Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Konunun detaylarına girmenin bize bir faydası olacağını düşünmüyoruz. Bu sebeple meseleyi kendi açımızdan değerlendirmek gerekir.
Öncelikle şunu belirtelim ki tarih kaynakları tarihçilerin kültür inanç görgü ve ilgi alanlarıyla yakından ilgilidir. Her tarih kaynağında aynı olayların yer almaması yer alsa bile aynı düzeyde ilgi gösterilmemesi bunun göstergesidir.
Tarih kaynakları milatta önce üç bin yıldan daha öncesine sağlam ve düzgün gidemiyor. Bu husus yazının tespiti meselesiyle de yakından ilişkilidir. Tarihçilerin birer insan olarak cehaletleri de işin diğer önemli bir boyutudur.
Tarihte yaptığı işlerle önemli bir yer alan peygamberler ile onların kavimlerinin hayat hikâyelerinin en güzel tarih kaynakları kutsal kitaplar yani Tevrat İncil ve Kur’an-ı Kerim'dir. Özellikle A’dan Z’ye Allah’ın kelamı olduğunu -XV. asırdan beri bir benzerinin ortaya konulamayacağına dair- yaptığı meydan okumasıyla ispat eden Kur’an-ı hekim Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar en önemli tarihi vakaların en büyük peygamberlerin ve kavimlerinin hayat hikâyelerini ortaya koymuş en sağlam bir ilahî kaynaktır. Bu gün milyarlarca mensubu bulunan ve öğretileriyle hayatlarını tanzim eden üç semavî dinin varlığı bile tek başına söz konusu peygamberlerin doğruluklarını ispat etmeye yeterli birer delildir.
Belgeselleri tamamen doğru kabul etmek de yanlıştır. Çünkü belgeseli hazırlayanların düşünceleri meşreplerine olan taassupları doğruların olduğu gibi yansıtılmasına çok kuvvetli bir engeldir. Hz. Musa’yı Firavun’un prensi olarak lanse eden Hz. İsa’yı Allah’ın oğlu olarak gösteren belgesellerin bu ve benzeri yanlışları bu dediklerimizin açık kanıtıdır...
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi