Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Ölen yakınlarımız için yalnızca cuma günü Kur'an okuyup sevabını bağışlayabilirmişiz. Diğer günlerde okumanın faydası yokmuş.
- Bu bilgiler doğru mudur?
Değerli kardeşimiz
Bizim görebildiğimiz kadarıyla bu tespit doğru değildir. Aşağıdaki kaynakların hiçbirisinde Kur’an okumayı belli bir zamana tahsis eden bir ifade söz konusu değildir.
- Hanefî Mezhebi'ne göre bir insan -herhangi bir zaman diliminde- akrabasının veya yakın dostunun kabri başında Kur’an okusa güzel olur.(Zuhaylî el-Fıkhu’l-İslamî 8/49).
Şu ifadeler de Hanefî alimlerine aittir. “Ehl-i Sünnet ve cemaate göre bir insan namaz oruç Kur’an okumak zikir hac gibi işlediği güzel amellerinin sevabını başkasına hediye edebilir.(bk. Fethu’l-kadîr 6/132; el-Bahru’r-Raik 7/379- Şamile-; Reddu’l-Muhtar 2/263).
- Malikî Mezhebi'ne göre bir kimsenin kendi kabri üzerinde Kur’an okunmasını tavsiye etmesi caizdir.(V. Zuhaylî el-Fıkhu’l-İslamî 8/51).
- Şafii ve Hanbelî Mezhebi'ne göre kişinin kendi kabri üzerinde Kur’an okumayı vasiyet etmesi caizidir. Çünkü şu üç durumda Kur’an okumanın sevabı ölüye ulaşır:
Kabrin yanında okumak okumadan sonra dua etmek sevabını ölünün ruhuna niyete ederek okumak(bk. V. Zuhaylî el-Fıkhu’l-İslamî 8/51).
İmam Nevevî’nin el-Mecmuunda da(15/521-522) şu bilgilere yer verilmiştir:
Şafii mezhebinde daha çok şöhret bulmuş görüşe göre Kur’an’ın sevabı ölüye ulaşmaz. Ancak tercih edilen görüşe göre bu sevap -özellikle arkasında dua edildiği zaman- ölüye ulaşır.
- Bazı Şafii alimlerine göre kabrin sahibi -arkasından dua okunsun okunmasın- kabri üzerinde okunan Kur’an sevabından faydalanır.(Yusuf el-Erdebilî el-Envar 1/399).
- “Bir mezarlıkta okunan ve oradaki bütün ölülerin ruhuna hediye edilen Kur’an’ın sevabı bölünerek mi yoksa bölünmeden mi onların ruhuna gider?” şeklindeki bir soruya karşılık Şafii âlimlerinden İbn Hacer;
“Her ölüye okunan Kur’an’ın sevabı bölünmeden tam olarak ulaşır; bu Allah’ın geniş rahmetine en uygunudur.” diye cevap vermiştir.(bk. Buğyetu’l-musterşidîn s.97).
Bu konuda Bediüzzman Said Nursi’nin şu sözleri de oldukça aydınlatıcıdır:
“Sual: Denildi ki: 'Fâtiha ve Yâsin ve hatm-i Kur'ânî gibi okunan virtler kutsî şeyler bazen hadsiz ölmüş ve sağ insanlara bağışlanıyor. Halbuki böyle cüz'î bir tek hediye bir anda / aynı zamanda hadsiz zatlara yetişmek ve her birisine aynı hediye düşmek aklın tavrının haricindedir.'"
Elcevap: Fâtır-ı Hakîm / her şeyi hikmetle yapan yüce yaratıcı nasıl ki hava unsurunu kelimelerin şimşek gibi yayılmalarına ve çoğalmalarına bir mezraa / bir ekin tarlası ve bir vasıta yapmış. Keza radyo vasıtasıyla bir minarede okunan ezan-ı Muhammedî (a.s.m.) umum yerlere ve umum insanlara aynı anda yetiştiği gibi; öyle de her şeye kâdir olan Allah okunan bir Fâtiha'nın sevabını dahi -mesela- umum ehl-i iman ölülerine aynı anda yetiştirmek için hadsiz kudret ve nihayetsiz hikmetiyle manevi âlemde manevi havada çok manevi elektrikleri manevi radyoları sermiş serpmiş fıtrî telsiz telefonlarda istihdam ediyor çalıştırıyor."
"Hem nasıl ki bir lamba yansa mukabilindeki binler aynaya her birine tam bir lamba girer. Aynen öyle de bir Yâsin-i Şerif okunsa milyonlar ruhlara hediye edilse her birine tam bir Yâsin-i Şerif düşer."(bk. Şualar Birinci Şua).
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi