Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Nadir bin Haris hakkında bilgi verir misiniz?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:16    Güncellendi: 31.01.2025 23:16
Soru Detayı
- Bu kişiyi Hz. Muhammed (asm) -savaştan sonra- serbest bırakmayıp başını keserek öldürttüğü iddiasına ne cevap verirsiniz?

Değerli kardeşimiz

Nadir b. Haris Kureyş müşriklerinin ileri gelenlerinden cin fikirlilerinden ve azgınlarındandı.

Kendisi bir ara Hîre'ye gitmiş orada Acem şahlarının hikâyelerini Rüstem ve İsfendiyar'a ait bir-takım hikâye ve haberleri öğrenmişti. Ayrıca Acem kitapları okur Hristiyanlar ve Yahudilerle düşer kalkardı.

Peygamberimizi (asm) yalanlamakta ve incitmekte Kureyş müşriklerinin en aşırı gidenlerinden ve söz sahiplerindendi.

Hîre'de bırbıt (ud kopuz) çalmayı ve Hîrelilerin şarkılarını öğrenmiş; bunları Mekkelilerden birçok kimselere de öğretmişti. Kendisi şarkıcı iki köle kadın da satın almıştı. Halkı İslâmiyet'ten alıkoymak için bunlarla oyalardı.

Peygamberimiz (asm) bir meclise oturup Allah'ı anar Allah'a inanmaya davet eder Kur'ân-ı Kerîm okur kendilerinden önceki milletlerden hangilerinin ne gibi musibetlere uğradıklarını anlatarak kavmini uyarır; o meclisten kalkar kalkmaz arkasından Nadir b. Haris gelir Peygamberimizin (asm) yerine geçer ve:

"Ey Kureyş cemaati! Vallahi ben ondan daha güzel söylerim. Siz benim yanıma geliniz! Ben size onun anlattıklarından daha güzelini anlatırım."

dedikten sonra Acem şahlarının Rüstem ve İsfendiyar’ın hikâyelerini anlatır; 

"Muhammed benden ne ile daha güzel konuşurmuş? Ben size anlattığım hikâyeleri nasıl başkalarından yazıp aldımsa o da bunları başkalarından yazıp almıştır!" der;

"Hangimizin sözü daha güzel? Benimki mi yoksa Muhammed'inki mi?" diye sorardı.

Peygamberimiz (asm) bir ara Ebu Uhayha Saîd b. Âs'ın yanına uğrar ona İslâmiyeti anlatırdı.

Ebu Uhayha Peygamberimiz (asm) hakkında "O semadan konuşuyor!" demeye başlamıştı.

Nadir b. Haris Ebu Uhayha'nın yanına gidip:

"İşittiğime göre; sen Muhammed'in sözlerini güzel buluyor beğeniyormuşsun. Bu nasıl olur?! O ilahlara dil uzatıyor! Baba ve atalarımızın cehennemde olduklarını söylüyor! Kendisine tâbi olmayanları azapla tehdid ediyor!" dedi.

Bunun üzerine Ebu Uhayha Peygamberimiz (asm) düşman kesildi. Peygamberimizi (asm) yermeye getirdiklerini ayıplamaya ve "Doğrusu biz bunun getirdiklerinin bir benzerini daha işitmedik! Böylesi ne Yahudilikte ne de Hristiyanlıkta var!" demeye başladı.

Ebu Uhayha ilk sözünden döndüğü zaman Nadir b. Haris ona teşekkür etmeye gitti.

Halbuki Nadir b. Haris bundan önce Peygamberimizin adını duyduğunda ve gönderileceği zamanın yaklaştığını işittiği zaman:

"Vallahi bize bir uyarıcı gelecek olursa biz milletlerden herhangi birisinden daha çok doğru yolu tutarız." demişti.

Yüce Allah bu münasebetle indirdiği âyette şöyle buyurdu:

"Onlar; kendilerine azapla korkutucu (bir peygamber) gelirse herhalde (diğer) ümmetlerden herhangi birisinden daha ziyade doğru yolu tutacaklarına yeminlerinin bütün hızıyla Allah'a and etmişlerdi. Fakat onlara azapla korkutan (bir peygamber) gelince bu onların (haktan) uzaklaşmalarından başka bir şey artırmadı." (Fâtır 35/42)

Nadir b. Haris; Kur'ân-ı Kerîm okunduğu zaman:

"Bunlar öncekilerin masallarıdır! Ben de size Allah'ın indirdiği gibi indireceğim!" derdi.

Bu nedenle Kur'ân-ı Kerîm'de içinde "esâtîr" kelimesi geçen sekiz âyet Nadir b. Haris hakkında nazil olduğu rivayet edilir. 

Nadir b. Haris:

"O getirdiği kitap üzerinde ancak şu Esved b. Muttalib'in kölesi Cebr ile Şeybe veya Utbe b. Rebia'nın kölesi Addas'ın ve daha başkalarının yardımını görüyor!" diyordu.

Yüce Allah indirdikleri âyetlerle bu isnad ve iftirayı da şöyle reddetti:

"Andolsun ki biz onların 'Bunu ancak bir beşer öğretiyor!' diyeceklerini biliyoruz. Haktan sapmak suretiyle kendisine nisbet edecekleri o (sanığın) dili Acemî'dir bu Kur'ân'ın dili ise apaçık Arapça bir dildir."(Nahl 16/103)

"O küfredenler 'Bu (Kur'ân) onun uydurduğu yalandan başka (birşey) değildir. Bu hususta diğer bir zümre de ona yardım etmiştir.' dediler de muhakkak bir haksızlık ve tevzir meydana getirdiler.

'Onun başkasına yazdırıp kendisine sabah akşam okunmakta olan eskilere ait masallardır.' dediler.

De ki: 'Onu göklerde ve yerdeki bütün gaybı bilen (Allah) indirdi. Şüphe yok ki O çok yarlıgayıcı çok esirgeyicidir!'" (Furkan 25/4-7)

"De ki: 'Andolsun bütün insanlar ve cinler şu Kur'ân'ın bir benzerini meydana getirmek üzere bir araya toplansalar ve birbirlerine yardımcı da olsalar yine onun benzerini meydana getiremezler.'"(İsra 17/88)

Nadir b. Haris bir gün Peygamberimize (asm) rastlayıp:

"Sen Kureyşîlerin yakın bir zamanda vurulup yere düşeceklerini ve bunun sana Allah tarafından vahyedildiğini söylüyormuşsun öyle mi?" diye sordu.

Peygamberimiz (asm): "Evet ben söyledim! Sen de onlardansın!" buyurdu.

Ayrıca Nadir bin Haris Peygamber Efendimiz´e zaman zaman eziyet eder taarruzda bulunurdu. Bir gün Peygamberimiz öğle vakti yaklaşırken haceti için Seniyyetü´l-Hacûn tarafına gitti. Adetleri üzere oldukça uzağa gitti. Bunu gören Nadir: "Böyle bir fırsat ebediyen bir daha elime geçmez pusuya yatıp ansızın onu öldürmeliyim!" diyerek gidip pusuya yattı... Sonra ansızın müthiş bir korkuya kapılarak geri döndü. 

Dönüş sırasında Ebû Cehl kendisine "Nereden geldiğini?" sordu. Nadir şu karşılığı verdi:

"Muhammed'in peşinden gitmiştim. O'nun yalnız olduğunu görerek hesabını görmek istemiştim. Bu maksatla gidip pusuya yattım fakat simsiyah ve korkunç yılanların dişlerini birbirine çarparak ağızlarını açmış bir vaziyette bana hücum ettiklerini gördüm müthiş korktum ve süratle evime dönüyordum!" 

Ebû Cehl de kendisine: "Bu O'nun sihirlerinden birisidir." karşılığını vermiştir.

Yüce Allah Rasülüne indirdiği ayette

"Yakında o cemaat bozulacak onlar arkalarını dönüp kaçacaklar." (Kamer 54/45)

buyurmuş; Peygamberimiz de (asm) Bedir savaşında Kureyş müşriklerinin bozguna uğrayıp kaçıştıklarını görünce bu âyeti okumuştu.

Nadir b. Haris Bedir savaşında esir edilen müşriklerden olup Hz. Ali tarafından boynu vurulmuştur. O zaman henüz esirlerle ilgili ayetler inmediği için ayetlere dayalı bir esir hukukundan söz etmek doğru olmaz.

Böylece Peygamberimizin Bedir savaşı öncesinde Nadir b. Haris'in öldürülmesi için özel duyuru yapmasının sonra onu esirler arasında bulunca onunla birlikte birkaç kişinin daha öldürülmesini emretmesinin ve diğerlerinde olduğu gibi onlardan fidye kabul etmemesinin sebebini kavramış oluruz.

Kaynaklar:

İbn İshak İbn Hişam Sîre 1/321 383384 2/367.
Beyhaki Delâilü'n-nübüvve 2/202.
Celaleddin es-Suyuti Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri Uysal Kitabevi: 1/230-231.
Taberî Tefsir 13/182; Târih 2/296.
Belâzurî Ensâbu'l-eşrâf 1/139-141.
Râzî Tefsir 21/82.
Zehebî Târîhü'l-İslâm s. 157.
İbn Habib Kitâbu'l-muhabber s. 161.
M. Asım Köksal İslam Tarihi Köksal Yayıncılık 1/324-327.

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi