Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Sadaka-i cariye hakkında bilgi verir misiniz?
- Bazı kişiler eğer bu dünyada anılacak bir şey (cami çeşme vb...) yaptırırsak ölsek dahi sevap alacağımızı söylüyor...
Değerli kardeşimiz
Sadaka geniş anlamıyla nafile olarak yapılan hayır ve hasenâtı insan ve hayvanlara yapılan iyilik lütuf ve ihsanları hatta insanların gönlünü hoş eden güzel söz ve davranışları kapsamına alır. Sadaka-i câriye vakfedilmiş sadaka ile diğer hayır ve hasenât bu niteliktedir.
Sadaka-i câriye sürekli ecir getiren sadaka anlamına gelir. Bir hadiste sürekli ecir kaynağı olan ameller şöyle belirlenir:
"İnsan öldüğü zaman amel işlemesi kesilir. Ancak üç şey bundan müstesnadır. Sadaka-i cariye kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih çocuk."(Dârimi Mukaddime 46).
Bu hadiste zikredilen sadaka-i câriye;yol köprü çeşme mescid yoksullar için aş evi hastahane ve okul gibi hayır yerlerini kapsamına alır. İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece bunları yaptıranlar yapılmasına sebep olanlar yol gösterenler ve destek olanlar gerek sağlıklarında ve gerekse vefatlarından sonra ecir almaya devam ederler.
Yararlı bir ilim bırakan da bu ilimden kitaptan keşif ve icattan toplum yararlandıkça mü'min olmak şartıyla sürekli olarak ecir alır. Nitekim ilim irfan ve irşatlarıyla toplumda iyi bir çığır açanın büyük mükafatına kötü çığır açanın da günahına hadiste şöyle yer verilir:
"Kim iyi bir çığır açarsa bununla amel edenlerin ecri kadar ecri bu çığırı açan alır. Kötü bir çığır açan da bununla amel edenlerin günahı kadar günahı yüklenir."(Müslim İlim 15; Zekât 69; Nesâî Zekât 64; İbn Mâce Mukaddime 14; Dârimî Mukaddime 44; Ahmed b. Hanbel IV 357 359-361 362).
Dine ve topluma yararlı bir çocuk yetiştirmek de toplum bu çocuktan yararlandıkça onun yetişmesinde katkısı bulunan anne baba hoca gibi kimselerin sürekli ecir almalarına bir sebeptir.
Vakfedilen gayrimenkuller de sadaka-i cariye niteliğindedir. Vakıfnâmedeki esaslara göre hayır yönü işletildiği sürece vakfedene ecir gelmeye devam eder. Önceki asırlarda büyük han hamam medrese dükkân ve çarşıların vakıf olarak topluma kazandırılması mâliklerinin sürekli bir ecre nail olma istekleri yüzündendir.
Ölen Kimse Adına Sadaka Vermek Caiz midir?
Bazı ibadet ve taatların ölen bir kimse adına yapılması mümkün ve caizdir. Bunların sevabı ölüye ulaşır. Ölü nâmına verilen sadakalar başta gelir.
Hz. Peygamber (asm)'e bir adam gelerek şöyle demiştir:
"Ey Allah'ın elçisi! Annem ansızın öldü vasiyet de etmedi. Öyle sanıyorum ki konuşmuş olsa sadaka verilmesini vasiyet ederdi. Acaba onun adına ben sadaka versem anneme sevap olur mu?" demiş. Hz. Peygamber (asm);
"Evet!.." cevabını vermiştir." (Buhârî Cenâiz 95; Vesâyâ 19; Müslim Zekât 51; Vasiyye 12 13; Ebû Dâvud Vesâyâ 15; Nesâî Vesâyâ 7).
Hz. Enes (r.a) Rasûlüllah (asm)'e;
"Biz ölülerimize dua ediyor onlar adına sadaka veriyor ve haccediyoruz. Acaba bunların sevabı onlara ulaşıyor mu?" diye sormuş Allah elçisi şöyle cevap vermiştir:
"Şüphesiz onlara ulaşır ve onlar sizden birinizin hediyeye sevindiği gibi ona sevinirler." (Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi V 366).
Hanefilere göre bağışlanan her çeşit ibadetin sevabı ölülere ulaşır. Ancak ölen kimse namına zekât adak hac gibi mali yönü olan ibadetleri ifa etmek mümkün ise de; namaz oruç gibi ibadetleri onun namına ifa yeterli değildir. Bunların bizzat hayatta iken ifası gerekir. Çünkü bu ibadetler ferdi beden ve ruh bakımından olgunlaştırır olumlu etkileri bizzat bunları yapanların kendilerinde görülür. Başkalarının bunları yapmasıyla asıl yükümlü üzerindeki fayda sağlanmış olmaz.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Öldükten sonra amel defterleri kapanmayan üç kimse kimlerdir?..
- SADAKA.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi