Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hz. Muhammed Müslümanlığı insanların hayatını düzene sokmak için mi kurdu?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- İddia: Hz. Muhammed (sav) Müslümanlığı insanların hayatını düzene sokmak için kurduğu düzendir diyor.
- Buna nasıl cevap veririm?

Değerli kardeşimiz

Cümlenin doğrusu şudur:

Müslümanlık Allah Teâlâ'nın Hz. Peygamber vasıtasıyla insanların hayatını düzene sokmak için kurduğu bir düzendir. Onun programı da Kur'an’dır Kur'an da Allah’ın kelamıdır. Cebrail vasıtasıyla Hz. Muhammed (asm)'e indirilmiştir.

Hz. Muhammed (asm) İslam dini ile ilgili neyi söylemişse ya doğrudan vahiydir veya vahyin kontrolündedir. Kur'an ifadesiyle

“O (Muhammed) kişisel arzula­rına göre konuşmamaktadır. O konuştuğu kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir."(Necmi 53/4)

Bu ayetlerin asıl konusu Hz. Muhammed (asm)'in vahiy almasını yani peygamberlik sıfatını inkar edenlere; onu şair kahin vb. sıfatlarla niteleyip Kur'an'ı kendisinin uydurduğunu söyleyenlere bir reddiyede bulunmaktır. (Taberî XXVII 42; Râzî XXVIII 281-284)

Bununla birlikte bu ayetlerin başka delillerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda Resûlullah (asm)'ın tebliğ mahiyetinde olmayan söz ve davra­nışlarının da vahyin kontrolü altında bulunduğu ve bir konuda ictihad ettiğinde yanlış sonuca ulaşırsa ona bunun doğrusunun mutlaka bildirildiği anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak şu bilinmeli ki “Müslümanlık Hz. Muhammed (asm)'in toplumun hayatını düzene sokmak için getirdiği bir düzendir.” demek Allah’tan almış olduğu vahyi ve dolaysıyla Onun peygamberliğini inkar etmek anlamına gelmektedir. Bu iddia birçok batılı müsteşriklerin İslam dinini tahrif noktasında ileri sürdüğü iftiralardandır.

Bediüzzaman Hazretleri Hz. Peygamber Efendimiz (asm)'in söz davranış ve halleri konusunda şöyle demektedir:

"Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselamın sünnet-i seniyesinin menbaı üçtür: Akvali ef’ali ahvalidir.

"Bu üç kısım dahi üç kısımdır: Feraiz (Farzlar) nevafil (sünnetler) âdât-ı hasenesidir."

"Farz ve vâcib kısmında ittibaa mecburiyet var; terkinde azap ve ikab vardır. Herkes ona ittibaa (uymaya) mükelleftir."

"Nevafil (nafile) kısmında emr-i istihbabî ile yine ehl-i iman mükelleftir. Fakat terkinde azap ve ikab yoktur. Fiilinde ve ittibaında azîm sevaplar var ve tağyir ve tebdili bid’a ve dalalettir ve büyük hatadır."

"Âdât-ı seniyesi ve harekât-ı müstahsenesi ise hikmeten maslahaten hayat-ı şahsiye ve neviye ve içtimaiye itibarıyla onu taklit ve ittiba etmek gayet müstahsendir (gayet faydalıdır). Çünkü her bir hareket-i âdiyesinde çok menfaat-i hayatiye bulunduğu gibi mutabaat etmekle o âdab ve âdetler ibadet hükmüne geçer." (bk. Lem'alar On Birinci Lem'a On Birinci Nükte)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi