Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Şeytan bir peygamber olan Hz. Eyyüb'e nasıl yorgunluk ve eziyet verebilir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:16    Güncellendi: 31.01.2025 23:16
Soru Detayı

- Kur'an-ı Kerim'de "Kulumuz Eyyub'u da an. O Rabbine;'Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi.' diye seslenmişti." Sorum şu;
- Şeytan bir peygambere nasıl yorgunluk ve eziyet verebilir?
- Tamam şeytan bizlere verdiği vesveselerle çok acılar çektiriyor ve bize eziyet ediyor. Ben vesveseden çok çektiğim için bu acıları anlayabiliyorum. Bazan hafakanlara giriyorum. Tam bir cinnet hali yaşatıyor bizlere. Fakat bir peygamber vesvese yaşamadıktan sonra şeytan başka türlü nasıl yorgunluk ve eziyet verebilir ki?
- Ayrıca o bir peygamber ve ahirete tam inanmış birisi. Dünya hırsı ve tamahı olmaz. Dünyanın cazibedar güzellikleri onu etkilemez. O'nun tek sıkıntısı hastalığın verdiği ızdırar hali. Bu konuda dese ki "Çok yorgunluk ve acı çektim" anlarım. Fakat şeytan nasıl acı eziyet ve yorgunluk verir.
- Ayrıca Eyyup Peygamberden başka hiçbir peygamberin şeytandan bir şikayeti olmadığını biliyoruz. Veya var mı?
- Neden Eyyup peygamber?

Değerli kardeşimiz

"Kulumuz Eyyub'u da an. O Rabbine; 'Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi.' diye seslenmişti.”(Sad 38/41)

mealindeki ayette yer alan “Şeytanın Hz. Eyyub’a dokunması” iki şekilde değerlendirilmiştir:

a) Şeytan vesveseleriyle Hz. Eyyub’a eski güzel hayatı ile içinde bulunduğu sıkıntılı hayatını hatırlatmak suretiyle onu rahatsız ediyordu.

b) Bir imtihan tablosu olarak Allah şeytana izin verdi o da bu izne binaen Hz. Eyyub’un malına sonra evine çoluk çocuğuna sonra onun cesedine musallat oldu onu sıkıntılara soktu. Daha sonra onun kalbine de musallat olmak istedi ancak buna muvaffak olamadı. (bk. Mavredi ilgili ayetin tefsiri)

- Ayette “yorgunluk ve eziyet” olarak meal verdiğimiz kelimelerin asıl Arapça ifadesinde “nusb-azab” olarak yer alan bu kelimelerin manaları şöyle açıklanmıştır:

- Nusb elem-acı; azab sekam hastalık.

- Nusb cesedine yerleşen hastalık; azab malına gelen musibet.

- Nusb yorgunluk bitkinlik; azab bela musibet anlamına gelir. (bk. Mavredi ilgili yer)

Diğer bir değerlendirme de şöyledir:   

Nusb Hz. Eyyub’ın eski güzel günlerini zenginlik yıllarını sağlıklı hayatını kaybetmekten dolayı duyduğu şiddetli gam ve keder anlamına gelir. Azab ise bedeninde hissettiği ağır hastalıktan ötürü çektiği acıyı ifade etmektedir. (Razi ilgili yer)

- Ehl-i sünnet alimlerine göre şeytan bir fiili yapabilir. Ancak asıl yaratıcı Allah’tır. Bu sebeple Hz. Eyyub’un kısaca “şeytan bana zarar verdi” demesi şeytanın bu imtihandaki vesilelik yönüne yapılan bir vurgudur. Şeytan (imanla ilgili şüpheler hariç) peygamberlere de vesvese verebilir. Çünkü onlar da bir insan olarak hatta daha ağır imtihanlara tabidir.

Şeytan tarafından Hz. Eyyub’a verilen bu zarar doğrudan malının telef olmasını sonuç verecek şekilde işler çevirmesi ve bedenine hastalık mikroplarını bulaştırması şeklinde de olabilir. Ya da bir şekilde olan bu musibetleri iki de bir hatırlatarak kendisini rahatsız etmek şeklinde de olabilir bu fiilleri yapması caizdir. Tevhide aykırı değildir.

Nitekim Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i boğazlamaya çalışması zamanında da şeytanın onlara gelip yanlış telkinlerde bulunduğuna dair tefsir kaynaklarında epey bilgiler vardır.

Keza ayette Hz. Süleyman’ın kürsisine bir cesedin oturtulduğu ifade edilirken İbn Abbas ve alimlerin büyük çoğunluğuna göre oraya oturan şeytandır. (bk. Zadu’l-Mesir ilgili yer)

- Bununla beraber bazı alimlere göre şeytan Hz. Eyyub’un adamlarına vesvese vermek suretiyle onları ona yardım etmekten alı koydurmuştu. Hz. Eyyub bunu kast ederek ”şeytan bana sıkıntı verdi” demiştir. (bk. Beyzavi ilgili yer)

- Burada kullanılan “şeytan” kelimesi yerine “Eyyub’u da an! Hani o Rabbine: 'Şüphesiz bana bir zarar dokundu sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.' diye duâ etmişti.”(Enbiya 21/83) mealindeki ayette “zarar” kelimesi kullanılmıştır.

- Öyle anlaşılıyor ki Hz. Eyyub özel bir şekilde çok ağır bir imtihana tabi tutulmuştur; malını ailesini sağlığını kaybetmiştir. Üstelik daha önce çok zengin müreffeh bir hayata sahip iken bu ağır musibete dûçar olmuştur.

Şeytan ise kendisine “Sen bunu hakketmedin bu sıkıntılar insanın tahammül sınırını aşan bir şekil almıştır…” şeklinde vesveselerle musibetin şeklini daha ağırlaştırıyordu.

Hz. Eyyub ise şeytandan gelen bu sıkıntıları gidermesi bundan dolayı yanlış bir düşünceye Allah’a karşı suizan beslememek için Allah’a yalvarıyor ve bu halini ona şikâyet ediyordu. Bu yakarış Hz. Yusuf’un

 “Allah’ım! bu kadınların hilelerini benden uzaklaştır yoksa (korkarım ki) onlara meyleder de cahillerden olurum.”(Yusuf 12/33)

şeklindeki Allah’a iltica edip yalvarıp yakarması gibidir. (krş. İbn Aşur ilgili ayet)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi