Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Vahiy büyük bir olaydır. Hz. Peygamber (asm) burada ilahi hitaba muhatab olmuştur. Elbette bu durumun bir ağırlığı olacaktır. Hz. Peygamber (asm) vahyin ağırlığını bu şekilde hissetmiştir.
Bu olay şöyle gerçekleşmiştir. Vahiy meleği Cebrâil (a.s.) bu ıssız ve karanlık gecede güzel bir insan suretinde etrafa ışıl ışıl nûrlar saçarak göz kamaştırıcı bir aydınlıkla Kâinatın Efendisi (asm)'e göründü. Tatlı fakat gür bir sadâ ile hitap etti:
"Oku!"
Kâinatın Efendisini hayret ve korku sardı. Yüreği ürperiyordu!
"Ben okuma bilmem." diye cevap verdi.
Hazret-i Cebrâil kendilerini kucakladı ve sıkıp bıraktıktan sonra tekrar
"Oku!" diye seslendi.
Fahr-i Kâinat aynı cevabı verdi:
"Ben okuma bilmem!"
Hazret-i Cebrâil ikinci kere Kâinatın Efendisini kucakladı ve sıkıp bıraktıktan sonra yine seslendi:
"Oku!"
Bu sefer Fahr-i Kâinat:
"Ben okuma bilmem söyle ne okuyayım?" dedi.
Bunun üzerine melek Allah`tan aldığı ve Resûlüne teslim etmeye geldiği Alâk sûresinin ilk ayetlerini başından sonuna kadar okudu:"Yaratan Rabbinin ismiyle oku. O Rabbin ki insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku. Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O insana kalemle yazmayı öğretendir." (Alak 96/1-5)
Heyecan ve haşyetin son haddinde Kâinatın Efendisi (asm) bizzat konuştuğu lisanla nâzil olan âyetleri kelimesi kelimesine tekrar etti. Artık inen âyetler Allah Resûlünün hem diline hem kalbine yerleşmişti. O andaki vazifesi sona eren Hazret-i Cebrâil (as) de birden bire kayboluverdi.
Buna benzer bir hadisede Hz Musa (as)'ın başına gelmiştir. Hz. Musa (as) Allah'ı görmek istemiş bu yüzden de O'na seslenerek; "Rabbim bana göster Seni göreyim." demiştir. Bunun üzerine Allah "Beni asla göremezsin ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse sen de beni göreceksin." diye cevap verir. Allah dağa tecelli edince onu paramparça eder ve Hz. Musa (as) bayılarak yere düşer. Kendine geldiğinde ilk söylediği ise "Sen ne Yücesin (Rabbim)" (A'raf 7/143) olur.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi