Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Evvela ilgili hadis-i şerifi verelim.
Hz. Enes (ra)’den Resûlullah (asm)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
«يتْبعُ الميْتَ ثلاثَةٌ: أهلُهُ ومالُه وعمَلُه، فيرْجِع اثنانِ ويبْقَى واحِدٌ: يرجعُ أهلُهُ ومالُهُ، ويبقَى عملُهُ»
“Ölen kimseyi peşinden üç şey takip eder: Aile çevresi malı ve yaptığı işler. Bunlardan ikisi geri döner biri ise kendisiyle birlikte kalır. Aile çevresi ve malı geri döner; yaptığı işler (ameli) kendisiyle birlikte kalır.”(Buhari Rikak 42; Müslim Zühd 5)
Her insan anasından doğar büyür gelişir ve ölür. Erkek olsun kadın olsun bu dünyada hayat süren her fert başta ailesi olmak üzere dar veya geniş bir çevre içinde yaşar. Çeşitli yollarla mal ve mülk sahibi olabilir. Hayatının sonuna kadar da birtakım işler yapar davranışlar sergiler.
Bu işler ve davranışlar Allah’ın hoşnutluğuna uygun güzel ve salih ameller olabileceği gibi Allah’ın hoşnut olmayacağı kötü ve çirkin davranışlar da olabilir.
Dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmek veya kaybetmek herkesin bu dünyada yaptığı işler ve sergilediği davranışlarla doğrudan ilgilidir; hatta bunlarla doğru orantılıdır.
Hz. Peygamber (asm) Efendimiz bir kimse öldüğünde onun dünyada bırakacakları ile ahirete götüreceklerinin neler olduğunu bize bildirmiş önem vermemiz gerekenin ne olduğunu açıklamış ve bizi sevabı kalıcı olan ve ebedî hayatta mutluluk içinde olmamızı sağlayan iyi işlere güzel davranışlara teşvik etmiştir.
Bu sebeple Peygamberimiz (asm) konuyu âdeta canlandırarak ölen kimseyi üç şeyin takip ettiğini yani kabrine kadar gittiğini bunların da o kişinin yakınları malı ve iyi ya da kötü işleri davranışları olduğunu söylemiş bunlardan ilk ikisinin geri döndüğünü üçüncüsünün yani ahirette mükafat veya ceza görmesine sebep olacak iş ve davranışlarının ise ölenle birlikte kaldığını bildirmiştir.
Böylelikle dikkat etmemiz gerekenin her türlü ibadet ve taatlerimiz iş ve davranışlarımız olduğuna bir kere daha dikkatimizi çekmiştir.
“Mezar amel sandığıdır.” denilmiştir. Ölen insan ne kadar büyük ve hatırlı biri olursa olsun çoluk-çocuğu ve dostlarından hiçbiri onunla birlikte mezara girmek istemez ve girmez. Çok sevenleri bile ağlaya ağlaya da olsa definden sonra ayrılıp giderler. Ne kadar üzülüp ağlasalar bile onu mezarında yalnız bırakırlar. Ölen kimse dünyanın en zengini de olsa yanında götürdüğü şey birkaç metrelik kefen bezinden ibarettir.
Şair ne güzel söylemiştir:
"Ana rahminden geldik pazara
Bir kefen aldık döndük mezara."(Yunus Emre)
Geriye kalan mal artık ona değil mirasçılara aittir. Nitekim bir hadis-i şerîfte ifade buyurulduğu gibi;
“Kişinin asıl malı yiyip bitirdiği giyip eskittiği ve Allah için verip biriktirdiğidir.”(Müslim Zühd 4)
Demek ki insan hayatı boyunca yaptıklarını yani amelini beraberinde götürür. Ona göre de muameleye tabi tutulur. “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukurdur.”(Tirmizî Kıyamet 26) hadisi bu muamelenin neler olabileceğini ifade eder.
Madem ki kişiyi takip edecek olan ameldir o halde mücahede ameli sevimli bir dost ebedî bir mutluluk vesilesi kılma gayretidir denilebilir. Akıllı kişi de böyle bir gayreti kendi kendisinden esirgemeyendir. Mücahedenin gereği ve sınırları bu hadis-i şerîf ile pek veciz bir şekilde dile getirilmiş olmaktadır. Buna göre:
- İnsanın ölümünden sonra ailesi yakınları malı ve mülkü dünyada kalır. Bunlar hayırlı ise kendisinin sevabının devamına vesile olabilir.
- Ölen kimsenin amelleri yani iyi ve kötü davranışları onunla birlikte kabre gider. Bunlar o kişinin ahirette mutluluğuna veya ceza görmesine sebep olur.
- Mücahede amel ve ibadeti artırmakla gerçekleştirilmelidir.
- Kabirde başbaşa kalınacak olan ameldir. Kişinin kabir hayatı ve ahiretteki durumu ameline göre belirlenir. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi Peygamberimizden Hayat Ölçüleri Erkam Yay. Hadis No: 105)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi