Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Her nebinin şefaat hakkı var yazmışsınız ve onlar bu hakkı kullanmış bu dünyada.
- Bana bir peygamberden misal verebilir misiniz; bu dünyada hakkını nasıl kullanmış?
- Bizim Peygamberimiz (asm)'in dünyada ne zaman kullanma hakkı olmuş ve neden kıyamet gününe ertelemiş?
Değerli kardeşimiz
Rivayetlerde diğer peygamberlerden farklı olarak Peygamberimize (asm) “Umumî şefaat hakkının verildiği” ifadesi vardır. Kıyamet günü Makam-ı mahmud’a sahip olan Hz. Peygamber’den (a.s.m) başka kimseye “Umumî şefaat” hakkı verilmemiştir.
Hadis rivayetlerinde her peygambere müstecab / makbul bir dua hakkının verildiği bildirilmiştir. Nitekim Hz. Enes’ten nakledilen rivayete göre Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurmuştur:
“Her peygamberin hususi bir duası var ki onunla ümmetiyle ilgili olarak dua etmiş ve duası kabul edilmiştir. Ben ise duamı kıyamet gününde ümmetim için şefaat kıldım /ümmetim için erteledim şefaat etmeye ayırdım.” (Buharî Daavat 1 Müslim İman 340).
Hz. Ebu Hureyre’nin bildirdiğine göre Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurmuştur:
“Her peygamberin yapacağı müstecab (Allah tarafından kabul edileceğine dair söz verilen) bir duası vardır. Ben ise o duamı ahirette ümmetim için şefaat olarak saklamayı arzu ediyorum / saklıyorum / sakladım.” (Buharî Daavat 1; Tevhid 31 Müslim İman 334 335).
Bu hadis üzerinde yapılan farklı yorumlar vardır. Ancak sizin sorunuza cevap teşkil edecek bazı bilgileri şöyle verebiliriz.
Aslında her peygamberin pek çok duaları makbul olmuştur. Fakat bu hadiste ifade edilen dualardan maksat bir peygamberin kesin kabul gürmüş veya kabul olacağına dair söz verilmiş dualarıdır. Bu dualar o peygamberin kendi şahsı veya ümmeti hakkında olabilir. Hatta bunlar müspet anlamda bir dua olduğu gibi menfi anlamda bir beddua da olabilir.
Bunlardan biri “Nuh: ‘Ya Rabbî dedi yeryüzünde dolaşan bir tek kâfir bile bırakma!’ ” (Nuh 71/26) mealindeki ayette söz konusu edilen Hz. Nuh’un yaptığı bedduadır.
Bir diğeri “Doğrusu ben arkamdan yerime geçecek akrabamdan ötürü endişeliyim. Eşim de kısır! Bana lütf-u kereminden öyle bir vâris nasib et ki bana da Yâkub hanedanına da vâris olsun. Onu razı olacağın bir insan eyle ya Rabbî!”(Meryem 19/6) mealindeki ayette söz konusu edilen dua Hz. Zekariya’nın kendisi için yaptığı hususî duasıdır.
Bir başka misal ise “Ya Rabbî!” dedi “affet beni ve bana benden sonra hiç kimseye nasib olmayacak bir hakimiyet lütfet. Çünkü sen lütufları son derece bol olan Vehhab’sın!”(Sad 38/35) mealindeki ayette konu edilen Hz. Süleyman’ın kendisi için yaptığı duadır. (İbn Hacer Fethu’l-Barî ilgili hadisin şerhi)..
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi