Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Bu sözler çok basit bir mantık ürünüdür. Kur’an ayetlerinin belli sorulara cevap vermek problemleri çözmek belli olaylara ışık tutmak ve benzeri konuları açıklamak üzere indiğine dair gerçek hem Kur’an’ın hem Peygamber (asm)'in hem İslam alimlerinin seslendirdiği bir hakikattir. Tefsir usulü literatüründe buna “esbab-ı nüzul” adı verilir.
Burada asıl mesele Kur’an’a inanıp inanmama meselesidir. Kur’an’ın Allah tarafından Hz. Muhammed (a.s.m)’e indirilen bir kitap olduğuna inanan kimse “Bu sorunlara yerli yerince çözüm getirenin Allah olduğunu” söyler. Kur’an’ın Hz. Muhammed (a.s.m) tarafından -hâşa yüz bin defa hâşa- uydurulduğunu düşünen bir kâfir ise ister istemez bu çözümleri getirenin Hz. Muhammed (a.s.m) olduğunu söylemek zorundadır. Zaten bunun başka bir izahı da olamaz.
Elimizde kırk yönden mucize 114 suresinden en kısa bir suresinin bile bir benzerini getirmenin hiç kimsenin gücü dahilinde olmadığını söyleyerek bin yıldan beridir bütün insanlara hatta cinlere de meydana okuyan kâinatın yaratışından tutun ta kıyametin nasıl kopacağına kadar ontolojik kozmik arkeolojik bilgilere işaret eden zaman içerisinde doğruluğu ispatlanmış bir çok gaybî haberlere imza atan ve üstelik okuma-yazması olmayan ümmî bir zatın alinde ortaya çıkan bir Kur’an vardır. Bunu yok saymanın imkânı olmadığına göre kâfir olanların elinde tek bir seçenek kalır; Kur’an’ın yazarı -haşa- Hz. Muhammed’dir.
Aslında bu tür inkarcıların kafalarını daha iyi çalıştırmaları için onlara kısa bir yol tavsiye etmeyi düşünüyoruz.
“Şöyle oldu da Hz. Muhammed bunun için filanca ayeti Kur’an’a yazdı.” türünden çok uzun ve birçok yönden de tutarsız olduğu ispat edilebilen bir iddia yerine kısaca “Hz. Muhammed (a.s.m) Hz. Musa (as) ve Hz. İsa (as)’a bakarak o da peygamberliğini ilan etti.” deseler daha kestirmeden bir yol alırlar. Yalnız burada bir tek problemleri var; o da bunların hiçbir peygambere inanmamalarıdır.
Şu ayet-i celile ile bir hatırlamada bulunmayı vicdanî ve insanî bir görev olarak görüyoruz:
“Resulüm! (kıyamet gününde) bir görsen o suçluları: Rablerinin huzurunda mahcupluktan başları önlerine eğilmiş şöyle derken: 'Gördük işittik ey Rabbimiz! Ne olur bizi dünyaya bir daha gönder! Öyle güzel makbul işler yaparız ki! Çünkü gerçeği kesin olarak biliyoruz artık!'” (Secde 32/12).
İlave bilgi için tıklayınız:
- Kur'an’ın mucizelik yönü kırk (40) tanedir deniliyor; bunu nasıl anlamak gerekir?
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi