Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ölünün yıkanmasının hikmeti nedir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Cevap

Değerli kardeşimiz

Ölen bir mü'minin teçhiz ve tekfini yani yıkanıp kefenlenip namazının kılınması ve defnedilmesi ge­ride kalan Müslümanlara kifayeten farzdır.(1) Bu görevi Müslümanların bir veya birkaçı yapınca diğerleri de sorumluluktan kurtulur. Ama hiç kimse bu görevi yapmazsa hepsi sorumlu olurlar.

Ölüyü yıkayıp kefenleyerek namazını kılmak ve toprağa gömmek şeriat-ı kadîmedendir. Übeyy b. Ka'b'dan (v.21/642) rivayet edilen bir haberde bildirildiğine göre Hz. Âdem (as) vefat edince melekler cennetten ge­tirdikleri kefen ve kokularla geldiler ve Hz. Âdem'i yıka­dılar kefenlediler güzel kokular sürdüler. Sonra nama­zını kılıp kazdıkları mezara yerleştirdiler ve üzerini kerpiçle kapatarak toprakla düzlediler. Bu işleri ta­mamladıktan sonra Hz. Âdem'in oğullarına:

"Ey Âdemoğulları bu yaptığımız sizin sünnetiniz olan şeriatınızdır. Bundan sonra ölülerinizin cenaze merasimini ve defin işini bizden gördüğünüz gibi yapın."(2)

dediler. Hz. Âdem (a.s)'dan bu yana gelen bütün ilâhî dinlerde ölülere aynı muamele yapılmaktadır.

Nitekim son semavî din olan dinimiz İslam'ın tebliğcisi Hz. Muhammed (s.a.v) de ölümünden sonra Müslümanın yıkanmasının ölenin sağ kalan Müslümanlar üzerindeki haklarından biri olduğunu belirtmiş ve geride kalan Müslümanların ölen kardeşlerine karşı bu son vazifelerini yapmalarını emrederek nasıl yapılaca­ğını da öğretmiştir. Müctehid imamlarının hepsi Rasulullah (s.a.v) in bu emri sebebiyle teçhiz ve tekfinin farz-ı kifâye olduğunda ittifak etmişlerdir.(3)

Ölünün yıkanması müşerref varlık olan insana bir hürmettir. Onu temizlemek ve şereflendirmek için farz kılınmıştır.

İnsanın ölüsü de saygıya layıktır. Bu saygı bir yönüyle ölünün yakınlarına bir teselli olduğu gibi ölümün yokluk olmadığını vatanı aslisine gittiğini ve gittiği yere pak ve temiz bir şekilde gönderilmesi amacını taşımaktadır. Ölünün âdeta yeni doğmuş bir çocuk gibi yıkanması bir yönüyle bu yeniden doğuş olayını sembolize etmekte bir yönüyle bu fani yolculuğun yani dünya hayatının kendisi üzerinde bıraktığı kir toz ve bulaşıkları gidermeyi temsil etmektedir. Bu yıkamanın ardından yeni doğan çocuğa giydirilen zıbın misali kefene sarılır ve büyük bir ihtimamla beşiğine indirilir.

Dipnotlar:

1. İbnü'l-Hümâm. Kemâleddin Muhammed b. Abdulvâhid Şerhu Fethi'l-Kadir c. I s. 447. Bulak 1315 h; Tahtâvî Hâşiyetû Alâ Merâki'l-Felâh s. 447. Mısır 1970.
2. İbn Kesir. el-Bidâye ve'n-Nlhâye. c. I. s. 98 Beyrut 1977; A b. Hanbel Müsned c. V s. 136.
3. Kabir Hayatı Doç Dr. Süleyman Toprak.

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi