Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Dua kulluğun simgesi ve başlı başına bir ibadet olduğuna göre sadece insana has bir olgu değildir. Bu yönüyle kainattaki bütün mahlukat onunla ilgilidir. Toprağın bağrına atılan bir tohum çatlamak başını topraktan çıkarmak ve güneşe doğru filizlenmek için dua eder. Ama biz onun dilini anlamayız. Yumurtaları üzerinde yatan kuş yavruları için dua eder. Ama kendi lisanında. Ağaçlar mevsimi geldiğinde meyve vermek için dua ederler. Ama insan bunun farkında değildir.
İşte müminin kainata bakışı budur. Kur'an-ı Kerim'de buyurulur ki;
"Kainatta hiçbir şey yoktur ki hamd ile Allah'ı tesbih etmesin Onu anmasın Ona dua etmesin. Fakat siz onların bu tesbihlerini zikirlerini dualarını fark etmiyorsunuz." (İsra 17/44)
“Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı tespih ve Ona hamd etmesin ” mealindeki âyet-i kerimede geçen “şey” tabiri canlı-cansız her varlığı içine alır. Her şey Onu tespih eder ve Ona medih ve senada bulunur.
Yine Kur'an'da Allah korkusundan yarılan dağlardan yuvarlanan taşlardan bahsedilir. Gök gürültüsünün hamd ile Allah'ı tesbih ettiğinden bahsedilir. Peygamber Efendimiz (asm)
"Bu dağ Uhud'dur. O bizi sever biz de onu severiz."
buyurur. Yine Peygamberimiz (asm) hayvanların kendi dillerince Allah'ı andığını söyler. Evet Allah'tan korkan taşlar insanları seven dağlar Allah'ı zikreden canlı veya cansız mahluklar. Müminin kainata bakışı budur. Biz bu mahlukatın dillerini anlasaydık fırtınalı denizin"Ya Celil Ya Celil" diye zikrettiğini duyacaktık. Dillerini anlasaydık kedilerin "Ya Rahim Ya Rahim" diye dua ettiğini işitecektik. Yani sözün kısası sadece insanlar dua etmez. Bütün mevcudat bütün varlık kendi dilinde dua eder.
Yeryüzünde insan dışındaki canlılara baktığımız zaman esas olarak üç şekilde görürüz:
- Dik olarak ayakta duranlar: Bitkilerin çoğunluğu ile iki ayaklı hayvanlar gibi.
- Yarı ayakta yani eğik olarak duranlar: Dört ayaklı hayvanlar gibi.
- Yerde sürünenler: Sürüngen hayvanlarla bâzı bitki çeşitleri gibi.
Bu saydığımız mahlûklar yukarıdaki âyetin ifade ettiği ibâdetlerini bulundukları şekilleriyle yapmaktadırlar.
Kur'an'ın bildirdiğine göre kainatta canlı cansız her şey Allah'ı zikir ve tesbih eder. Kur'an'da yerde ve gökte bulunan her şeyin Allah'ı tesbih ettiği haber verilmiştir:
"Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmiştir. O Aziz'dir Hakîm'dir."(Hadîd 57/1).
Ayetteki "Her şey Allah'ı tesbih etmiştir" ifâdesi çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Canlı varlıkların Allah'ı tesbih etmeleri O'nun her çeşit noksanlıklardan ve yüce şanına yakışmayan şeylerden berî olduğunu dil ile ifade etmeleridir. Bütün alimler canlı varlıkların Allah'ı bu şekilde tesbih ettiklerini söylemişlerdir. Fakat canlı olmayan varlıkların Allah'ı tesbih etmeleri hususunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bazı alimlere göre canlı olmayan varlıkların Allah'ı tesbih etmeleri O'nun yaratıcılığına gücünün her şeye yettiğine delil olarak gösterilmeleridir. Bu şeylerin varlığı Allah'ın yüceliğini göstermektedir. Onların bu hali tesbihleridir. Bazı alimler de cansız varlıkların canlı varlıklar gibi Allah'ı zikrettiklerini söylemişler ve bu hususta delil olarak da yukarıda geçen şu ayeti göstermişlerdir:
"Yedi gök arz ve bunların içinde bulunanlar O'nu tesbih ederler. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O Halîm'dir çok bağışlayandır."(İsrâ 17/44).
Bu görüşü savunan alimlere göre cansız sanılan her şeyde insanların fark edemedikleri bir canlılık vardır. Bütün eşya atomlardan meydana gelmiştir. Atomun çekirdeği etrafındaki elektronlar akla şaşkınlık verecek bir hızla dönmektedir.
Diğer bazı âlimlere göre ise kâinattaki her şey canlı ve cansız bütün varlıklar Allah'ın emrindedirler. Yüce Allah dilediği gibi bu varlıklarda tasarrufta bulunur. Her şey onun emrinin karşısında teslimiyet içerisindedir. Onların tesbihleri bu teslimiyetleridir (Muhammed Ali es-Sabûnı Safvetü't-Tefâsîr İstanbul 1987 III/319 vd.).
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi