Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- 104 kitap nedir?
- Ebu zer’den rivayet edilen 100 suhuf yani 104 kitap hadisi sahih mi?
- Suhuf ne demektir?
- Suhuflar hakkında bilgi verir misiniz?
Değerli kardeşimiz
Kaynaklarda yer alan ve zayıf olduğu kabul edilen bir rivayette Ebû Zer el-Gıfârî’nin Allah’ın resullerine kaç kitap gönderdiği sorusuna Hz. Peygamber (asm) 104 cevabını vermiş bunlardan on sahifenin Âdem’e elli sahifenin Şît’e otuz sahifenin İdris’e on sahifenin İbrahim’e verildiğini ayrıca Tevrat İncil Zebur ve Kur’an’ın indirildiğini belirtmiştir. (bk. Taberî Târîħ I 312-313; Suyutî ed-Dürrü'l-mensür VIII 489; Alusî Rühu'l-meani XV 141-142; Zemahşerî VI 360)
Sahife kelimesinin çoğulu olan suhuf dar bir çevrede küçük topluluklara ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde indirilen birkaç sayfadan oluşmuş küçük kitap ve risalelere denilir.
Kur’an-ı Kerîm'de Hz İbrahim ve Hz. Musa'ya indirilen sayfalardan bahseden iki ayet vardır. (Necm 53/36-37; el-A'lâ 87/14-19) Bunun dışında Kur'an'da ve mütevatir hadislerde suhuf ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.
Kur’an’da suhuf kelimesi önceki peygamberlere Allah tarafından gönderilen kutsal metinleri (Tâhâ 20/133; Necm 53/36-37; A‘lâ 87/18-19) Kur’an’ın kendisini (Abese 80/13; Beyyine 98/2-3) ve insanların amellerinin ilâhî kayıtlarını (Tekvîr 81/10) ifade etmek için kullanılmıştır.
Önceki peygamberlere indirilen kutsal metinler “ilk sahifeler” (Tâhâ 20/133; A‘lâ 87/18) veya “İbrâhim ve Mûsâ’nın suhufu” (Necm 53/36-37; A‘lâ 87/19) diye isimlendirilmiştir.
Kur’an’da geçen “zübür” kelimesi (Âl-i İmrân 3/184; Şuarâ 26/196; Fâtır 35/25) “kitap” manasındaki zebûrun çoğulu olup suhuf ile aynı anlamdadır. Ancak zebur kelimesinin Hz. Davud’a indirilen kitabın ismi olarak kullanımı yaygınlık kazanmıştır. (Lisânü’l-Arab “zbr” md.)
Hz. Şît’in kendisine ve babasına gönderilen suhufu bir araya getirerek bunlarla amel ettiği (İbnü’l-Esîr I 54) kendisine indirilen suhufta hikmet kimya simya riyazi ilimler ve bazı sanatlardan bahsedildiği nakledilmiştir.
Hz. İdris’e indirilen suhufta semavî sırların ruhanîlere hükmetme yöntemlerinin ve yıldızlar ilminin açıklandığı belirtilmiştir. (Nişancızâde I 121 124-125)
Ebû Zer el-Gıfârî’nin Hz. İbrâhim’e gönderilen suhufun içeriği hakkındaki sorusuna Resûl-i Ekrem bunun dinî-ahlâkî mesellerden ibaret olduğu cevabını vermiştir. (Taberî Târîħ I 312-313; Süyûtî ed-Dürrü’l-menŝûr XV 378)
Hz. Musa’ya Tûr’da verilen ilâhî emir ve öğütleri içeren levhalar (elvâh A‘râf 7/ 145 150 154) bazı ayetlerde kendisine verildiği ifade edilen suhufla(Necm 53/ 36; A‘lâ 87/19) eş anlamlı olmaktadır. (Fahreddin er-Râzî XXIX 14)
Bu levhaların sayısının on yedi veya iki olduğu rivayet edilmiştir. Bunların malzemesinin Cebrail’in getirdiği ve zümrüt yahut kırmızı yakuttan olduğu veya sert kayalar olup Allah’ın emriyle Musa’nın Allah’ın kelamını bunların üzerine kendi elleriyle oyduğu yahut üzerinde Tevrat’ın yazıldığı gökten inen ve 10 arşın uzunluğunda tahtalar olduğu görüşleri ileri sürülmüştür. Levhaların içeriğine dair ayette geçen “her şey hakkında öğüt ve açıklama” ifadesi (A‘râf 7/145) İsrailoğullarının dinî bakımdan ihtiyaç duydukları öğütler ve hükümlerin açıklanması şeklinde tefsir edilmiştir.
Yine bu levhalarda “Ben rahman ve rahim olan Allah'ım. Bana hiçbir şeyi ortak koşmayın. Yol kesip eşkıyalık yapmayın. Adımı anarak yalan yere yemin etmeyin … Öldürmeyin zina etmeyin ebeveyninize itaatsizlikte bulunmayın.” ifadelerinin yer aldığı aktarılmıştır. (Zemahşerî II 508)
Necm ve A‘lâ surelerindeki ilâhî mesajın Hz. İbrâhim’in ve Hz. Musa’nın suhufunda yer aldığını bildiren ayetlerle (Necm 53/36-37; A‘lâ 87/ 18-19) ilgili olarak İbn Abbas’a dayanan bazı rivayetlerde bu iki surenin adı geçen peygamberlerin suhufunda mealen bulunduğu kaydedilmektedir. Ayrıca Hz. Muhammed’e indirilen bazı ayetlerin (Tevbe 9/112; Müminûn 23/1-11; Ahzâb 33/35; Meâric 70/23-33) Hz. İbrahim’e de indirildiği rivayet edilmektedir. (Süyûtî el-İtkān I 125-126)
Bir kısım hadisçiler tarafından zayıf bulunmakla birlikte birçok kaynakta yer alan bazı hadislerde Hz. İbrâhim’e verilen suhuf ile Tevrat İncil Zebûr ve Kur’an’ın ramazan ayında indirildiği bildirilmektedir. (Taberî Câmiu’l-beyân III 189; Süyûtî ed-Dürrü’l-menŝûr II 231-232)
Kur’an’da Mekke’nin ileri gelenlerinden bazı müşriklerin iman etmek için Allah tarafından özel olarak kendi adlarına düzenlenmiş mesajlar içeren açılmış (okunmaya hazır) sahifeler gönderilmesini talep ettikleri ve bunun kabul edilemez olduğu anlatılmaktadır. (Müddessir 74/52)
Yine kıyamet günü vuku bulacak olaylar anlatılırken “amel defterleri” anlamında suhufun açılıp ortaya konulacağına dikkat çekilmektedir. (Tekvîr 81/10)
Kur’an’da değerli yüce ve tertemiz vasıflarıyla nitelenerek övülen suhufla (Abese 80/13-14) kastedilenin ise Kur’an veya önceki peygamberlere gönderilen suhuf ya da levh-i mahfûz olduğu şeklinde farklı tefsirler yapılmıştır. (Taberî Câmiu’l-beyân XXIV 108; Zemahşerî VI 315; Fahreddin er-Râzî XXXI 59)
Kur’an’ın tertemiz suhuf şeklinde nitelendirildiği bir başka ayette ise (Beyyine 98/2) tertemiz vasfının “yalan nifak şüphe ve sapkınlıktan uzak olma” anlamına geldiği belirtilmiştir. (Kurtubî XX 142; bk. TDV İslam Ansiklopedisi Suhuf md.)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi