Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Kur'an'da (Hicr 15/19; Kaf 50/7; Gaşiye 88/17-20) ayetlerinde geçen "Yeryüzün dümdüz yayılıp uzatıldığı" ifadeleri "Kur'an’da dünyanın düz olduğuna dair hiçbir ayet yoktur." düşüncesine ters değil midir?
Değerli kardeşimiz
İlgili ayetlerin meali şöyledir:
“Yeri de yaydık genişlettik ve oraya sağlam dağlar çaktık ve orada hikmetle ölçülmüş olarak her türlü nebatı yetiştirdik.”(Hicr 15/19)
“Yeri de döşedik oraya dengeyi sağlayacak sağlam ulu dağlar yerleştirdik. Orada gönüller gözler açan her çeşit bitkiden çiftler bitirdik.”(Kaf 50/7).
“O kâfirler bakıp düşünmezler mi: (Mesela) deve nasıl yaratılmış? Gök nasıl kurulup uçsuz bucaksız yükseltilmiş? Dağlar nasıl da yeri tutup dengeleyen direkler halinde dikilmiş. Yeryüzü nasıl yayılıp hayata elverişli kılınmış?”(Ğaşiye 88/17-20)
- İlk ayette meal olarak “Yeri de yaydık genişlettik” şeklinde ifade edilen kelimenin Arapça aslı “MEDEDNÂHA”dır. Bu kelimenin aslı “MEDDE” olup uzatmak manasına gelir. Bunun düz olması manasıyla bir ilgisi yoktur. Çünkü düz bir sathın uzatılması olduğu gibi yuvarlak bir zeminin de uzatılabilirliği söz konusudur. Onun için meallerde bu kelimeye “yeri uzattık genişlettik” şeklinde mana verilmiştir. Bu ayetteki “uzunluk-genişlik” tasviri yerküresinin zemin sathı itibariyle insanlara ve diğer canlılara yetecek kadar geniş bir alana sahip olduğunu açıklamaya yöneliktir.
Nitekim Taberî (bk. ilgili ayetin tefsiri) bu kelimeyi “DEHAVNÂHA VE BESATNÂHA” kelimeleriyle açıklamıştır. İlginçtir bu iki sözcükten birincisi olan “DEHAVN” “UDHUVVE” kökünden geliyor ve (deve kuşu yumurtası/veya yuvası manasına gelip) elips gibi yuvarlaklığı ifade etmektedir ki geoit olarak isimlendirilir. İkinci kelime olan “BESATN” ise yaymak genişletmek döşemek manasına gelir. Bu iki manayı beraber mütalaa ettiğimiz zaman ilgili ayetin bu cümlesine “Yeri yuvarlak bir satıh olarak yayıp genişlettik.” manasını vermek isabetli olur.
- İkinci ayette meal olarak “yeri döşedik” manasındaki ifadenin asıl Arapça kelimesi de -ilk ayette olduğu gibi- “MEDEDNÂHA”dır. Aynı kelime ilk ayette “yaymak genişletmek” olarak tercüme edilmiş bu ikinci ayette ise “döşemek” şeklinde ifade edilmiştir.
- Son ayetlerde meal olarak yer alan “Yeryüzü nasıl yayıldı” ifadesindeki “yayıldı” fiilinin Arapçası “SUTİHAT” tir. Bu kelime Türkçe’de de kullandığımız “satıh” manasını ifade eder. Yeryüzü manasına gelen “SATH-I ARZ” sözcüğü de bu kökten gelmektedir. Burada da görüldüğü gibi düz bir tepsi misalini ifade eden bir ifade yoktur. SATIH sözcüğü düz bir zemin için kullanıldığı gibi küresel bir zemin için de kullanılır. Nitekim yerin küre olduğunu kabul ettiğimiz halde yerküresine yeryüzü de diyoruz.
- Bununla beraber yerin düzenlenmesiyle ilgili Kur’an’da yer alan “mehd=beşik sath=düz satıh firaş=sergi” gibi ifadelerinden yerin düz bir tepsi gibi olduğu şeklinde anlayanlar olmuştur. Tabii ki bu anlayış daha önceden var olan Yunan felsefesinin bir uzantısıdır.
Fakat Kur’an’da yerin düzenlenmesiyle ilgili Naziat suresinin 30. ayetinde “Sonra da yeri döşeyip yerleşmeye hazırladı.” şeklinde meal verilmektedir. Ancak “döşeme” sözcüğüyle ifade edilen kelimenin Arapça aslı “dehâ”dır. Bu kelime “udhiyye/udhuvve” kökünden gelmektedir ki deve yumurtası anlamına gelip yuvarlaklığı ifade etmektedir.
Aynı kökten gelen “medhâ” kelimesi "deve kuşunun yumurtasını bıraktığı yuva" anlamına gelir. Deve kuşu yumurtası tam yuvarlak olmayıp elips şeklindedir. İşte bu ayette kullanılan “dehâ” kelimesi diğer ayetlerin müteşabih manalarını açıklığa kavuşturmaktadır.
Şunu da unutmamak gerekir yerküresinin yuvarlaklığı onun “döşek sergi beşik” olma özelliğine aykırı değildir.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi