Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

"Biz göğe dokunduk onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk doğrusu biz göğün bazı yerlerinde dinlemek için otururduk.” (Cin 72/8-9) Burada geçen alevler ve oturulacak yerlerden maksat nedir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:16    Güncellendi: 31.01.2025 23:16
Cevap

Değerli kardeşimiz

Ayetlerin mealleri şöyledir:

“Biz göğe çıkmak istedik: Bir de ne görelim: orası sert ve kuvvetli bekçiler şihablar alevler (roket gibi mermiler)le dolu! Önceleri biz göğün bazı yerlerinde oturup dinleme merkezleri edinirdik. Ama şimdi kim dinlemeye kalkışırsa derhal kendini gözetleyip izleyen bir alevle karşılaşıyor.”(Cin 72/8-9).

- Tefsirlerde anlatıldığına göre cinler öteden beri göklerde dolaşır ora­daki melek vb. varlıkların konuşmalarını dinlerler aldıkları bilgilere kendilerinden de yorumlar katarak onlarla irtibat kuran kâhinlere anlatırlardı. (bk. Şevkani ilgili ayetin tefsiri)

9. âyette geçen ifadeler buna işaret eder. Ancak Hz. Pey­gamber gönderildikten ve Kur'an indirilmeye başlandıktan sonra cinlerin gökleri dinlemesine izin verilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim 8. âyette verilen bilgiye gö­re cinler gökleri araştırıp yokladıklarını ancak göklerin güçlü bekçiler tarafından korunmuş ve alev toplarıyla donatılmış olduğunu gördüklerini ifade etmişlerdir.

9. âyetin son cümlesine göre de cinler gök ehline kulak misafiri olup gizlice onlar­dan bilgi kapmaya çalışanlara gözetleme yerlerinden alev topları atılarak gökleri dinlemelerinin engellendiğini söylemişlerdir.

Sûrenin nüzul sebebini anlatan İbn Abbas da önceden cinlerin Allah'ın meleklere evrenin yönetimiyle ilgili olarak gönderdiği vahyi dinlediklerini ancak Hz. Peygamber'in gönderilmesiyle birlikte onların gökleri dinlemelerinin yasaklandığını bunun nedenini araştırırlarken Nahle denilen yerde Hz. Peygamber'le karşılaştıklarını ve böylece göklerden haber al­malarını engelleyen şeyin ne olduğunu anladıklarını haber vermektedir. (bk. Buhârî Tefsir 72)

- Kur’an’da şeytanların taşlanmasıyla ilgili kullanılan kelime “ŞİHAB”dır. (bk. Hicr 18; Saffat 10; Cin 8-9) Bu kelime lügat manası itibariyle parlak ışık alev parlak yıldız akan yıldız parlak taş parçası/gök cismi/meteor taşları anlamına gelir(bk. el-Veciz “Ş-H-B” maddesi).

Bu açıdan baktığımızda cinlerin taşlamasıyla ilgili olan maddeyi ışık alev yıldız meteor gibi herhangi bir sözcükle ifade etmek mümkündür. Örneğin aşağıdaki ayet meallerinde de bu kelime “parlak ışık” “ışın” “alev” olarak tercüme edilmiştir:

“Gerçekten Biz gökte burçlar yarattık ve onları seyredenler için yıldızlarla süsledik. Hem onu kovulmuş her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı edenler olursa onu da parlak bir ışık kovalar.” (Hicr 15/16-18)

“Ne var ki içlerinden birisi bir söz kırıntısı kapmayı başarırsa derhal yakıcı ve delici bir ışın onu kovalar.” (Saffat 37/10)

Bu konunun açıklanmasına yardımcı olan bir ayet de Mülk Suresinin 5. ayetidir:

“And olsun ki biz (dünyaya) en yakın göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.”

- “Şihab” kelimesini mealde "ateş sütunu" olarak tercüme eden Elmalılı Hamdi Yazır bu konuda “alev ateş sütunu meteor taşları”nı söz konusu etmekle beraber temkinli ifadeler kullanmakla dikkat çekmektedir. Ayrıca Hz. Peygamber'i göklere getirdiği âyet ve mucizeleri de alev top­larına benzeterek bu âyetleri tevil etmekte Kur'ân-ı Kerîm karşısında insan ve cin şeytanlarının ödlerinin koptuğunu dillerinin tutulduğunu ve artık eskisi gibi gayptan dem vuramayacaklarını anladıklarını söylemektedir. (bk. Hak Dini Hicr 16-18 Cin 8-9 ayetlerin tefsiri)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi