- Allah şüphesiz her şeyi bildiği halde niçin birçok ayetlerde soru sormaktadır? Bunun hikmetleri nedir?
- Ayrıca Kuran'da hangi maksatlarla soru yöntemi kullanılmıştır bunların çeşitleri var mı?
Değerli kardeşimiz
Kuran'da Allah'ın yönelttiği sorulardan maksat hiç şüphesiz bilgi edinmek maksadıyla yöneltilmiş sorular değildir. İfade soru şeklinde olsa da kastedilen başkadır.
Bu soruların farklı maksatları ve manaları vardır. Mesela bazen birtakım konuları pekiştirmek sorulur. Buna istifham-ı takrirî denir. "Evelem yerav / görmediler mi?" gibi. Yani elbette gördüler görüyorlar demektir.
Bazen de soru bir düşünceyi reddetmek için gelir. Buna da istifham-ı inkârî denir. "Eilâhun maallah / Allah'la beraber başka bir ilah mı?!" gibi. Yani Allahla beraber başka bir ilah yoktur. Böyle bir iddia olamaz demektir.
Bunlar dışında hayrete davet etmek için (istifham-ı ta'cibî) ve başka maksatlarla zikredilen sorular da vardır.
Neden soru sanatı?
İstifham (soru sorma) sanatı cevabı bilindiği halde bir konunun soru-cevap şekilde sunulmasıdır. Muhataptan cevap beklenmeyen bu metoda sözün daha etkili olabilmesi ve okuyucunun dikkatini işlenen konuya daha iyi çekilebilmesi için başvurulur. Yani amaç sözün bir nükte ile tesirli ve etkili hale getirilmesidir.
Kuran’da istifham;
- İnkâr
- Gerçeği itiraf ettirme (var olan durumu inkâr etme)
- Yalanlama
- Yüceltme
- Tehdit
- Kınama
- Korkutma
- Üzüntü
- Uyarma
- Hatırlatma
- Şaşırma
- Dua
vb. durumları ifade etmek için kullanılmaktadır.
Bu kadar manalar ifade eden soru-cevap yöntemi zihinleri meşgul ederken cevabın da ne olduğu hususunda merak uyandırır. Böylece kişi taklitten uzak bir şekilde araştırma yaparken emek harcamış olur.
Aynı zamanda soru sormak insanın kendi mantığını kullanarak içinde bulunduğu durumu fark etmesini sağlar. Bu sebeple Kuran’da dikkat çekilmek istenen önemli konularda bu edebi sanat dalı kullanılmıştır.
Demek ki soru sormak her zaman bilgi alma amaçlı değildir ve başka amaçlarla da kullanılabilir. Şimdi bu maksatları teker teker yazarak örnek veya örnekler vermeye çalışacağız:
1) İnkâr için kullanılır.
Bu durumda menfi manadadır önünde bulunduğu cümle de menfi olur.
“...yoldan çıkmış topluluktan başkası cezalandırılır mı?..”(Ahkaf 46/35)
“...biz nankörden başkasını cezalandırır mıyız?..”(Sebe 34/17)
“Yoksa kızlar ona oğullar size mi?”(Tûr 52/39)
“Demek erkek size kadın Allah'a mı?”(Necm 53/21)
2) Tevbih(azarlama kınama) için kullanılır.
“...emrime karşı geldin?..”(Tâhâ 20/93)
“...yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?.”(Sâffât 37/95)
Tevbih ekseriyetle olup biten işlerde yapılır; bu yüzden de kınanır. Bazen yapılması gereken bir fiilin terkinden dolayı tevbih yapılır. Örneğin:
“Öğüt alacak olanın öğüt alacağı kadar bir süre yaşatmadık mı sizi?..”(Fâtır 35/37)
“...Peki Allah'ın yeri geniş değil miydi ki onda göç ed(ip İslamı yaşayabileceğiniz bir yere gid)eydiniz.”(Nisâ 4/97)
3) Takrir için kullanılır.
Takrir; bildiği bir konuda muhatabı ikrar ve itirafa çekmektir.
“Bunda akıl sahibi için bir yemin var değil mi?”(Fecr 89/5)
“Biz senin göğsünü açmadık mı? Belini büken yükünü üzerinden almadık mı?”(İnşirah 94/1-2)
“Seni şaşırmış bulup doğru yola eriştirmedi mi?”(Duha 93/7)
“Onların tuzaklarını boşa çıkarıp üzerlerine Ebabil kuşlarını göndermedi mi?”(Fîl 105/2-3)
“...Ayetleri mi anlamadığınız halde yalanladınız mı?”(Neml 27/84)
“Allah kuluna kafi değil mi?”(Zümer 39/36)
“Rabbiniz değil miyim?”(Araf 7/172)
“...Allah'ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi?”(Bakara 2/106)
4) Taaccüb bildirmek için kullanılır.
“Allah'ı nasıl inkâr edersiniz..”(Bakara 2/28)
5) İtab bildirmek için kullanılır.
“İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki kalpleri Allah'ın zikrine ve inen hakka saygı duysun...”(Hadid 57/16)
6) İhtisar manasında da gelen tezkir için kullanılır.
“Ey Âdemoğulları ben size and vermedim mi: Şeytana tapmayın...”(Yâsin 36/60)
“... Ben size 'Ben göklerin ve yerin gayplerini bilirim.' dememiş miydim?" (Bakara 2/33)
“..Yusuf'a ve kardeşine yaptığınızı bildiniz mi?”(Yusuf 12/89)
7) İftihar bildirmek için kullanılır.
“...Mısır mülkü benim değil mi?”(Zuhruf 43/51)
8) Tefhim(bildirmek) için kullanılır.
“...bu kitaba ne oluyor ne küçük ne büyük hiçbir şey bırakmıyor...”(Kehf 18/49)
9) Korkutmak maksadıyla kullanılır.
“Çarpan hadise; nedir o çarpan hadise?”(Kâria 101/1-2)
“Gerçekleşen nedir o gerçekleşen?”(Hakka 69/1-2)
10) Kolaylık maksadıyla kullanılır.
“Onlara ne olurdu sanki Allah'a inansalardı.”(Nisa 4/39)
11) Tehdid ve vaid gayesiyle kullanılır.
“Biz öncekileri helak etmedik mi?”(Mürselât 77/16)
12) Çokluk maksadıyla kullanılır.
“Nice kentleri helak ettik...” (Araf 7/4)
13) Eşitlik maksadıyla kullanılır.
“...uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; onlar inanmazlar.”(Bakara 2/6)
14) Emir ifade etme maksadıyla kullanılır.
“...Artık vazgeçtiniz değil mi?”(Mâide 5/91)
15) Emir kalıbının kısımlarından olan tenbih maksadıyla kullanılır.
“Görmedin mi Rabbin gölgeyi nasıl uzattı...”(Furkân 25/45)
“Görmedin mi Allah gökten bir su indirdi de arz yeşeriyor...”(Hac 22/63)
“O halde nereye gidiyorsunuz?”(Tekvir 81/26)
“Nefsini aşağılık yapandan başka kim İbrahim'in dininden yüz çevirir?” (Bakara 2/130)
16) Tergib(teşvik) için kullanılır.
“Kimdir o adam ki Allah'a güzel bir borç versin de...”(Bakara 2/245)
“...sizi acı azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi?..”(Saf 61/10)
17) Nehiy için kullanılır.
“...insanlardan korkmayın benden korkun...” (Mâide 5/44)
“..Yoksa onlardan korkuyor musunuz kendisinden korkmanıza en layık Allah'tır...”(Tevbe 9/13)
“...Seni engin kerem sahibi Rabbine karşı ne aldatıp isyana sürükledi?” (İnfitar 82/6)
18) Dua gayesiyle kullanılır.
Bu istifham nehiy gibidir. Ancak dua derece bakımından küçükten büyüğe doğru yapılır.
“...içimizden bazı beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi helak mı edeceksin?” (Araf 7/155)
19) İstirşad(irşad olmak öğrenmek) gayesiyle kullanılır.
“...Orada bozgunculuk yapacak birisini mi yaratacaksın?”(Bakara 2/30)
20) Temenni gayesi ile kullanılır
“...Şimdi bizim şefaatçılarımız var mı ki?”(Araf 7/53)
21) İstibta'(beklemek) gayesiyle kullanılır.
“Allah'ın yardımı ne zaman?..”(Bakara 2/214)
22) Arz gayesiyle kullanılır.
“...Allah'ın sizi bağışlamasını istemez misiniz?..”(Nur 24/22)
23) Tahsis gayesiyle kullanılır.
“...Andlarını bozan bir kavimle savaşmayacak mısınız?..” (Tevbe 9/13)
24) Tecahül gayesiyle kullanılır.
“O ihtar (Kuran) aramızdan ona mı indirildi?”(Sâd 38/8)
25) Tazim gayesiyle kullanılır.
“Onun izni olmadan katında kim şefaat edebilir?” (Bakara 2/255)
26) Tahkir için kullanılır.
“...Sizin tanrılarınızı diline dolayan bu mu?..”(Enbiya 21/36)
“Allah bunu mu peygamber göndermiş?..”(Furkan 25/41)
27) İktifa gayesiyle kullanılır.
“...kibirlenenler için cehennemde yer yok mu?..”(Zümer 39/60)
28) İstibad gayesiyle kullanılır.
“...artık anlamanın kendisine ne faydası var?” (Fecr 89/23)
29) Ünsiyet gayesiyle kullanılır.
“Sağ elindeki nedir ey Musa?” (Tâhâ 20/17)
30) İstihza gayesiyle kullanılır.
“...namazın mı emrediyor?”(Hûd 11/87)
“...yemez misiniz? Neyiniz var ki konuşmuyor musunuz?” (Sâffât 37/91-92)
31) Kendinden önceki istifham edatının manasını tekid gayesi ile kullanılır.
“Üzerine azap kelimesi hak olanı mı sen ateşte bulunanı mı kurtaracaksın?”(Zümer 39/19)
32) İhbar gayesiyle kullanılır.
“Kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüphe mi ettiler?”(Nur 24/50)
“İnsanın üzerinden uzun bir süre geçmedi mi?..”(İnsan 76/1)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Allah her şeyi bildiği halde neden "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi ...
- Allah cevabını bildiği halde neden soru soruyor?
- Allah bizim ne yaptığımızı biliyorsa neden bazen meleklere soruyor ...
Kaynaklar:
- Suyuti el-İtkan fî ulumi’l Kuran.
- Zerkeşî el-Burhan fî ulum'il-Kuran.
- Alican Dağdeviren Kuran-ı Kerim’de Sorular ve Cevaplar (Yayınlanmamış Doktora Tezi) SÜSBE Sakarya 2002 s. 9-36.
- Avnullah Enes Ateş İstifhâm Üslûbunun Mecâzi Kullanımları ve Meallere Yansıması Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016 Sayı 8 (Sayfa 123 - 141)
- Yahya Suzan Kur'an'da istifham üslubu (2001 Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet