Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Eğer Allah görünseydi herkes iman etmek zorunda kalırdı ve imtihan sırrı kaybolurdu denilmektedir.
- Şeytan Allah'ı gördüğüne göre Rabbimizi görsek bile tüm kötülükler yine olurdu.
- O zaman görünmemesindeki başka hikmet ne olabilir?
Değerli kardeşimiz
Evvela bildiğimiz kadarıyla şeytan da Allah’ı görmemiştir. Gördüğüne dair ne bir ayet ne de bir hadis vardır. Ayrıca şeytan da imtihanın bir unsuru olarak var edilmiştir.
“Biz dilesek onların üzerine gökten bir mucize indiririz de ona boyunları eğilip kalır.” (Şuara 26/4)
mealindeki ayette bazı ayetlerin mucizelerin harikaların gösterilmesi durumunda inkârcılardan kimsenin kalmayacağı ona boyun eğerek iman edecekleri vurgulanmıştır.
Eğer bütün inkârcılara boyun eğdiren onları iman etmeye mecbur eden Allah’ın mucizeleri söz konusu oluyorsa bizzat Allah’ın zat-ı akdesinin açıkça görülmesi halinde hiçbir inkârcının kalmayacağı açıktır. Bu ise aklın özgür iradesini elinden alan bir husus olduğu için elbette gizli olması gereken imtihan sırrıyla bağdaşmaz.
Şüphesiz Allah’ın görünmemesinin başka hikmetleri de vardır. Bunların başında Allah’ın azametidir. Azamet büyüklük perdelenmek ister. Padişahların sultanların her zaman halkın gözü önünde olmayıp ve herkesin her istediğinde yanına varamayacak kadar hicap ve perdelerin arkasında bulunmaları bu büyüklük düşüncesinin bir yansımasıdır.
Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadeleri konumuza ışık tutacak mahiyettedir:
“Evet izzet ve azamet ister ki esbab perdedâr-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve celâl ister ki esbab ellerini çeksinler tesir-i hakikîden..." (bk. Sözler Yirmi İkinci Söz).
“Sâni-i Zülcelâl esbab-ı zâhirîyi tasarrufât-ı kudretine perde etmiştir-tâ dest-i kudret zâhir akla göre hasis ve nâ-lâyık emirlerle bizzat mübaşereti görünmesin. Çünkü azamet ve izzet öyle ister.” (bk. Sözler Yirmi Dokuzuncu Söz).
Bu ifadelerde birkaç noktaya dikkat çekilmiştir:
a. Yukarıda ifade edildiği üzere Allah’ın azamet ve kibriyâsı ve eşsiz büyüklüğü perdelenmek gizli kalmak ister.
b. Her şeyi yaratan Allah’tır. Bu yaratılanlar arasında bir kısım olaylar yaratılmalar aklın yüzeysel bakış açısına göre çirkindir. Bu çirkinliği doğrudan Kuddus olan Allah’a isnat etmemek aksine bunları sebeplere isnat etmek için sebepler birer perde olarak vazedilmiştir. Örneğin ölüm aslında -müminler için- yeni bir hayata gitmek adına ebedileşmek için çok güzel olmakla beraber aklın zahirî nazarında çirkin görünüyor. Ve bu sebeple Allah ölümle kendi kudreti arasında Hz. Azrail’i (as) perde yapmış Hz. Azrail ile ölüm arasında da hastalıkları musibetleri perde yapmıştır. Böylece haksız şekvaların yüzünü hastalıklara çevirmiştir.
c. Ayrıca şunu da unutmamak gerekir ki maddeden münezzeh olan Allah’ın gözle görülmesi zaten imkânsızdır. Çünkü gözün görmesi ancak maddî bir nur olan ışıkla mümkündür. Hz. Peygamber (asm)’in miraçta onu görmesinin mahiyetini bilemiyoruz. Orada nurlu tecellilerinin görülmesi söz konusu olabilir. Cennette de müminler Cenab-ı Hakk'ı görürler fakat işin mahiyetini bilemiyoruz. Ahiret işleri dünya ölçüleriyle tartılamaz.
d. İmam Gazalî ve Bediüzzaman gibi bir çok alimin ifade ettiği gibi Allah’ın varlığı birliği basiret gözüyle kalp gözüyle görülebildiği halde inkârcıların onu bu cihetle de yani akıl ve gönül gözüyle de görmemelerinin sebebi onun çok fazla açık olmasındandır. O “şiddet-i zuhurundan gizlenmiştir.”. Yarasa kuşunun gözleri güneşin ışığına tahammül etmediği ve bu yüzden karanlığı tercih ettiği gibi inkârcıların da basiretleri kalp gözleri Allah’ı göremiyor.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi