Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Bütün dünyaya geldiğini ve evrensel olduğunu söyleyen İslam'ı seçen insanlar neden dünya nüfusunun sadece ve sadece % 23'ünü teşkil etmektedir?
- Bunun bir sebeb-i hikmeti var mıdır acaba?
Değerli kardeşimiz
- Kur'an-ı Kerim'in “Nüfus ve coğrafya boyutunda bütün dünyaya hâkim olacağına” dair bir vaadi yoktur.
Aksine insanların çoğunun İslam dinini kabul etmeyeceklerine dair ihbar-ı gaybisi vardır. Ve ihbarı dahi aynen gerçekleştiği için bir mucizedir.
Nitekim;
“Elif Lâm Mîm Râ. İşte bunlar sana indirilen kitabın âyetleridir. Sana Rabbin tarafından indirilen Kur’ân haktır gerçektir ama insanların çoğu buna inanmazlar.” (Rad 13/1);
“Bu Kur’ân’da biz her türlü mânayı insanlar için çeşitli tarzlarda tekrar tekrar açıkladık. Amainsanların çoğu inkârcılıkta ısrar ettiler.” (İsra 17/89);
“Şüphesiz o (Kur’an) Rabbinden gelen hakikatin ta kendisidir; fakatinsanların çoğu buna iman etmezler.” (Hud 11/17);
“Şunu unutma ki: Sen büyük bir kuvvetle arzu etsen bile insanların çoğu iman etmezler.” (Yusuf 12/103)
mealindeki ayet ve benzerlerinde insanların çoğunun İslam dinine girmeyeceği açıkça ifade edilmiştir. Ve Kur’an’ın bu vaadi gerçekleşmiştir.
- Kur’an’ın vaad ettiği husus ise şudur:
“Bütün dinlere üstün kılmak için Resulünü hidayet ve hak dinle gönderen O’dur. Buna şahit olarak Allah yeter.” (Fatih 40/28)
- İslam tarihi asırlarca İslam dininin diğer dinlere üstün geldiği ve mensubu olan İslam devletlerinin (Yahudiler zaten yoktur) Hristiyan devletlerini tek tek mağlup ederek onlara karşı üstünlük sağladığına şahitlik etmektedir. Bu üstünlük Raşit Halifeler devrinden itibaren başlamış Emeviler Endülüs Emevileri Abbasiler Eyyubiler Selçukiler ve Osmanlıların (en az dört-beş yüz yıllık) belli bir dönemine kadar sürmüştür. Ve böylece Kur’an’da Allah’ın bize olan vaadi tahakkuk etmiştir.
- Bediüzzaman Hazretlerinin aşağıdaki ifadeleri de bu konuyu açıklar mahiyettedir.
“Evet bin üç yüz elli sene saltanat süren ve saltanatı devam eden ve ekser zamanda üç yüz elli milyondan ziyade raiyeti bulunan ve her gün bütün raiyeti onunla tecdid-i biat eden ve onun kemalâtına şehadet eden ve kemal-i itaatle evamirine inkıyad eden ve Arzın nısfı (coğrafya olarak yeryüzünün yarısı) ve nev'-i beşerin humsu (Nüfus bakımından insanların beşte biri) o zâtın (Hz. Peygamberin) sıbgı ile sıbgalansa yani manevî rengiyle renklense ve o zât onların mahbub-u kulûbu ve mürebbi-i ervahı olsa; elbette o zât şu kâinatta tasarruf eden Rabb'in en büyük abdidir.” (Sözler s.69)
- Kıyamet kopmadan şimdikinden daha fazla bir “Kur’an hâkimiyeti”ne şahit olacağız inşaallahurrahman! Bunun da vakti yakındır. Bu hakimiyetin önemi coğrafya olarak değil kalplerin fethi boyutunda olacaktır.
“Kur'an’ın zemzeme-i belâgatı arzın nısfını ve nev'-i beşerin humsunu istila ederek haşmet-i saltanatı kemal-i ihtiramla on dört asır bilâ-fasıla idame ettiği...” (Sözler s.447)
bilinen bir gerçektir. Bundan önceki hâkimiyeti bundan sonraki hâkimiyetinin bir garantisidir...
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi