Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Levh-i mahfuzun içinde her şey var mıdır?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Niçin kullanılır?
- Madem her şey yazılıdır o halde melekler neden yazarlar?

Değerli kardeşimiz

Levh-i mahfuz  Arapça'da korunmuş levha demektir. İslâm'da olmuş ve olacak her şeyin yazılmış olduğu manevî levhayı dile getirir. Olmuş ve olacak şeyler Allah'ın bilgisine bağlı olduğundan levh-i mahfuz doğrudan Allah'ın ilim sıfatı ile ilgilidir. Korunmuş (mahfuz) olarak nitelenmesinin nedeni burada yazılı olan şeylerin herhangi bir müdahale ile değiştirilmekten bozulmaktan uzak olmasıdır. Kur'an'da Ümmü'l-Kitap (Kitapların Anası Ana Kitap) Kitabun Hafîz (Koruyan Kitap) Kitabun Mübin (Apaçık Kitap) Kitabun Meknun (Saklanmış Kitap) İmamun Mubin (Apaçık İnen Kitap) ve sadece Kitap olarak da anılır. İnsanların başlarına gelecek şeyleri de ihtiva ettiği için Kitabu'l-Kader (Kader Kitabı) da denir.

Levh-i mahfuzadı Kur'an'da yalnız bir ayette geçer. Bu ayette Kur'an'ın levh-i mahfuzda bulunduğu bildirilir I ancak hiçbir tanım getirilmez. Buna karşılık birçok ayette nitelikleri belirtilerek tanımlanır. Buna göre levh-i mahfuz içinde hiçbir şeyin eksik bırakılmadığı (En'âm 6/59) olacak şeylere ait bilgileri saklayan (Kaf 50/4) yeryüzüne ve insanlara gelecek tüm belaların yazılı bulunduğu (Hadid 57/22) her şeyin sayılıp tesbit edildiği (Yasin 36/12) gökte ve yerdeki tüm gizliliklerin açıkça belirtildiği (Neml 27/75) tertemiz olarak yaratılan meleklerden başka kimsenin dokunamayacağı apaçık korunmuş koruyan saklanmış ve ana kitaptır.

- Levh-i mahfuz nedir ve niçin kullanılır?

Olmuşların ve olacakların zamandaki bütün anların ve mekandaki bütün varlıkların kısacası her şeyin yazılı bulunduğu bir "levha"dır bu alem. İlahi ilmin aynası kaderin defteri kainatın programıdır. Bilgilerin korunduğu bu alemin insandaki küçük örneği "hafıza"dır.

Şehadet aleminde mercimek kadar küçük bir et sembolüyle temsil edilen hafıza başımızdan geçen olayları gördüğümüz yerleri tanıdığımız insanları duyduğumuz sesleri tattığımız tatları hayatımız boyunca edindiğimiz bütün intibaları öğrendiğimiz bütün bilgileri içine alır ama yine de dolmaz. Dağlar denizler ovalar gökyüzü yıldızlar büyük küçük her şey ondadır.

Bütün bu işler o mercimek küçüklüğündeki et parçasının marifeti olabilir mi hiç! Hafıza zekanın hazinesi tefekkürün sermayesi benliğimizin tarihidir. Ruhumuza takılan en değerli cihazlardan biridir. Hafızasız bir zeka işimize yaramaz. Çünkü biz eskiden öğrendiklerimize dayanarak düşünürüz. Hafızanın bir de ebedi hayatımıza bakan yönü vardır. Hafıza bir senet bir vesika bir belgedir. Ahiretteki muhasebe vaktinde dünyada işlediğimiz sevapları ve günahları göstererek bize şahitlik eder.  "Levh-i mahfuz"un küçük bir misalidir bize verilen. Nasıl insanın başından geçenler bütün olaylar hafızasında yazılıyorsa kainattaki bütün olmuş olan ve olacak olaylar da o büyük hafızada yazılıdır. Her iki "levha"da da Rabbimizin "Hafîz" ismi tecelli eder.

Her şeyin levh-i mahfuzda yazılmış olduğu gerçeğini bazı kimseler akıllarına sığıştıramazlar. “Yazılma” denilince “harf harf kaleme alınmayı” anlamak eksik olur. Genlerin dizilişi yazı yazmadan çok farklıdır. Hafızanın bir şeyi kaydetmesi de daktiloyla yazmaya benzemiyor. Bir teyp bandında yahut video kasetinde de sözler ve olaylar kalemle kaydedilmiyorlar.

İşte her şeyin ve her hadisenin levh-i mahfuzun defterleri olan İmam-ı Mübîn ve Kitab-ı Mübîn'de yazılması bunların çok ötesinde bir keyfiyetledir. Bu kaydın da harflerle kelimelerle alakası yoktur.

- Melekler neden yazar?

Meleklerin kâtipliği insanların özgür iradeleriyle ortaya koydukları söz ve eylemlerinin yazılımına dairdir. Levh-i Mahfuz canlı cansız her şeyin bütün keyfiyetleriyle nasıl olduğu ve nasıl olacağı hususunu -Allah’ın sonsuz ilminin bir not defteri olarak- ihtiva etmektedir. Bunun varlığının pek çok hikmetlerinden biri Allah’ın sonsuz ilmini yansıtan bir ekran olmasıdır. Mele-i âla sakinlerinden dört meşhur melek hamele-i arş kerrubiyun gibi diğer büyük meleklerin levh-i mahfuzu müşahede etmeleri yeryüzü sakinlerinden -nadir de olsa- bazı büyük evliyanın keşfen görmeleri ve umum müminlerin iman-ı bilgayb cihetiyle kalben ve hayalen müşahede etmeleri bir manada Allah’ın sonsuz ilim ve kudretinin varlığına şahit olmaları bu levhanın varlığının önemli bir sebebi olarak kabul edilmelidir.

Kiramen Kâtibîn melekleri ise her şeyi değil sadece insanların amellerini yazarlar. Bu yazılışın en önemli hikmeti ise âhirette -büyük mahkemede- Allah’ın sonsuz adaletinin herkes tarafından görülmesi için bu iki meleğin birer âdil şahit olmalarıdır. Gerçi başka şahitler de vardır. Kişinin kendi uzuvları da şahitlik edeceklerdir. Ancak meleklerin yazdığı dosyanın bir kopyasının bizzat sanıkların elinde olması adaletin ayrı bir güzelliğini gösterir.

İlave bilgiler için tıklayınız:

Levh-i mahfuz ne demektir?

İmam-ı Mübin ve Kitab-ı Mübin hakkında bilgi verir misiniz?

Allah her şeyi bildiği hâlde neden amellerimizi melekler yazmakta?

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi