Can Allah’ın kula verdiği bir emanettir. Başkasının canına kıymak nasıl günah ise kişinin kendi canına kıyması da aynı şekilde büyük bir günahtır. Hz. Peygamber (s.a.s.) pek çok hadisinde intihar etmenin ne denli büyük bir günah olduğunu ve intihar edenin karşılaşacağı cezayı haber vermiştir. O bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Her kim kendini bir dağdan aşağı atıp intihar ederse bu kimse cehennem ateşi içinde ebedî olarak kendisini yüksekten aşağıya bırakır olacaktır. Her kim zehir yudumlar da kendisini öldürürse o kimse de zehri elinde cehennem ateşi içinde ebedî o zehri içer olacaktır. Her kim de kendisini kesici ve delici bir aletle öldürürse o da kullandığı aleti kendi karnına vurur ve yarar hâlde ebedî cehennem ateşinde kalacaktır.” (Buhârî Tıp 56 [5778]). Hadiste intihar eden kimsenin ahirette göreceği şiddetli ve kalıcı azabın kendi fiilinin sonucu olduğu etkileyici bir dille anlatılmaktadır.
İslâm âlimleri hadisteki ebedî azap kaydının intiharı helal sayarak kendi canına kıyanlar için söz konusu olduğunu veya uzun süreli azap anlamında mecazî bir ifade olduğunu belirtmişlerdir (Aynî ‘Umde 21/292).
Yüce Allah’ın emanet olarak lütfettiği hayatı O’nun razı olmadığı bir tarzda sonlandırma anlamına gelen intihar eyleminin salim akılla gerçekleştirilemeyeceği açıktır. Ancak kişinin cinnet hâlinde iken canına kıymış olacağı varsayılarak bağışlanması için Allah’a dua edilir. Nitekim âlimler “Her ‘lâ ilahe illallah’ diyenin cenaze namazını kılınız.” (Taberânî el-Mu‘cemü’l-kebîr 12/447[13622]) hadisinin genel anlamından hareketle kelime-i şehâdet getiren herkesin cenaze namazının kılınacağını söylemişlerdir (İbn Kudâme el-Muğnî 3/508; Nevevî el-Mecmû’ 5/211; İbn Rüşd Bidâyetü'l-müctehid 1/239).