Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Sahabede manevi sarhoşluk görülmüş müdür?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

- Sofilerde manevi sarhoşluk denilen sekr hali görülür. Acaba sahabilerde de benzeri durumlar olmuş mu?
- Görülmediyse hikmeti nedir?
- Manevi sarhoşluk haline ayet veya hadislerde işaret var mı?

Değerli kardeşimiz

Sahabede Kur'an’ın verdiği şevk ve heyecanın olduğunda şüphe yoktur. 

Bu heyecan sahabede olduğu gibi evliyalarda ve diğer takva sahipleri kimselerde de söz konusudur.

“Müminler o kimselerdir ki Allah’ın adı anıldığında yürekleri titrer kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını artırır. Onlar yalnızca rablerine güvenirler.” (Enfal 8/2)

mealindeki ayette bu hakikate işaret edilmiştir.

Yüreğin titremesi imanın artması bir mertebeden başka bir mertebeye intikal manasına gelir. Bu da iç donanımların harekete geçmesi ruhani bir coşkunluğun meydana gelmesine vesile olur.

Evliya genellikle seyrü sülûk-i ruhani ile tarikat berzahında hareket ettikleri için harikulade hallere mazhar olabilirler. Bu mazhariyet normal durumlarının çok üstünde olduğundan bir nevi sekr hali yaşayabilirler.

Fakat sahabe mesleğinde zeminin çok sağlam olan iman harcı seyrü sülûke ihtiyaç bırakmaz. Böyle berzah tüneline girmedikleri için de zahir yollarından çok farklı garip hallere maruz kalmazlar. Çünkü;

“Zahirden hakikate geçmek iki suretledir.

Biri: Doğrudan doğruya hakikatın incizabına kapılıp tarîkat berzahına girmeden hakikati ayn-ı zahir içinde bulmaktır.

İkincisi: Çok meratibden seyrü sülûk suretiyle geçmektir. Ehl-i velayet çendan fena-i nefse muvaffak olurlar nefs-i emmareyi öldürürler. Yine sahabeye yetişemiyorlar. Çünkü sahabelerin nefisleri tezkiye ve tathir edildiğinden; nefsin mahiyetindeki cihazat-ı kesîre ile ubudiyetin envaına ve şükür ve hamdin aksamına daha ziyade mazhardırlar. Fena-i nefisten sonra ubudiyet-i evliya besatet peyda eder.” (Nursi Sözler Yirmi Yedinci Söz'ün Zeyli s. 492)

“Ehl-i tarîkatın ekserinde sekr ehl-i aşkın çoğunda istiğrak ve iltibas olduğundan hakikate muhalif telakkilerinde belki mazurdurlar. Fakat aklı başında olanlar fikren onların esas-ı akaide münafî olan manalarını kabul edemez. Etse hata eder.” (Sözler On Dördüncü Lem'anın İkinci Makamı s. 13)

Keza “Sahabelerin velayeti velayet-i kübra denilen veraset-i nübüvvetten gelen berzah tarîkına uğramayarak doğrudan doğruya zahirden hakikata geçip akrebiyet-i İlahiyenin inkişafına bakan bir velayettir ki o velayet yolu gayet kısa olduğu halde gayet yüksektir. Hârikaları az fakat meziyatı çoktur.” (Mektubat On Beşinci Mektup 50)

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi