Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kuran-ı Kerim’de İbranice Farsça gibi Arapça dışında kelimelerin bulunmasına ne dersiniz?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:16    Güncellendi: 31.01.2025 23:16
Soru Detayı

- Kur'an-ı Kerim Arapça indirilmiştir. Ancak Kur'an'da İbranice Farsça Süryanice Yunanca Kıptice kelimelerin olduğundan bahsediliyor. Buna nasıl açıklık getirilir?

Değerli kardeşimiz

"Biz onların Peygamber hakkında  'Mutlaka ona öğreten bir insan vardır!' dediklerini pek iyi biliyoruz. Hakikatten uzaklaşarak tahminle kendisine yöneldikleri şahsın dili yabancı bir dildir halbuki bu Kur’ân açık bir Arapça ifadedir."(Nahl 16/103)

Bilindiği üzere Kur’an Cenab-ı Hakk’ın Hz.Muhammed (asm)’e Cebrail (as) aracılığı ile indirdiği manaya delalet eden elfazın (Nazm-ı Münzel’in) ismidir. Sadece mana olarak değil Resülüllah (asm)’in kalbine elfazı ile indirilmiştir. Nitekim

“Şüphesiz O alemlerin Rabbı tarafından indirilmiştir. Onu Ruhu’l-emin (Cebrail) uyarıcılardan olasın diye senin kalbine apaçık Arap diliyle indirdi.” (Şuara 26/192-195)

“Böylece biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.” (Tâhâ  20/113)

“Korunsunlar diye dosdoğru Arapça bir Kur’an indirdik.”(Zümer 39/28)

“Bu bilen bir toplum için ayetleri Arapça bir Kur’an olmak üzere ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır.” (Fussilet 41/3)

gibi tam on ayrı yerde (Yusuf 12/2; Ra’d 13/37; Nahl 16/103; Şura 42/7; Zuhruf 43/3; Ahkaf 46/12) Nazm-ı Münzel’in Arapça olduğunu ifade eden ayetlerden sadece mananın değil elfazının da Kur’an kavramının içeriğine dahil olduğu açık ve kesin bir şekilde anlaşılmaktadır.

Kur'ân Arapçadır. İçinde bazı kelimelerin Farsça Türkçe Hindce Habeşce olduğunu söyleyip bazı örnekler vererek yabancı kelimeler de olduğunu iddia edenler varsa da bu pek geçerli bir iddia değildir. Yaşayan her millet başka dillerden kelime alır ve o kelimeyi kendi dil yapısına uydurur.

Kur'an apaçık Arapça bir kitaptır. Yani Arap dilini bilen herkes Kur'an’da söylenenleri anlar. Kur'an’da Arap diline daha önceden başka dillerden geçmiş kelimeler olabilir ama bunlar da zaten Arapçadır. Arap dilinde olan kelimelerdir.

Burada dil bilimi düşünülmeden sadece bir iddiada bulunmak için ortaya atılmış bir suçlama vardır. Bu özellik sadece Arap dilinde değil her dilde vardır. Her dile başka dillerden kelimeler geçer ve bu dile yerleşir. Aynı şey Türkçede de geçerlidir. Kelimelerin başka dillerden geçmiş olması bu cümlenin Türkçe olmadığı anlamına gelmez. Aksine bu cümle içindeki kelimelerin hemen hemen hepsi yabancı dillerden geçmiş kelimeler olsa da herkesin anlayabileceği açık bir Türkçedir. Kur'an da bu şekilde anlaşılır bir Arapça ile yazılmış bir kitaptır. Ayetlerde de Kur'an’ın bu yönü açıkça vurgulanmaktadır.

Kur'an-ı Kerim Arap lisanı üzere nazil olmuştur. Bir çok âyetlerde Kur'an Arabî olmakla tavsif edilir.

Resulullah (asm) Kur'an'ı kavmine anlıyacakları açık bir lisanla okuyordu; bundan on beş asır evvelki Arap diliyle yâni Hicaz'da Mekke'de konuşulan Kureyş diliyle ifade edilmiştir. Bunda hiç şüphe yoktur. Ancak şurası da bilinmelidir ki Arapça o devirde bir dildi fakat muhtelif lehçeleri olan bir dil. Kur'an ise Kureyş lehçesiyle inmiştir. Çünkü Mekke bir kültür merkezi idi; Arapçanın en güzeli orada konuşuluyordu.

Mekke haç mevsimiyle Beyti Şerifiyle birer edebi dernek olan Ukâz Zülmecâz Mecenne gibi panayırlarıyla Arapların kültür merkezi olduğu gibi aynı zamanda ticaret merkezi idi. Arap kafileleri ticaret kervanları şimale cenuba giderek başka yerlerle temas halinde idi. Şimale gelenler Bizans'a tabi olan Hristiyanlarla temas ediyorlar şimal doğuya gidenler İran Mecusileriyle görüşüyorlardı. Bu temaslarda kültür medeniyet edebiyat vesaireye dair bilgi ediniyorlardı. Medeniyetin ve kültürün bir milletten başka bir millete geçişi temaslarla olur. Komşu milletler birbirlerinden görüp öğrenirler. Bu temaslar ve ticari münasebetler neticesinde Farsça ve Yunanca kelimeler Arapçaya girmiştir. En büyük kültür lisanıdır. Milletlerin birbirleriyle temasları neticesinde ilk müteessir olan lisandır. Aynı yol ile Arapçaya Süryanice İbranice hattâ Türkçe lûgatlardan da kelimeler girmiştir.

Mekke ve Hicaz halkının Yahudilerle de teması vardı. Yahudiler ticaret yolunda idiler. Cenuba giden ticaret kervanları da böyle temaslar yapıyordu. Hatta ticaret merkezi olan Mekke'de az da olsa İranlı Yunanlı Mısırlı Habeşli kimseler gelip oturuyorlardı. Şüphesiz bunlar Arapçayı öğreniyorlardı. Arapçaya da bir çok kelimelerin bu vesile ile girmesi tabii bir şeydir.

Demek Arapçaya da başka milletlerin dillerinden kelimeler girmişti. Zaten yeryüzünde başka dilden kelime almayan tek bir dil var mıdır? Bugün birbirine yabancı saydığımız diller arasında müşterek kelimeler yaşamıyor mu? Hele bir guruptan olan diller arasında bunlar ne çoktur. Fransızca İngilizce Almanca ile Farsça arasında müşterek kelimeler ne kadar boldur. Bu dillerde Arapçadan alınma kelimeler de vardır. Türkçede Farsça Farsçada Türkçe kelimeler çoktur. Böylece Arapçada da başka dilden kelimeler mevcuttur. İslâmın geniş müsamaha ve ilmi hürriyet devrinin âlimleri bu kelimeleri tesbit etmişlerdir.

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi