- Bazı hadislerde Peygamberimizin kendisini övdüğü görülmektedir. Bunun hikmeti nedir?
Değerli kardeşimiz
Hakk’ın murad ve kelamına tercüman olma vazifesiyle gönderilmiş bulunan Peygamberimiz (asm) Allah’ın kendine ikram ettiği bütün mazhariyetlerin şuûrundaydı ve tahdîs-i nimet -şükür niyetiyle Hakk’ın nimetlerini ilân- sadedinde bunları izharda da sakınca görmezdi. Nitekim Allah'ın nimetlerini anlatmak da onun görevleri arasındaydı:
"Rabbinin nimetlerini ise durmayıp söyle!" (Duha 93/11)
Bu nedenle Resûlullah (asm)'ın hayatı boyunca mazhar olduğu maddî ve manevî lütufları nimetleri bir şükür ifadesi olarak anmıştır. Zaten böyle ifadelerinden sonra "Övünme yoktur!.." kaydını da eklemiştir. Yani "Ben bunu övünmek için değil Allah'ın bana verdiği nimeti bildirmek için söylüyorum." demek istemiştir.
Resulullah (asm) insanların en şereflisi ve üstünüdür. Peygamber olması cihetiyle kendisinde üstün vasıflar bulunmaktadır. Risaleti yönü ile kendisinde bulunan bu sıfatları anlatması tevazuya zıt değildir. Şahsı hususunda ise o insanların en mütevazisi idi. Bunu onun sözlerinde ve hayatında görmek mümkündür.
Ebu Hureyre şunu anlattı: Rasulullah (asm) şöyle buyurdu:
"Benimle benden önce geçen peygamberlerin misali birtakım evler inşa eden onları iyi güzel ve mükemmel yapan ancak köşelerinden birinde bir kerpiç yeri bırakan bir adamın misali gibidir ki insanlar dolaşmaya ve binayı beğenmeye başlarlar ve 'Şuraya bir kerpiç koysan da binan tamam olsa...' derler. İşte o kerpiç benim."(1)
Et-Tufeyl İbn Ubeyy îbn Ka'b'm babası şunu anlattı: Rasûlullah (asm) şöyle buyurdu:
"Benim peygamberler arasındaki durumum güzel ve iyi bir ev yapıp da o evde koymadığı bir kerpicin yerini bırakan kimsenin durumu gibidir. İnsanlar binayı dolaşırlar onu beğenirler ve 'Bu kerpiç niye konulmamış?' derler. İşte ben peygamberler arasında o kerpicin yeriyim."(2)
Enes şöyle anlattı: Rasûlullah (asm) buyurdu:
"Ben size babanızdan çocuğunuzdan ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça (tam manasıyla) iman etmiş olmazsınız."(3)
Abdullah îbn Hişam şunu anlattı: Peygamber'le (asm) beraberdik. Rasûlullah Ömer îbnu'l-Hattab'ın elinden tutuyordu. Ömer O'na:
"Ya Rasulallah! Sen bana nefsimden (kendimden) başka her şeyden daha sevgilisin." dedi. Bunun üzerine Peygamber (asm):
"Hayır! Canım elinde olan Allah'a yemin olsun! Ben sana nefsinden de daha sevgili olmalıyım." dedi. Ömer:
"Vallahi şimdi sen bana nefsimden de sevgilisin." dedi. Peygamber (asm) şöyle dedi:
"Ömer! İşte şimdi oldu." buyurdu.(4)
Bu hadis Buhari'nin Sahih'inde mevcut olup Müslim'in Sahih'inde yoktur. Bu hadisten önceki hem Buhari'nin hem de Müslim'in sahihlerinde vardır.(5)
Ebu Hureyre (r.a.) şunu anlattı: Bir Müslümanla bir Yahudi münakaşa ettiler. Müslüman:
"Muhammedi (asm) alemlere tercih edene yemin olsun." dedi. Yahudi de "Musa'yı alemlere tercih edene yemin olsun dedi.
Müslüman Yahudi'ye kızıp onu tokatladı. Yahudi Rasulullah'a (asm) geldi ve olanları ona anlattı. Rasulullah (asm) Müslümanı çağırdı ve ona sordu. Müslüman yaptığını itiraf etti. Bunun üzerine Rasulullah (asm):
"Beni Musa'ya tercih etmeyin. Çünkü kıyamet gününde insanlar bayılırlar. Ben onların ilk ayılanı olurum ve Musa'yı Arşın ucuna tutunmuş olarak görürüm. Bilmiyorum o bayılıp da benden önce ayılan kimseler arasında mıdır? Yoksa Allah Teâlâ'nın istisna kıldığı kimselerden biri midir?" dedi.(6)
Ebu Hureyre şöyle dedi: Peygamber (asm) şöyle buyurdu:
"Bir kimsenin benim Yunus İbn Metta'dan daha hayırlı olduğumu söylemesi uygun değildir."(7)
Hz. Ömer şunu anlattı: Rasulullah (asm) şöyle buyurdu:
"Hristiyanların İsa İbn Meryem'i övdükleri gibi beni övmeyin. Ben sadece bir kulum. Siz Allah'ın kulu ve Rasülü deyin."(8)
Hz. Aişe'ye (r.a.) şöyle soruldu:
"Rasulullah (asm) evine girdiğinde ne yapardı?" Hz. Aişe (r.a) şu cevabı verdi:
"Ailesinin hizmetlerinde bulunur namaz vakti geldiği zaman da kalkıp namaz kılardı."
Enes şunu rivayet etti: Bir adam: "Muhammed! Efendimiz! Efendimizin oğlu! Bizim en hayırlımız! En hayırlımızın oğlu!" dedi. Bunun üzerine Rasulullah (asm):
"Ey cemaat! Her zaman nasıl konuşuyorsanız öyle konuşun! Şeytan sizi saptırmasın! Ben Abdullah'ın oğlu Muhammed'im. Ben Allah'ın kulu ve Rasulü'yüm. Vallahi! Sizin beni bulunduğum derecenin üzerine çıkarmanızı sevmem." dedi.(9)
el-Bera şöyle dedi:
"Rasulullah'ı (asm) Hendek gününde toprak taşırken gördüm. Toprak karnının beyazını örtmüştü."
Enes şunu söyledi:
"Hiçbir şahıs onlara Rasulullah'tan (asm) daha sevgili değildi. Onu gördükleri zaman ayağa kalkılmasından hoşlanmadığını bildikleri için ayağa kalkmazlardı."
el-Hasen Rasulullah'ı (asm) anlatırken şöyle dedi:
"Hayır vallahi! O'nun için kapılar kapanmaz karşısında kapıcılar dikilmez sabah akşam ona kazanlarla yemek götürülmezdi. Fakat o (asm) gizlisi olmayan açık birisiydi. Allah'ın Rasulü'yle görüşmek isteyen birisi onunla (asm) görüşebilirdi. Yere oturur yemeği yere konulurdu. Kalın ve kaba şeyler giyer eşeğe biner hayvanının terkisine adam alır ve vallahi elini yalardı."
Kays îbn Hazim şunu anlattı: Bir adam Peygamber'e (asm) geldi. Onun karşısında durunca adam korkudan titremeğe başladı. Bunun üzerine Rasulullah (asm):
"Korkma rahat ol. Ben kral değilim. Ben ancak Küreyş'ten kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum." dedi. (10)
Yine Enes anlattı:
"Bazen Medine'deki çocuklar gelip Rasulullah'm (asm) elini tutarlardı. Rasulullah (asm) elini çocuğun elinden çeker çekmez onu istedikler yere götürürlerdi [Rasulullah (asm) çocukların gittiği yere giderdi]."
İbn Ebî Evfa şöyle dedi:
"Rasulullah (asm) dul ve yoksullarla birlikte yürümekten çekinmez ve onlara karşı kibirlenmezdi. Onların ihtiyaçlarını yerine getirirdi."
Hz. Aişe (r.a) şöyle anlattı:
"Ya Rasulellah! Allah beni sana feda kılsın. Bir şeye yaslanarak yemek ye çünkü bu senin için daha rahat olur." dedim. Bunun üzerine Rasulullah (asm):
"Hayır! Ben kulun yemek yediği gibi yer kulun oturduğu gibi otururum." dedi.11
Yine Hz. Aişe (r.a.) şunu anlattı: Rasulullah (asm) şöyle buyurdu:
"Melek bana gelip: 'Rabb'in sana selam edip: Dilersen kul nebisi dilersen mülk nebisi ol diyor.' dedi. Cebrail'e baktım. Bana: Alçak gönüllü ol dedi. Ben de: 'Kul nebisi olmak istiyorum.' dedim."12
Dipnotlar:
1. Buharî Sahih kitabu'l-menakib 18 hadis no: 3534; Müslim Sahih kita-bu'l-fedail 7 hadis no: 23; Beyhakî Sünenü'l-Kübra 9/5; Delailu'n-Nubuvve 1/365 366; İmam Ahmed Musned 3/361.
2. Önceki dipnota bakınız. Abdurrahman İbnü’l-Cevzi Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı Uysal Kitabevi: 328-329.
3. Buhari Sahih 1/10; Müslim Sahih kitabu'l-iman 70; Nesaî Sünen 8/114; İbn Mace Sünen 67; İmam Ahmed Musned 3/207 275 278; Hakim Mustedrek 2/486.
4. Buhari Sahih 8/169; Tırmızî Sünen 3047; İmam Ahmed Musned 5/293; Ta-rıhu Îbn Asakır 5/389; Zubeydİ İthaf 9/547.
5. Abdurrahman İbnü’l-Cevzi Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı Uysal Kitabevi: 333-334.
6. Beyhakî Delaılu'n-Nubuvve V/492; İbn Kesir el-Bidaye ve'n-Nıhaye I/248 Kadı lyad eş-Şifa 1/439.
7. Buharî Sahih İV/193 VI/71 92; Müslim Sahih kitabu'l-fedail 167; Ebu Davud Sünen kitabu's-sunne bab: 13; Ahmed Musned H/405; Beyhakî Delailu'n-Nubuvve V7 495.
8. Buharî Sahih İV/204 VIII/210; Müslim Sahih kitabu'l-kader bab: 7; Abdur-rezzak Musannef 19757 Beyhakî Delailu'n-Nubuvve V/498; Ahmed Musned I/23 24; Tir-mizî Şemail 172.
9. Buharı 111/201 Vll/32; Taberanî Mu'cemul-Kebır XI/120; İbn Hıbban Sahih 1064; İbn Sa'd Tabakatul-Kubra 1/95 107; İbn Adıyy el-Kamıl İV/1352 V/1688 1937.
10. Hakim Müstedrek H/4366; Hatib Tarih VI/277 279; Zebîdî - İthafu's-Sadeti1!-Muttakîn VI1/142; Heysemî Mecmau'z-Zevaid IX/20.
11. Bağavî Şerhu's-Sunne XI/287.
12. Bağavî Şerhu's-Sunne XII/249; imam Ahmed Musned 11/231; İbn Hibban Sahih 2137 (Mevarid); Munzirî Terğıb ve't-Terhib İV/196; Zebidî Ithafu's-Sadetİ'l-Muttakîn VII/116.
(bk. Abdurrahman İbnü’l-Cevzi Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı Uysal Kitabevi)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet