçisinin Ramazan ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir veya on üç rek'at namaz kıldığını belirtmesi onun teravih dışında devamlı olarak kıldığı bir gece namazının bulunduğunu göstermektedir. Zaten Kur’ân-ı Kerîm’de de; “Gecenin bir kısmında uyanarak sana mahsus bir nâfile olmak üzere namaz kıl. Umulur ki Rabbin seni övgüye değer bir makama gönderir.” (el-İsrâ 17/79) buyrulmaktadır.
Yukarıda zikredilenlerden söz konusu sorunun Ramazan ayında Hz. Peygamber’in diğer ibadetlerinde olduğu gibi gece namazlarında da bir artış olup olmadığını öğrenmek amacıyla sorulduğu ve teravih namazıyla bir ilişkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Hz. Âişe’den rivâyet edilen “Resûlullah (s.a.s.) Ramazan’ın son on günü girdiğinde gecelerini (ibadet ve zikirle) ihya eder ailesini uyandırır ibadete daha da yoğunlaşırdı.” (Müslim İ‘tikâf 7-8 [1174-1175]; bk. Buhârî Fazlu leyleti’l-kadr 5 [2024]) hadisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer yandan bu hadisin teravihin meşru kılınmasından önce mi yoksa sonra mı olduğu da belli değildir.
Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan teravih namazlarının rek'atları konusunda yirmi ve on bir rek'at şeklinde iki rivâyet vardır (İbn Ebî Şeybe el-Musannef 2/162-163 [7671-7683-7684]). Kaynaklarımızda Hz. Ömer’in dönemiyle ilgili farklı rivâyetler olmakla birlikte daha sonra teravihin yirmi rek'at olarak yerleştiği ve günümüze kadar da cemaatle kılınarak böyle devam ettiği ifade edilmiştir (bk. İbnü’l-Hümâm Fethü'l-kadîr 1/450; ‘Aynî ‘Umde 11/126-127; Mâverdî el-Hâvî 2/290-291; Şevkânî Neylü’l-evtâr 3/53).
Teravih namazı Hz. Ömer Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak günümüze kadar cemaatle yirmi rek'at olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve âlimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslâm ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rek'at olarak kılınmaktadır.
Şunu ifade etmek gerekir ki teravih namazı nâfile bir ibadet olduğundan farz gibi telakki edilmesi doğru değildir. Bu nedenle yorgunluk meşguliyet ve benzeri sebeplerle teravih namazının evde 8 10 12 14 16 veya 18 rek'at kılınması hâlinde sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.