Değerli kardeşimiz
Peygamberlik Allah tarafından seçkin kullarına verdiği bir vazifedir. Peygamberlik vazifesi tamamen Allah'ın takdiridir. Rivayet edildiği üzere yüz yirmi dört bin peygamber gönderilmiş ve her kabile ve topluluğa kendi içinden peygamberler gönderilmiştir.
Peygamberlerin bir kısmının aynı soydan gelmesi ise esas itibariyle kader-i İlâhînin bir remzidir.
Cenab-ı Hakk'ın takdir ve iradesi bazı peygamberlerin aynı soydan gönderilmesini icap ettirmiş gerektirmiştir. Peygamberleri kendi emirlerini ulaştırmak maksadıyla Cenab-ı Hak gönderdiği gibi hangi memlekete hangi insanı peygamber olarak göndermeyi de yine O istemiştir. Bunda kulların bir tesir ve dahli yoktur.
Meselenin hikmet cihetine gelince; bu hususun pek çok hikmeti olabilir. Nitekim peygamberler kendine vahyedilen emirleri en çok kendi aileleri tarafından kabul görmüş ve uygulanmıştır. Ayrıca peygamberlerin kendi neslinden gelenlerin salih kullardan olması için dua etmeleri ve Allah'ın onların bu dualarını kabul ettiğini göstermektedir. Nitekim bu husus Kur'an-ı Kerim'de şöyle açıklanmıştır:
"İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in soyundan Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler..." (Meryem 19/58)
"Allah İbrahim ailesine kitabı hikmeti ve bunlarla birlikte büyük bir mülkü verdi." (Nisa 4/54)
"Soyundan da pek çok peygamber çıkardı." (Enam 6/84)
"Vefalıydı..." (Necm 53/37)
Hz. İbrahim (as)'le birlikte kesintisi olmayan bir peygamberler silsilesi de başlamıştır. Hz. İbrahim (as) inkarcılara karşı ihlaslı ve azimli bir tebliğ görevi yürütmesine karşın etrafındaki insanların çoğu (Hz. İbrahim'in akrabası olan Hz. Lut (as) hariç) bu tebliğe icabet etmemiştir. Bunun üzerine Hz. İbrahim (as) Allah'tan kendisine varis olacak ve Allah'ın dinini yeryüzünde temsil etmeye devam edecek salih bir mümin istemiştir. Allah Hz. İbrahim (as)'in duasına bir mucizeyle karşılık vermiş kendisi çok yaşlı ve karısı da kısır olmasına rağmen ona salih bir çocuk müjdelemiştir. Böylece Hz. İbrahim (as) Hz. İshak (as)'ın babası olmuştur. Hz. İshak (as) da Allah katında seçkin olan iman akıl ve takva sahibi bir peygamberdir. Hz. İshak (as) da bir zaman sonra bir evlat sahibi olmuş ve ona "Yakub" adını vermiştir. Her ikisi de Hz. İbrahim (as) için Allah'ın birer armağanı olmuştur:
"Böylelikle onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshak'ı ve (oğlu) Yakup'u armağan ettik ve her birini peygamber kıldık." (Meryem 19/49)
"Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik ve onun soyunda peygamberliği ve kitabı kıldık ecrini de dünyada verdik. Şüphesiz o ahirette salih olanlardandır." (Ankebut 29/27)
Hz. İbrahim (as)'in bir diğer oğlu ise Hz. İsmail (as)'dir. Her ikisi birlikte insanlar için ilk kurulan "ev" yani ibadet mekanı olan Kabe'yi inşa etmiştir. Bu sırada yaptıkları dua Kur'an'da şöyle bildirilir:
"İbrahim İsmail'le birlikte Evin (Ka'be'nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): 'Rabbimiz bizden kabul et. Şüphesiz Sen işiten ve bilensin; Rabbimiz ikimizi Sana teslim olmuş kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin.' " (Bakara 2/127-128)
Allah bu duaya icabet etmiş ve Hz. İbrahim (as)'in soyundan Allah'a teslim olmuş bir ümmet yaratmıştır. Hz. İbrahim (as)'in oğulları torunları ve onların çocukları aralarında peygamberler bulunan ve putperestlerle dolu bir ortamda Allah'a iman edip O'nun hükümlerine göre yaşamış mübarek insanlardır. Hz. Musa Hz. Harun Hz. Davud Hz. Süleyman Hz. Eyyub Hz. Yunus (Aleyhimüsselam) gibi daha pek çok peygamber de yine Hz. İbrahim (as)'in soyundan gelen hidayet ehli salih kamil insanlardır. Peygamberler soyu ile ilgili olarak Allah şöyle buyurmaktadır:
"Ve ona (İbrahim'e) İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u Süleyman'ı Eyyub'u Yusuf'u Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz. Zekeriya'yı Yahya'yı İsa'yı ve İlyas'ı da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir. İsmail'i Elyasa'yı Yunus'u ve Lut'u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık. Babalarından soylarından ve kardeşlerinden kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik. Bu Allah'ın hidayetidir; kullarından dilediğini bununla hidayete erdirir. Onlar da şirk koşsalardı elbette bütün yapıp-ettikleri 'onlar adına' boşa çıkmış olurdu. Bunlar kendilerine kitap hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp-küfre sapıyorlarsa andolsun Biz buna (karşı) inkara sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır. İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır..." (Enam 6/84-90)
Hz. İbrahim (as) oğullarına Allah'a imanı vasiyet etmiş ve bu vasiyet onun torunu olan Hz. Yakup (as) tarafından da tekrarlanmıştır. Bu olayları Allah Kur'an'da şöyle haber verir:
"Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O:) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti. Bunu İbrahim oğullarına vasiyet etti Yakup da: "Oğullarım şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti siz de ancak Müslüman olarak can verin" (diye vasiyet etti.) Yoksa siz Yakub'un ölüm anında orada şahidler miydiniz? O oğullarına: "Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?" dediğinde onlar: "Senin ilahına ve ataların İbrahim İsmail ve İshak'ın ilahı olan tek bir ilaha ibadet edeceğiz; bizler ona teslim olduk." demişlerdi. Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz." (Bakara 2/131-134)
Ancak elbette Hz. İbrahim (as)'in soyundan gelmiş olmak bir insanın kesin olarak hidayete ereceği anlamına gelmemektedir. Bu soy içinde peygamberler salih insanlar veliler olduğu gibi dini kavrayamayan ve hidayet ehli olmayanlar da vardır. Nitekim bu gerçek de Kur'an'da Allah tarafından bildirilmiştir. Örneğin Hz. İbrahim (as) ve oğlu Hz. İshak (as)'ın soyundan Allah Kur'an'da şöyle söz eder:
"Ona ve İshak'a bereketler verdik. İkisinin soyundan ihsanda bulunan da var açıkça kendi nefsine zulmeden de." (Saffat 37/113)
Elbette ki peygamberler seçilmiş üstün insanlardır ancak ileriki bölümlerde de görüleceği gibi aynı soydan geldikleri aynı seçkin insanların torunları kardeşleri oğulları babaları veya eşleri oldukları halde aralarından Allah'ın rızasına aykırı hareket eden O'nun sınırlarını çiğneyen ve dine muhalefet eden insanlar da çıkmaktadır. Allah bu durumu bir başka ayetinde şöyle açıklar:
"Andolsun Biz Nuh'u ve İbrahim'i (elçi olarak) gönderdik peygamberliği ve kitabı onların soylarında kıldık. Öyle iken içlerinde hidayeti kabul edenler vardır onlardan birçoğu da fasık olanlardır." (Hadid 57/26)
Peygamber soyundan olmalarına karşın fasıklık yapanlar arasında Hz. Yakub (as)'un bir kısım oğulları da vardır.
Allah Hz. Yakup (as)'tan Kur'an'da pek çok defa bahsetmekte onun ihlas sahibi güçlü basiretli seçkin ve hayırlı bir kişi olduğunu bildirmektedir. Ayetlerde Yakup Peygamberin üstün özelliklerini Allah şöyle haber verir:
"Güç ve basiret sahibi olan kullarımız İbrahim'i İshak'ı ve Yakub'u da hatırla. Gerçekten Biz onları katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp-anan ihlas sahipleri kıldık. Ve gerçekten onlar Bizim katımızda seçkinlerden ve hayırlı olanlardandır." (Sad 38/45-47)
"Ona İshak'ı armağan ettik üstüne de Yakub'u; her birini salihler kıldık. Ve onları Kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar Bize ibadet edenlerdi." (Enbiya 21/72-73)
Bunun dışında Hz. Yakub (as)'ın ilim sahibi bir insan olduğunu kendisine özel bir ilim verildiğini Allah Yusuf Suresi'ndeki ayetlerde şöyle bildirmektedir:
"... Gerçekten o (Hz. Yakub) kendisine öğrettiğimiz için bir ilim sahibiydi. Ancak insanların çoğu bilmezler." (Yusuf 12/68)
"... (Yakub) Dedi ki: "Ben size bilmediğinizi Allah'tan gerçekten biliyorum demedim mi?" (Yusuf 12/96)
Hz. Yakub (as)'ın oğullarından biri Hz. Yusuf (as)'dır. Hz. Yakub (as)'ın evlatlarına öğrettiği imanı ve güzel ahlakı en iyi şekilde anlayan ve kavrayan da o olmuştur. Bunu Hz. Yusuf (as)'ın (dilinden) Kur'an'da Allah'ın haber verdiği sözlerinde görmek mümkündür:
"Atalarım İbrahim'in İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiçbir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu bize ve insanlara Allah'ın lütuf ve ihsanındandır ancak insanların çoğu şükretmezler." (Yusuf 12/38)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet