Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Arapça’da harf sayısı yirmi sekizdir. Bunlar: elif be te se cim ha hı dal zel ra ze sin şın sad dad tı zı ayın ğayın fe kaf kef lam mim nun vav he ye harfleridir.
Bütün harflerin içinde geçtiği ayetlerin tam sayısını bilemiyoruz. Ancak aşağıda meallerini vereceğimiz ayetlerde bütün harfler geçmektedir:
"Allah kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Haydır kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir ne de bir uyku. Göklerdeki her şey yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O göklere yere bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O yücedir büyüktür." (Bakara 2/255)
Ayette geçen Hay her zaman var olan diri olan ezelî ve ebedî hayat sahibi demektir. Kayyûm ise varlığı kendinden kendi kendine yeterli yarattıklarına hâkim ve onları koruyup gözeten anlamına gelir.
Bu âyet Âyetü'l-Kürsî (kürsü âyeti) diye adlandırılır. "Kürsü" Allah'ın kudret ve azameti onun her şeyi kapsayan ilmi demektir. Âyette Allah Teâlâ kendi zatının çok veciz bir tanımını yapmaktadır. Kitab-ı Mukaddes'te yanlış ve tahrif edilmiş bir biçimde anlatılan Allah burada nasıl ise öyle tarif edilmektedir. O yerde gökte ve ikisi arasında olan her şeyin sahibi ve mâlikidir. Hiç kimse hâkimiyetinde otoritesinde mülkünde ve yönetiminde ona ortak değildir. Hiçbir şey ona rakip ve eş olamaz. O mutlak ilim ve irade sahibidir. Ona hiçbir varlık güç yetiremez. O bütün evrenin sahibi yöneticisi ve hâkimidir.
"Sonra o kederin peşinden üzerinize bir güven duygusu indirdi. Sizden bir kısmını bürüyen tatlı bir uyku hali verdi. Bir kısmınız ise can derdine düşmüş Allah hakkında Cahiliye devrindekine benzer gerçek dışı şeyler düşünüyorlar: 'Bu işin kararlaştırılmasında bizim yetkimiz mi var? Ne gezer!' diye söyleniyorlardı. De ki: 'Bütün yetki ve karar Allah'ındır.' Onlar aslında içlerinde sana karşı açığa vuramadıkları birşeyler saklıyor ve kendi aralarında: 'Bu emir ve komuta işinde bir payımız olsaydı şimdi burada olmaz öldürülmezdik.' diyorlardı. De ki: Siz evlerinizde dahi olsaydınız haklarında ölüm takdir edilenler mutlaka düşüp ölecekleri yerlere doğru çıkacaklardı. Allah sizin içinizde olanı sınamak ve kalplerinizi her türlü vesveseden ve kirden arındırıp pırıl pırıl yapmak içindir ki bunu başınıza getirdi. Allah sinelerin özünü dahi bilir."(Âl-i İmrân 3/154)
“Muhammed Allah'ın resulüdür. Onun beraberindeki müminler de kâfirlere karşı şiddetli olup kendi aralarında şefkatlidirler. Sen onları rükû ederken secde ederken Allah'tan lütuf ve rıza ararken görürsün. Onların alâmeti yüzlerindeki secde izi secde aydınlığıdır. Bunlar Tevrattaki sıfatları olup İncîldeki meselleri ise şöyledir: Öyle bir ekin ki filizini çıkarmış sonra da onu kuvvetlendirmiş derken kalınlaşmış da artık gövdesi üzerinde doğrulmuş. Öyle ki ekicilerin hoşuna gider kâfirleri de öfkelendirir. İşte böylece Allah onlar gibi iman edip makbul ve güzel işler yapanlara bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” (Fetih 48/29)
Ashabın kâfirlere karşı sert olmaları onların kâfirlere haşin ve katı davranmaları mânasına gelmeyip imanlarının sağlamlığı prensiplerinin kesinliği dürüst ve düzenli hayatları sebebiyle kâfirlerin onları kolay kolay baş eğdirememeleri korku vererek sindirememeleri onları menfaat ve şehvetlerle satın alamayacakları kolay bir lokma halinde dişleri arasında öğütemeyecekleri mânasına gelir.
Secde izi maddî alanda görülebilen yuvarlak iz değildir. Müminin Allah'a yönelmesi neticesinde elde ettiği ruh yüceliği güzel ahlâk vakar ve takvâ halidir. Öyle ki onları gören insanlar bunu sezerler. Nitekim İmam Malik Suriye'yi fetheden ashab hakkında oranın Hıristiyan halkının şöyle söylediklerini nakleder: "Bunlar Hz. Îsâ'nın havarîleri hakkında bildiğimiz o yüce meziyetleri ve üstün değerleri taşıyan insanlar."
Aynı ayetlerde okunuşları telaffuzları çıkış yerleri farklı olan bütün harflerin beraber kullanılmasına rağmen ayetlerin selasetini akıcılığını ahengini açıklığını kolaylığını bozmaması Kur’an’nın belağat ve fesahatini gösterir.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi