Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Yalancının mumu yatsıya kadardır bazen daha önce de söner..
1. İlgili hadis rivayeti Cihad 31’de yer almaktadır.
2. İlgili hadiste “Peygamber vahiy katibine 'Ayete bunu da ilave et.' der:” ifadesi çok açık bir yalan ve iftiradır. Öyle bir ifade söz konusu hadiste asla yer almamaıştır. Zaten hadisin hangi babta olduğunu bilmemeniz (Cihad 31 yerine Cihad 27 demeniz) de bu konuda birilerinin ezbere borazanlığını yaptığınızı göstermektedir.
3. Hadsilerde bir cümlesi verilen ilgili ayetlerin tamamının meali şöyledir: “Özür sahibi olmaksızın cihaddan geri kalan müminlerle Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad eden müminler elbette bir olmaz. Allah malları ve canları ile mücahede edenleri derece bakımından cihada gitmeyenlerden üstün kılmıştır. Gerçi Allah hepsine de en güzel yurt olan cenneti vâd etmiştir ama mücahede edenleri cihada katılmayanlardan çok daha büyük mükâfatlarla tarafından derece derece rütbeler hususi bir mağfiret ve rahmetle mümtaz kılmıştır. Değil mi ki Allah gafurdur rahimdir/affı merhamet ve ihsanı boldur. (Nisa 4/95-96) Ayetin Arapça cümle yapısına uygun tercümesi ise “cihaddan geri kalan müminlerle -ki özür sahipleri bundan müstesnadır- Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad eden müminler elbette bir olmaz..” şeklinde olur.
İlgili hadislerin tercümesi ise şöyledir:
Hz. Bera (b. Âzib) anlatıyor:
“Cihaddan geri kalan müminlerle Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad eden müminler elbette bir olmaz."
âyeti indiği zaman Rasûlullah (asm) Zeyd'i çağırdı. Zeyd bir kürek kemiği ile geldi ve o âyeti yazdı. Bu sırada İbnu Ümmi Mektûm körlüğünden şikâyet etti. Bunun üzerine yüce Allah "Özür sahipleri bundan müstesnadır.” cümlesini indirdi.
Doğrudan bu ayeti yazan Hz. Zeyd’den nakledilen diğer bir rivayette ise -meal olarak- şu ifadeler yer almaktadır:
“Cihaddan geri kalan müminlerle Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad eden müminler elbette bir olmaz."
âyeti indiği zaman Rasûlullah (asm) onu bana yazdırdı. İlgili ayeti bana yazdırmakta iken âma olan İbnu Ümmi Mektûm Resulullah’ın yanına geldi ve ”Ey Allah’ın Resulü! Benim cihad etmeye gücüm olsaydı ben de cihad ederdim.” dedi. Bunun üzerine Yüce Allah Resulüne yeniden vahiy indirdi. Bu sırada Hz. peygamberin dizi dizimin üzerindeydi vahyin ağırlığından az kalsın dizim kırılacaktı. Sonra Resulullah (asm) vahiy halinden kendine geldi ve Allah "Özür sahipleri bundan müstesnadır.” cümlesini indirdi” buyurdu. (Buharî Cihad 31)
4. Acaba Buharî’nin rivayet ettiği aynı hadiste yer alan Vahiy kâtibinin “Hz. peygamberin dizi dizimin üzerindeydi vahyin ağırlığından az kalsın dizim kırılacaktı” şeklindeki sözlerini göz ardı etmek hangi vicdana hangi insafa sığar. “Allah indirdi” ifadesini gizleyip Hz. Peygamberin sözü imiş gibi gösterip: “Bunu da ilave edin.” ilavesini uyduranlara kim itibar eder? Hadiste olmayanları hadise ilave etmek ne ilmi bir anlayışa ne insanlığa ne de hak ve hukuka sığar..
5. Şu bir gerçektir ki her şeyden haberdar olan Allah elbette İbn Ümmü Mektum’un durumundan da haberdardı. Buna rağmen böyle bir sahnenin yaşanmasına imkân vermesinin; bu ayetin bu tarzda inmesinin elbette pek çok hikmetleri vardır. Bunların başında -denilebilir ki- imtihan sırrı gelmektedir. İmtihanın gerçekleşmesi için insan aklına kapı açmak fakat özgür iradesini elinden almamak gerekir. Bu da ancak gerçeğe işaret eden pek çok deliller yanında aksine ihtimal kapısını açan bazı hususların da olmasıyla mümkün olur. İşte bu ve benzeri ayet ve hadislerde gerçekleri gösteren pek çok deliller yanında vesveseleri kamçılayan bazı unsurlar da söz konusudur. Bununla Allah kullarını sınamak istiyor; acaba aklını mı kullanacak yoksa vehimlerinin peşine mi takılacak diye.. Nitekim bu hususa işaret eden pek çok ayet vardır. Bunlardan bir tanesinin meali şöyledir:
“Allah gerçeği açıklamak için bir sivrisineği hatta onun ötesinde olan bir şeyi misal getirmekten çekinmez. İman edenler onun Rab’lerinden gelen gerçek olduğunu bilirler. Kâfirler ise “Allah böyle misal vermekle ne kastediyor?” derler. Allah bu misal ile birçoklarını şaşırtır yine onunla birçoklarını yola getirir; ancak bununla fâsıklardan başkasını şaşırtmaz.”(Bakara 2/26)
Yani; imanlı veya iman etmeye azimli olanlar -akıllarını kullanarak- bu gibi ayetleri görünce imanları artar iman etmeye niyeti olmayan yoldan çıkmış fasıklar ise bunu kendi küfürleri için bir gerekçe yaparlar. Tabii ki bunun sonucuna da katlanırlar.
Ayrıca söz konusu sahne ile Allah kullarına çok yakın olduğunu seslerini her an duyabileceğini sonsuz merhametiyle onların durumlarına göre hükümler koyacağını müşahhas bir örnekle göstermek istemiştir. Bu husus göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi