Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Ölüm ruhun bedenden ayrılmasıdır. Şehadet aleminden "berzah alemi"ne bir hicrettir. Ruh Azrail Aleyhisselam vasıtasıyla "berzah alemi"ne götürülür. Göreceğimiz ilk melek Azrail (as)'dir. En kıymetli cevherimiz olan ruhumuzu gönül rahatlığıyla teslim edebileceğimiz güvenilir bir emanetçidir o.
Ölüm anında ruh beden hapsinden kurtulur; fakat bütün bütün çıplak kalmaz. Çünkü "misali bir cesetle" başka bir tabirle "latif bir gılaf" ile kuşatılmıştır.
Dünyada kaldığı sürece bedene bağlı olan ruh ölüm sebebiyle bir derece serbest kalır. Bedendeyken görmek için göze işitmek için kulağa düşünmek için beyne muhtaçken artık bu aletlerin varlığına gerek duymadan görür işitir düşünür ve bilir. Rüyada olduğu gibi…
Berzah "geçit" demektir ve berzah alemi dünya ile ahiret arasında bulunan bir "bekleme salonu"dur. Ruhlar orada kıyameti ve dirilişi beklerler. "münker ve nekir taifesinden" olan sorgu melekleriyle karşılaşma ilk mahkeme ilk ceza ve ilk mükafat burada gerçekleşir.
Berzah başka bir tabirle kabir hayatı hadisin ifadesiyle "ya cennet bahçelerinden bir bahçe" veya "cehennem çukurlarından bir çukurdur."
Ancak burada azabın veya lezzetin muhatabı cisimden mahrum kalan ruhtur. Kabir hayatından sonra "mahşer"de yeniden yaratılan bedenine döner dünyada yaptıkları için o "büyük mahkeme"de hesap verir. Sonrası ebedi cennet veya cehennem!..
Haşir... Bütün bedenlerin yeniden yapılanması ve canlanması... Ruhların bir anda bedenlere dönüşü... Büyük olay! Dar akıl kabulde zorlanıyor. Kabirde kemikleri çürüyen ve etleri toprak olan bir insanın yeniden dirilebileceğine akıl erdiremeyenler var. Bunlar yanlış bir kıyasın kurbanı oluyorlar.
Nasıl mı?
Bedeni yaratma ve insanı diriltme fiillerini kendileri üstlenerek... Hayalen bildikleri bütün yolları deniyor bir insan yaratmaya çalışıyorlar. Mümkün olmuyor. Gölgeden farkı olmayan azıcık ilim irade ve kudretleriyle meseleyi halledemeyince "ben yapamıyorum şu halde başkası da yapamaz" hükmünü veriyorlar. Muhakeme ederken kendilerini ölçü kabul ediyorlar. Şüphesiz bu bir vehimdir ve insanı aldatır.
Nitekim asırlar önce bazı münkirler Peygamber Efendimizin (asm) yanına gelmiş "ölmüş çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diye sormuşlardı. Bu meydan okumaya karşı ayet indi: "Onları önceden kim yarattıysa o diriltecek. O her türlü yaratmayı bilendir." Bu kesin cevaptan sonra söyleyecek söz bulamamışlardı.
Bunların hali kendileri beceremediği için aya gitme haberini inkar eden cahillerin haline benziyor. Bir zamanlar ilim ve teknikten mahrum bazı kimselerin "Ben yapamıyorum başkası da yapamaz." mantığıyla ay seyahatini reddettiklerini görmüştük. Onlar da hayallerinde bildikleri bütün usulleri deniyor yine de bir yol bulamadıkları için açık bir gerçeği kabule yanaşmıyorlardı.
Akıl malumatının mahkumudur ve zamanın esiridir. Böyle olmasa dün söylenince yalanlanan bir olay bugün sıradan bir hakikat haline gelir miydi? Acaba üç asır önceki insanlara "bir kutu içinde bütün dünyayı seyredeceksin" deseydik ne der ne düşünürlerdi? Herhalde inkar edenler olacak ve zaman da onları haksız çıkaracaktı. Yanlış anlaşılmasın biz her söylenene hemen inanalım demiyoruz ancak sınırlı aklın yeterli ölçü olamayacağını hatırlatmaya çalışıyoruz. Vahiy nurudur ki akla ışık verir ve yol gösterir o da hakikatı anlar.
Bakmayı bilen göz görür. Düşünmenin yollarını bulan akıl anlar. Evet insaflı bir akıl yeryüzündeki harika sanat eserlerine bakar ve anlar ki: Allah sonsuz ilim irade ve kudret sahibidir.
İşte bahar! Zamanı geldi mi kış soğuğunu karını fırtınasını toplar gider. Toprak tatlı bir esneyişle uyanır gevşer çözülür. Kupkuru ağaçlara su ile birlikte hayat da yürür. Tohumlar açılır yumurtalar çatlar dış dünyaya canlılar doğar. Her canlı kendine has "suret libasını" giyer.
Bahar! Sümbüllerin tebessümü menekşelerin neşesi rüya gibi kelebeklerin uçuşu çiçeklenmiş badem ağaçlarında kuşların cıvıldayışı. Kışın soğuk nefesiyle ölen silinen kuruyan canlıların "öldükten sonra diriliş" sırrını yaşayışı. "öldüren ve dirilten" bir görünmez kudretin görünen mucizeleri.
Sonbaharda kıyameti kopan bir alemin kış kabristanında bekledikten sonra bahar sabahında yeniden dirilişi. Ölümden sonraki hayatın ve mahşerin göze görünen misali.
Allah bize her baharda sonsuz ilim irade ve kudretini bir kere daha gösteriyor. Ölüleri dirilteceğini ahireti getireceğini ispat ediyor. Ve her akıl sahibine şu kanaati veriyor: Alemi yoktan var eden ve insanı modelsiz yaratan Allah elbette ölüleri diriltebilir yeni bir dünya yaratabilir.
Bir defa yaratan bir daha niçin yaratamasın!
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi