Hanefî mezhebine göre kurban bayramın ilk üç gününde kesilir. Daha önce kesilemez. Tehir edilerek daha sonra kesilmesi durumunda İmam Ebû Hanîfe’ye göre ceza olarak ayrıca bir dem (koyun veya keçi kesmek) gerekir. İmam Muhammed ve İmam Ebû Yûsuf’a göre tehirden dolayı ceza gerekmez (İbn Âbidîn Reddü’l-muhtâr 2/616).
Şâfiî mezhebine göre temettu kurbanı umreyi tamamladıktan sonra hac için ihrama girmeden önce kesilebilir. Bu kurbanın kesiminin son vakti yoktur. Ancak kurban bayramı günlerinde kesilmesi daha faziletlidir (Nevevî el-Mecmû‘ 7/183-184).
Nâfile olarak kesilen kurbanın Hanefîler'e göre Kurban Bayramı günlerinde kesilmesi efdal olmakla birlikte daha önce de kesilebilir (Merğinânî el-Hidâye 2/492; İbn Âbidîn Reddü’l-muhtâr 2/616). Bunların dışındaki adak ve ceza kurbanları bunları vacip kılan sebebin oluşmasından sonra ister bayram günlerinde isterse diğer günlerde kesilebilir (Merğinânî el-Hidâye 2/492; İbn Âbidîn Reddü’l-muhtâr 2/616).
Şâfiîlere göre ceza kurbanı sebebin oluşmasından itibaren hem bayram günlerinde hem de başka zamanlarda kesilebilirken adak ve tatavvu (mendup) kurbanları ancak bayram günlerinde kesilebilir (Nevevî el-Mecmû‘ 7/498-500).
Şâfiîlere göre fevat (ihrama girdiği hâlde Arafat vakfesine yetişemeyen kişinin ertesi yıl haccedip kesmesi gereken) kurbanı haccın kaza edildiği yılda kesilir. Hanefîler'e göre ise fevat dolayısıyla kurban kesmek gerekmez (Nevevî el-Mecmû‘ 7/499; Merğinânî el-Hidâye 2/478).
Muhsar ihrama girdikten sonra iradesi dışında gerçekleşen bir engel dolayısıyla umrede tavafı veya hacda Arafat vakfesini yapamayan kimsedir. Bu kişi o sene hac yapamayacağına kanaat getirdikten sonra hemen kurban keser ve ihramdan çıkar. Ancak Hanefîlerden İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e göre ihsar hedyi denilen bu kurban ancak bayramın ilk üç gününde kesilir. İmam Ebû Hanîfe ve İmam Şâfiî’ye göre bayramdan önce de kesilebilir. İhsar kurbanının Harem bölgesinde kesilmesi Hanefîlere göre gerekli iken Şâfiîlere göre gerekli değildir. (Merğînânî el-Hidâye 2/471)