Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Enfal suresi ayet 12 ve 17:
"İşte o anda Rabbin meleklere şöyle vahyediyordu: Ben sizinle beraberim müminlere sebat verin. Kâfirlerin yüreğine korku salacağım hemen boyunlarının üstüne vurun parmaklarına parmaklarına vurun."
"Sonra onları siz öldürmediniz lâkin Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın lâkin Allah attı. Bu da müminlere güzel bir imtihan geçirtmek içindi. Allah işitendir bilendir."
Tefsiri:
12. İşte o vakit ey Muhammed! Rabbin meleklere şöyle vahyediyordu: Ben sizinle beraberim yani yardımım ve inayetim imdadım ve muvaffakiyetim sizinle beraberdir. Şu halde ey meleklerim iman edenleri tespit ediniz ayaklarını kaydırmayıp dimdik ayakta kalmalarını sağlayınız. Yakında Ben kâfir olanların kalblerine korku salacağım o zaman hemen boyunlarının üstüne vurunuz ve onların parmaklarına kadar her taraflarına vurunuz.
17. İmdi onları siz katletmediniz o öldürülen ve yere düşen enfâli ve ganimeti söz konusu olan müşrikler sizin gücünüzle ve kuvvetinizle ölmüş olmadılar ve lâkin onları Allah katletti öldürdü. Size emretmek nusret ve zafer vermek üzerlerine sizi saldırtmak ve kalblerine korku düşürmek suretiyle hakikatte onları Allah öldürdü.
Rivayet olunuyor ki Kureyş ordusu Akankal'den çıkınca Peygamber Efendimiz buyurmuştu ki "İşte Kureyş gurur ve iftihar ile geldi Allah'ım bunlar Senin Resulünü inkâr ediyorlar. Bana verdiğin vaadi senden istiyorum ya Rabbi!" diye dua etti. İşte bu sırada Cebrail aleyhisselam geldi "Bir avuç toprak al onlara doğru at." dedi. Ne zaman ki iki taraf savaşa tutuştular Peygamber Efendimiz bir avuç çakıl aldı yüzlerine doğru attı ve "Yüzleri kurusun!" buyurdu. Bunun üzerine düşman saflarında gözüyle meşgul olmayan bir müşrik kalmadı. Bundan sonra bozuldular müminler de enselerine bindi; bir yandan öldürüyorlar bir yandan da esir alıyorlardı.
Sonra savaş sona erince Müslümanlardan "Şöyle kestim şöyle vurdum böyle esir aldım." diye ileri geri konuşanlar ve yaptıkları ile övünenler oldu. İşte bu âyet bunun üzerine nâzil oldu. Yani siz iftihar edip övünüyorsunuz ama şunu iyi bilmelisiniz ki onları sırf kendi gücünüzle yenmediniz onları siz değil Allah öldürdü. Ve attığın vakit de sen atmadın ya Muhammed! Bir remiy bir atış şeklinde bir iş yaptığın vakit düşmanlara isabet eden ve etkileyen hepsinin gözlerine batan o atışı sen atmadın o atışın dış görünüşü senin idi ama sonuçlarını ve etkisini sen yapmadın ve lâkin Allah attı. Zira sana "At!.." emrini veren O idi o attığın şeyi hedefine isabet ettiren gayesine erdiren ve düşmanı bozguna uğratıp sizi tepesine bindiren ve galip getiren O idi. Eğer atanla atılan merminin içyüzü hesaba katılmayacak olursa bütün şan ve şeref düşmanın boynuna inen bir kılıcın veya damarına saplanan okun veya gözüne batan çakıl taşının olması gerekir o zaman da size hiç bir şeref hissesi kalmaz. Fakat şeref ne kınında duran kılıcın ne de yerindeki çakılındır. İşte o kılıcın okun ve çakılın gazilere karşı durumu ne ise gazilerin de Allah'a karşı durumu ondan da aşağılardadır. Çünkü onlar Allah'ın emrinde ve hizmetindedir. Binaenaleyh gaziler bilmelidirler ki hakikatte kendilerinin hiçbir hakları yoktur büyüklük taslayıp böbürlenmeleri de yersizdir. Bütün bunları yapan ve yaratan Allah'tır.
Buradan hareketle bunu vahdet-i vücud görüşüne delil olarak kullanmaya gerek yoktur böyle bir vehme saplanmak da doğru değildir. Bunda vahdet-i vücud veya ittihat değil fiillerin yaratılışı görünüşteki etkilerinin ötesinde ve üstünde olan gizli ve hakiki etkinin ispatı ve gerçek etken olan Allah'ın gücü ve kuvveti söz konusudur.
Aslında ortada atan ve atılan gazi olan ve ölen yok değil ancak bütün bunların üstünde mutlak kudret sahibinin emrinin ve iradesinin geçerliliği vardır. Aslında bunların hiçbiri tek tek veya hepsi birden Allah değildir. Fakat hepsinin varlığı üzerinde yegane etki gücüne sahip hepsi üzerinde hükümran bir Allah vardır ki bütün sebepler ve amiller gizli ve açık tesirler ve bunların sonuçları netice itibariyle O'nun hükmü altındadır. Ve Allah müminlere tarafından güzel bir tecrübe kazandırsın güzel bir nimet olan nusret ve zafer tecrübesi ihsan etsin diye bunları yaptı. Şüphesiz ki Allah işitendir bilendir. Dualarınızı feryatlarınızı gizli ve açık seslerinizi sözlerinizi işitir. Niyetlerinizi maksatlarınızı fikirlerinizi ve kuruntularınızı bütün hâl ve gidişinizi hakkiyle bilir.
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi