Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
"Ey Ümmet-i Muhammed! Siz insanların iyiliği için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği yayar kötülüğü önlemeye çalışırsınız; çünkü Allah'a inanırsınız." (Âl-i İmran 3/110)
Görüldüğü üzere bu ayet-i kerimede Hz. Muhammed (asm)'in ümmetinin en hayırlı ümmet olduğu belirtilmektedir. Ancak bu hayriyyet / hayırlı olma vasfı belli şartlara bağlanmıştır. Bu şartlardan birincisi iyiliği yaymaları ikincisi kötülüğü önlemeye çalışmaları üçüncüsü ise Allah'a inanmış olmalarıdır. Bunun mefhum-i muhalifine baktığımızda ortaya şu sonuç çıkar: Bu şartları haiz olmayan ümmet- i Muhammed hayırlı ümmet olma vasfıyla nitelendirilemez. Nitekim Hz. Ömer (ra)'in bir keresinde haccederken bazı insanların hoş olmayan hareketleri karşısında "Siz insanların iyiliği için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz..." ayetini okuduktan sonra söylemiş olduğu şu sözleri bu gerçeği teyit etmektedir:
"Kimin bu ümmetten olmak hoşuna gidiyorsa Allah'ın bu ümmet için buyurduğu şartları yerine getirsin." (Taberî Câmiu'l-Beyan 7: 102).
Eğer ümmet-i Muhammed bu vasfın devamlı ve kalıcı olmasını kesintiye uğramamasını istiyorsa mezkur şartları yerine getirmesi gerekir. Bu vasfın devamlılığı demek ümmet kendi inandığı değerlerine sahip çıkmış ve muhafaza etmiş demektir. Ümmeti ümmet yapan ve ona değer kazandıran ve milletler arası muvazenede değerler üstü değer kazandıran özellik budur.
Allah (c.c.) dileseydi yeryüzünde olan bütün insanlar bir tek ümmet olurdu (Mâide 5/48; Hûd 11/118; Şûrâ 42/8). O zaman da hür irâdenin ve denemenin bir anlamı kalmazdı. İnsanlardan dileyen İslâm ümmetinin dileyen de küfür ümmetlerinin bir üyesi olabilir. İnsan bu konuda serbesttir. Ma'rufu (iyiliği) emreden münkeri (kötülüğü) önlemeye çalışan İslâm ümmeti insanlık içerisinden çıkartılmış en hayırlı ümmettir (Âl-i İmran 3/110). Allah'ın yarattıkları arasında bazı ümmetler hakka iletirler ve hak ile adâlet yaparlar (A'râf 7/181).
İşte insanlar arasından çıkartılmış en hayırlı ümmet olan İslâm ümmeti diğer ümmetlere karşı üstün bir konumdadır. Üstünlüğü soy kabile renk sosyal sınıf zenginlik ve iktidar sahipliği gibi şeylerde görmeyen İslâm takvâyı üstünlük derecesi saymış; insanlar arasında kim takvâ sahibi olursa kim en yüce değerleri Allah rızâsı için ahlâk haline getirirse o üstün olur. Bu yüce erdemin de ancak İslâm'ın getirdiği ilkelerle kazanılacağı açıktır. İslâm ümmetinin üstün olduğunu bizzat Peygamberimiz (asm) haber veriyor (Ahmed bin Hanbel 5/383).
Her peygambere uyan topluluklar o peygamberin ümmeti sayılırlar. Bu anlamda İslâm'a inanan bütün Müslümanlar Muhammed ümmetidir. Peygamberimiz (asm) bütün insanlığa peygamber olarak gönderildiği için bütün insanları O'nun ümmeti O'nun topluluğu olarak sayanlar da bulunmaktadır. İslâm ümmeti Kur'an'a göre bir tek ümmettir.
"Gerçek şu ki sizin ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim öyleyse bana ibâdet ediniz." (Enbiyâ 21/92; ayrıca bk. Mü'minûn 23/52). Aynı imam / önder etrafında (Hz. Muhammed (asm)'in izinde) aynı vahye tabi olarak bir araya gelmiş Tevhid dinine gönül vererek vahdete ulaşmış aynı amaca gitme gayretinde olan bir ümmettir.
Ayrıca İslâm ümmeti vasat (orta aşırı olmayan) bir ümmettir ki diğer insanlar üzerine İslâm'ın hak din olduğu üzerinde oldukları yolun 'doğru yol' olduğu hususunda şâhitlik yapacaklar. İnkârcıların ve haddi aşanların dâvetlerine uymadıklarına onların emrilerinin (işlerinin) rüşd (sağlam yarayışlı) olmadığına da tanıklık edecekler. İslâm ümmeti bir denge toplumudur. İnançta amelde hayatı değerlendirmede cezâ vermede ve yargılamada orta yolu izler. Hiç bir konuda aşırı değildir. Batı toplumlarında ortaya çıkan fanatizm ve fundamentalizm ile ilgisi yoktur. Hakka ve adâlete uygun hareket etmek insanlara her konuda örnek olmak onların özelliğidir. Tabiatta inançta ve hayatı yaşamada denge üzerindedir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi