Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Beyyine suresi eksik mi?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:16    Güncellendi: 31.01.2025 23:16
Soru Detayı

- Tirmizi’den bir hadisle Beyyine suresi mushaflara eksik yazılmış iddiasına nasıl cevap verebiliriz?
- Eksik yazılan ayetler nesh ile ilgili mi?
- Eğer öyleyse rivayeti nedir?
- Tirmizi deki bu rivayet uydurma mıdır?

Değerli kardeşimiz

Bu hadis rivayeti için bk. Tirmizi Menakıb 33.

Tirmizi bu hadisin sahih hasen olduğunu bildirmiştir.(a.g.y).

İbn Hacer de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir. (Tuhfetu’l-Ahvezi 10/272)

Bu hadis rivayeti sahih olduğuna göre önümüzde iki yol vardır:

Birincisi: Bu ayetler daha önce vardı sonradan nesh edilip kaldırılmıştır. 

İkincisi:Şu andaki elimizdeki mevcut Mushaflarda bulunmayan söz konusu iki husus aslında Kur'an değildir. Hz. Peygamber (asm) tefsiri mahiyetindedir. Ancak Ubey b. Kab onları ayet zannetmiştir. 

Nesh olma ihtimali kanaatimizce çok zayıftır. Çünkü ilgili ifadelerin nesh ile ilgili hüküm içermediğini düşünüyoruz. Örneğin;

Birinci fazlalık: “Allah katında asıl din -ne Yahudilik ne Hristiyanlık ne de Mecusilik değil- bilakis hanif olan İslam dinidir. Kim de bir hayır işlerse sevabından mahrum bırakılmaz.”

Bunun nesihle bir münasebeti görünmüyor. Bu gerçek İslam’ın ilk geldiği günden beri seslendirilmiştir.

İkinci fazlalık:“Eğer insanoğlunun bir vadi dolusu malı olsa ikincisini de arzu eder. Şayet ikinci (bir vadi dolusu malı olsa) üçüncüsünü de ister. Hülasa insanoğlunun karnının ancak bir toprak doldurur. Allah dilediği kimseye tövbeyi nasip eder.”

Bunun da nesh edilecek bir tarafı yoktur. Çünkü bu değişmeye uygun ameli bir bilgiden ziyade değişmez bir hakikatin ifadesi olan nazarî bir bilgidir. 

- Buna göre bu iki bilgi türünün ikisi de ayet değil Efendimiz (asm)'in bir tefsiri bir açıklaması mahiyetinde birer hadistir. 

Bu surede  yer alan “Halbuki onlara (Ehl-i kitaba) Allah’a kulluk etmeleri Hanîfler olarak O’na yürekten inanıp boyun eğmeleri namaz kılmaları ve zekât vermeleri emredilmişti. Doğru din de işte budur.”(Beyyine 98/5) mealindeki ayetin manası birinci fazlalık ile bire bir uyuşmaktadır. Demek ki onun bir tefsiridir.

İkinci fazlalık: Zaten kutsi hadis olarak da rivayet edilmiştir. Bu da dünyalık meyilleri için bile bile küfrü inadi ile Hz. Muhammed (asm)’e iman etmeyen Ehl-i kitabın bu suredeki açıklanan konumuna tamamen uymaktadır. 

Bir mümin olarak bu surenin bir tefsiri mahiyetinde olabilecek açıklamaları bir hadis olarak kabul etmek en güzel bir çıkış yolu olduğu gibi bir ravi olan Ubey b. Kâb için de hiçbir kusur sayılmaz. 

Nitekim bu konuda Efendimiz (asm)'in bazı ifadelerini ayet zannetmek önemli bir ihtimal dahilinde olduğu içindir ki Hz. Peygamber (asm) İslam'ın ilk yıllarında bir süreliğine hadislerin yazılmasına izin vermemiştir. Hz. Aişe’nin Bakara suresinin 238. ayetinde  yer alan “salat-ı vusta” ifadesinin Efendimiz tarafından yapılan bir tefsiri olan “vel-asri” kelimesini ayet olarak zannetmesi bu zannın fazla bir kusur olmadığını göstermektedir. 

Hadisin tamamı şöyledir:

Hz. Aişe’nin kölesi Ebu Yunus anlatıyor: “Hz. Aişe kendisi için bir Mushaf yazmamı istedi. Ve: ‘Namazlara hele salat-ı vustaya dikkat edin ve kalkıp huşû ile Allah’ın divanında durun.’ (Bakara 2/238) ayetine geldiğin zaman bana haber ver.” dedi. Ben o ayete geldiğim zaman kendisine haber verdim. Bana ayeti: ‘Namazlara hele salat-ı vustaya ve ikindi namazına (salati’l-asri) dikkat edin.’ şeklinde (“salati’l-asri” ilavesiyle) yazdırdı.” (Müslim Mesacid 207)

- Bu hadise dayanarak bazıları “salati’l-asri” cümlesinin lafzı nesh edilmiş olduğunu söylemişlerdir. (bk. Müslim Mesacid 208)

- Ancak şunu söyleyebiliriz ki burada yer alan “Salatu’l-Asr” ifadesi  ayet değil Hz. Peygamber (asm)'in bir nevi tefsiridir ve “Salatu’l-Vusta”nın açıklamasıdır. Nitekim Hz. Ali’den gelen rivayette Hz. Peygamber (asm)’in Hendek savaşında da “Bunlar / kâfirler bizi salat-ı vustadan (yani) ikindi namazından alı koydular…” demiştir. (Müslim Mesacid 205 206)

- İmam Nevevi de Hz. Aişe’nin “ikindi namazı” ilavesiyle yazdırdığı rivayette yer alan söz konusu “ve salati’l-asri” (ikindi namazı) cümlesinin ayet olamayacağını belirtmiştir. Zira Kur'an tevatür yoluyla gelmiş bu ise mütevatir değilidr. (bk. Nevevi Şerhu Müslim 5/131)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi