Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Her şeyde bir hayır vardır sözü doğru mudur?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Bu söz nerelerde kullanılmalıdır?
- Kötü bir olayımızda da hayır var mıdır?

Değerli kardeşimiz

Cevap 1:

Konuyla ilgili bazı ayetlerin mealleri şöyledir:

“Olur ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız hâlbuki hakkınızda o bir hayırdır. Ve olur ki bir şeyi seversiniz hâlbuki hakkınızda o bir şerdir. Allah bilir siz bilmezsiniz.” (Bakara   2/216).

“Yerde ve göklerde olan her şeyi bilir.” (Âl-i İmran 3/29). 

“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah’a ait olmasın. (Allah) Onun durduğu ve emanet bırakıldığı yeri bilir. Bunların hepsi apaçık bir kitaptadır.”(Hûd 11/6).

“Allah onların geçmişlerini de geleceklerini de bilir; onlar ise O’nu ilmen ihata edemez.” (Tâhâ 20/110). 

“Allah insana bilmediklerini öğretti.”(Alak 96/5).

“Gaybın anahtarları O’nun katındadır; onları ancak O bilir. O karada ve denizde olan her şeyi bilir.” (En’am 6/59).

“Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa bir o kadarını da katsak Rabbimin sözleri tükenmeden denizler tükenirdi.”(Kehf 18/110).

“Her şey”de hayır olup olmaması bundan ne kastedildiğine bağlıdır. Mesela günah işlemeyi de bu sözün içerisine dâhil edersek mesele değişir. Zira günah işlemenin bir hayır içermesi söz konusu değildir. Fakat günah bile eğer insana tövbe etmeyi öğretiyor ve tövbe etmekte daha başka günahlara girmemeyi netice veriyorsa sonuçları itibarıyla günah işlemekte bile bir hayır olduğu söylenebilir. Bunu “Günah işlemek hayırlıdır.” diye anlamamak gerekir.

Diğer bir örnek şeytana uymakta da bir hayır olduğu söylenemez. Zira o insanı cehennemin gayyalarına yuvarlamaya and içmiştir. Şeytanın yaratılması şer değil şeytana uymak şerdir. Ateş örneğinde olduğu gibi. Ateşi iyi işlerimizde kullanır onunla yemek pişirir ve daha birçok ihtiyacımızı gideririz. Ateş elimizi yaktığında “Ateş şerdir." diyebilir miyiz? Örnekler çoğaltılabilir.

Hatın akışı içerisinde gerçekleşen olaylarda bazen bizim hiçbir müdahalemizin olmadığı işler olur. İşte insanlar bu tür durumlarda “Vardır bu işte de bir hayır.”sözünü kullanırlar. Bu manada "Elhayru fî mahtârahullah" sözünü esas alabiliriz. Bu söz "Hayır Allah Teâlâ'nın ihtiyar buyurduğu (seçtiği) husustadır." manasına gelir; Cenâb-ı Hak kullarını neye sevk ederse etsin ve nasıl bir neticeye ulaştırırsa ulaştırsın O'nun takdîrinin her zaman en isabetli bereketli faydalı sevaplı ve akıbet itibarıyla da en hayırlı tercih olduğunu hatırlatır.

Evet insan şart-ı âdi planında bir irade sahibidir; yani Allah (azze ve celle) kuluna iki şeyden herhangi birini seçme söz konusu olduğunda bir cehd ve gayret ortaya koyma bir çeşit eğilim veya eğilimde tasarruf ile bir hususu tercih etme bir şeyi isteme ve dileme kâbiliyeti vermiştir. Bu irade kâbiliyetinden dolayıdır ki insan bazı hususları iyi ya da kötü güzel veya çirkin faydalı yahut zararlı görebilir ve birkaç şey arasından birini seçebilir. Fakat bazen insan seçiminde isabetli olamaz ve beklemediği istemediği bir netice ile karşılaşabilir. İşte "Elhayru fî mahtârahullah" hakikati insanın kendi arzularına başkaldırmasını her meselede Hakk'ın rızâ ve hoşnutluğunu kendi istek ve dileklerine tercih ederek her yerde ve her durumda O'nun takdîrine razı olmasını ifade eder.

Bu sözün Peygamber Efendimiz (asm)'in mübarek dudaklarından döküldüğünü söyleyenler ve onu hadis olarak rivayet edenler de olmuştur; fakat muhaddisler bu şekilde bir hadis-i şerife rastlamadıklarını belirtmişlerdir. Öyle de olsa bu cümle çok şümullü bir hakikatin ifadesidir. Bazı âlimlerin değişik ilâhî ve nebevî emirlerden süzerek bu türlü disiplinler ve genel kaideler ortaya koydukları malumdur. Bu açıdan kelimesi kelimesine Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (asm)'den rivayet edildiğine dair sağlam bir bilgi mevcut olmasa bile bu söz manası ve mefhumu itibarıyla Allah Rasûlü (asm)'ne nispet edilebilir.

Allah Teâlâ'nın takdirinin her zaman kul için en hayırlı seçim olduğunu vurgulayan bu câmi' beyan bazı kitaplarda küçük kelime farklılıklarıyla zikredile gelmiştir. Genellikle

"Bazen hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olur. Kimi zaman da sevip arzu ettiğiniz bir şey sizin için şerli olabilir. Netice itibarıyla neyin hayır ve neyin şer getireceğini sadece Allah bilir siz bilmezsiniz." (Bakara 2/216)

meâlindeki ayet-i kerimenin bir meyvesi olarak değerlendirilmiştir.

Bu açıdan insan hoşuna gitsin gitmesin her meseleyi dini ölçülere göre ele almalı; her hadiseyi "Hayır Allah Teâlâ'nın ihtiyar buyurduğu şeydedir." hakikati zaviyesinden değerlendirmeli ve her zaman Cenâb-ı Hakk'ın tercihi istikametinde tercihte bulunmaya çalışmalıdır. Sebeplere riâyet ettikten sonra neticeyi Allah'ın takdirine bırakmalı; kendisiyle alâkalı tasarruflarında Rahmeti Sonsuz'a inanıp O'na güvenmeli ve O'nun yaptığı her şeyden hoşnut olmalıdır. Evet kader rüzgârları ne yandan eserse essin gönül rahatlığıyla karşılamak ve her hadiseye "Bunda da bir hayır vardır; bu da geçer!" inancıyla yaklaşmak mü'min olmanın gereğidir.

Cevap 2:

Müslüman her zaman iyilik için çalışır iyiliklerle karşılaşmayı ümit eder. Başına gelen her hadisenin güzel tarafından bakar. Dünyada bazı hadiseler dış görünüşlerinin tersiyle neticelenirler. Görünüşte hayırlı olan çok şey arkasından bazı şerleri getirebilir şer gibi görünen hadiseler de pek çok hayırları içinde barındırabilir. Nitekim yukarıda mealini verdiğimiz ayette geçen

“Olur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olur.”(Bakara 2/216)

Başka bir ifade ile

“Olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de Allah onda birçok hayır takdir etmiş bulunur.”(Nisa 4/19)

mealindeki ayetten bunu açıkça anlayabiliriz.

İşin bir diğer yönü de şudur: Biz Allah hakkında suizanda değil hüsnüzanda bulunuruz. Zaten Allah da kullarının kötülüğünü istemez. Bilakis Allah (c.c.) kullarını affetmek onları güzelliklerle buluşturmak için fırsatlar yaratır. Öyleyse Allah hakkında her zaman hüsnüzanda bulunmalıyız ki Allah da (c.c.) kullarına düşündükleri gibi muamelede bulunsun. Bu hakikat bir kudsî hadiste şöyle buyrulur:

“Allah Teâlâ Hazretleri şöyle buyuruyor: Benim kulumla maiyyet ve muamelem onun benim hakkımdaki düşüncesine bağlıdır (Ona rahmetimle muamelede bulunacağımı umarsa onu bulur).”(Buhârî Tevhîd 15; Müslim Zikir 2 19)

Peygamber Efendimiz (asm) de şöyle buyururlar:

“Sizden her biriniz başka değil ancak Azîz ve Celîl olan Allah tarafından bağışlanacağı ümidiyle ölsün.”(Müslim Cennet 81 82)

Evet Allah (c.c.) bizim hakkımızda hayır murad ettiğine ve bizim de Allah hakkında iyi düşünceler içinde olmamız gerektiğine göre meydana gelen hadiselerin ekşi olan dış yönüne bakarak olumsuz düşünüp hayatımızı karartmaktansa her hadisenin iyi yönlerine bakıp güzel düşünüp ömrümüzü hep güzellikler içerisinde geçiririz.  

Dolayısıyla kötü gibi görünen her hadisenin hayır tarafını araştırmamız nefsimizi sorgulamamız istiğfar etmemiz yapılan hataları tespit ederek gelecekte aynı hatalara düşmemeye çalışmamız her mümine yakışan bir davranış olacaktır. 

İlave bilgi için tıklayınız:

Şerri de Allah mı Yaratıyor?...

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi