Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

İmam Maturidi Allah mekandan münezzehtir kim gökte derse kafir olur derken İmam Ebu Hanife Allah yedi kat semanın üstünde arşına istiva etmiştir demesi bir zıtlık değil midir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:16    Güncellendi: 31.01.2025 23:16
Soru Detayı

-  Hangisine inanacağız?

Değerli kardeşimiz

İmam Azam içinde bulunduğu dönem itibariyle Selef-i salihin yolunu takip etmiştir. Selef-i salihinden bazıları -prensip olarak- ayet ve hadislerde veya sahabelerin kavillerinde yer alan bazı ifadeleri tevil etmekten çekinmiş ve onları olduğu gibi ifade etmişlerdir.

Örneğin Ebu Hureyre’nin anlattığına göre; 

"Adamın biri geldi Peygamberimize (a.s.m)'Mümin bir cariyeyi azat etme borcum vardır.' diyerek (yanındaki cariyesinin bu şarta haiz olup olmadığını) sordu. Peygamberimiz (a.s.m) kadına dönerek  “Allah nerdedir?” diye sordu. Kadın başı ve işaret parmağıyla semaya işaret etti. Bu defa Peygamberimiz (a.s.m) 'Ben kimim?' diye sordu. Kadın parmağıyla semaya ve Resulallah’a işaret etti. Yani 'Sen Resulallahsın.'demek istedi. Bunun üzerine “(Bu mümindir) bunu azat et.” diye buyurdu." (bk. Mecmau’z-Zevaid 1/23).

Beyhakî’nin de işaret ettiği gibi Selef-i salihin tarafından kullanılan bu gibi ifadelerin dayanağı Kur’an’da Allah hakkında kullanılan “Gökte olan...” (Mülk 67/16 17) mealindeki ifadelerdir. (Beyhaki el-Esma ve's-Sıfat 2/238). Bu ayetin manası ise gerçekte Allah’a bir mekan izafe etmek değil onun yüceler yücesi bir varlık olduğu gerçeğidir. İnsanlara göre gök kavramı  hâkimiyeti üstünlüğü ve yüceliği ifade eder.

“Göklerde de ilah olan O’dur yerde de ilah olan O’dur. O yegâne Hakîm’dir / hüküm ve hikmet sahibidir yegâne Alîm’dir / her şeyi hakkıyla bilendir.” (Zuhruf 43/84)

mealindeki ayette  Allah’ın hem göklerde hem de yerde yegâne ilah olduğuna her iki yerdeki mahlukların yalnız ona ibadet ettiğine vurgu yapılmıştır. Evet yeryüzü O’nun cemal sıfatlarının tecelligâhı gök ise O’nun celal sıfatlarının tecilligâhıdır. O halde “Allah’ın gökte” olduğunu söylerken onun göklerdeki hükümranlığına işaret edilmiştir.

Özetlersek bu iki alimin ifadelerinin her biri kendi dönemine ait bir yönü vardır. Tevilin fazlaca söz konusu olmadığı selef devrinde insanlar ayet ve hadislerin naslarına aynen  katıldıkları için İmam Azam o günkü anlayış çerçevesinde ilgili hükmü ortaya koymuştur. Halef alimlerinin bulunduğu dönemde ise zihinler akıllar çatallaştığı için onları tatmin etme adına tevil kaçınılmaz idi. Bu sebeple Allah’ın gökte olması onun göklere hâkim olduğu manası seslendirilmiştir. İmam Maturidî böyle bir devirde yaşadığı için“Allah göktedir.” ifadesi bizzat göklerde oturduğu manasına çekilmesi söz konusu olabileceği için ilgili hükmü benimsemiştir. Her biri kendi asrının idrakine hitap ettiği için ikisi de haklıdır denilebilir...

İlave bilgiler için tıklayınız:

İmam Azam Ebu Hanife'nin Allah nerdedir diye soran birisine göktedir diye cevap verdiği iddia ediliyor; bu doğru mudur?

Allah'ın her yerde olduğunu ve  Arş'a istiva etmesini nasıl anlamalıyız? 

Mülk Suresi 16 ve 17. ayetlerde Allah için "gökteki" ifadesini nasıl anlamalıyız?

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi