Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Ebbad bin Abdullah Hz. Ali’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Ben Abdullah’ım (Allah’ın kuluyum) Ben Resulullah’ın (s.a.a) kardeşiyim Ben Sıddık-ı Ekber’im (en büyük sıddık) benden sonra yalancıdan başka hiç kimse kendisine “sıddık” demez. Ben herkesten yedi yıl önce namaz kıldım.”
Hz. Ali Hadiste açıkça herkesten yedi yıl önce Müslüman olduğunu ve Sıddık isminin de kendisine ait olduğunu söylemektedir.
(Burada zikredeceğimiz kitapların tamamı ehli sünnete aittir)
1. Süneni İbn Mace c. 1 s. 44
2. el Bidayetu ve’n Nihayet c. 3 s. 26
3. el Müstedrek Hakim-i Nişaburi c. 3 s. 112
4. El Müstedrek’in telhisi Zehebi’nin haşiyesinde
5. Tarihi Taberi c. 2 s. 56
6. El Kamil İbni’l Esir c. 2 s. 57
7. Feraidu’s Simteyn Hamuniy c. 1 s. 248
8. El Hesais Nesai (tüm senedi güvenilir ve sika raviler tarafından nakledilmiştir) s. 46
9. Tezkiretü’l Havas İbn Cevzi s 108
10… ve onlarca başka belge ve senet… İbn Mace’nin muhakkiki hadisin devamında şöyle yazmaktadır: في الزوائد : هذا إسناد صحيح . رجاله ثقات . رواه الحاكم في المستدرك عن المنهال . وقال : صحيح على شرط الشيخين . (Buseyri) bu rivayeti (Süneni İbn Mace’nin) zevaidinde nakletmiş ve şöyle demiştir: “Bunun senedi sahih ve hadisi rivayet edenler güvenilir insanlardır.” Hakim Nişaburi El Müstedrek kitabında bunu naklederek “Buhari ve Müslim’in şartlarına göre bu hadis sahihtir” demiştir.
Değerli kardeşimiz
- Rivayetlerde geçen bilgiye göre Hz. Ali bu sözü Basra’da (İbn Hcaer Tehzib 4/204) minberde hutbe okurken söylemiştir. O halde Hz. Ali bu sözü halife olduğu dönemde söylemiştir.
Bundan anlaşılıyor ki Hz. Ali: “Ben Sıddık-ı Ekber’im (en büyük sıddık benim) benden sonra yalancıdan başka hiç kimse kendisine 'sıddık' demez.” sözünü Hz. Ebu Bekir’in vefatından yıllar sonra söylemiştir.
Bu gerçek bize “Benden sonra yalancıdan başka hiç kimse kendisine 'sıddık' demez.” şeklindeki bu sözün Hz. Ebu Bekir’e yönelik söylenmediğinin tartışmasız kanıtıdır. Çünkü çoktan vefat etmiş bir kimsenin “sıddık” olduğunu iddia etmesi imkânsızdır.
O halde bu sözün başka manaları vardır.
Burada Hz. Ali çok kızdığı muarızlarına kendi meziyetlerinden haklı olarak söz etmiş ve bu arada kendisini yalancılıkla suçlayanlara karşı da “En büyük sıddık”ın kendisi olduğunu belirtmiştir.
Hz. Ali ilk iman edenlerden biri olması hicret gecesinde Resulullah’ın yatağına yatması savaşlarda onlarca fedakarlık ve şecaat göstermesiyle bu büyük sadakatını ve sıddıkıyetini ispat etmiştir.
- Bu rivayetlerin önemli bir kısmı “Suleyman b. Abdullah’ın Muazete el-Adaviye” yoluyla yapılmıştır. İbn Adi Suleyman’ın Muazete’den hadis duyduğuna dair bir bilgiye sahip olmadığını bildirmiş ve Buhari’nin de bunu kabul etmediğini belirtmiştir. (bk.İbn Adi 3/274)
- İbn Hacer de İbn Adi ve Buhari’nin hadis konusundaki olumsuz görüşlerine yer vermiştir. (bk. Tehzib 4/204-205)
- Zehebi de bu konuda olumsuz tavrını İbn Adi ve Buhari’nin görüşlerine yer vermek suretiyle pekiştirmiştir. (bk Mizanu’l-İ’tidal 2/212)
- Şunu da belirtelim ki Hakim kitabında kendi senediyle bu hadisi rivayet etmiştir. (bk. Hâkim 3/112) Ancak Zehebi bunun “batıl” olduğunu belirtmiştir. (bk. Telhis -Hakimle birlikte- a.g.y)
- İbn Kesir de rivayetin sahih olmadığını Buhari’nin de bunun sağlam bir rivayet olmadığını bildirdikten sonra Hz. Ali’nin Ebu Bekir ve Ömer’le ilgili övgüsüne yer vermek üzere şu gerçeğe dikkat çekmiştir:
Tevatürle sabittir ki Hz. Ali Küfe Minberinde şu hitabede bulunmuştur:
“Ey İnsanlar! Hiç şüphe yok ki bu ümmetin -Peygamber'inden sonra- en hayırlısı Ebu Bekir’dir sonra da Ömer’dir. Eğer üçüncüsünün de (kendisini kastederek) adını vermek istesem onun da ismini verebilirim.”(İbn Kesir el-Bidaye Ve’n-Nihaye 7/370)
Özetle Hz. Ali’nin tevatürle söylediği bilinen şu yukarıdaki sözlerine muhalif düşen her sözünün ya tevili vardır veya rivayet sağlam değildir.
Biz açıklamamızda her iki metoda da yer vermiş bulunuyoruz.
Not:
Hz. Ebu Bekir mirac olayı başta olmak üzere gayba dair haberleri hiç tereddütsüz kabul ettiği için bizzat Resul-i Ekrem tarafından kendisine "sıddık" lakabı verilmiş ve İslâm literatüründe bununla şöhret bulmuştur. (Mesela bk. Müsned IV 4; Buhârî Fezailü ashâbi’n-nebî 5; Tirmizî Tefsîr 30/4; Ebu Dâvûd Cihâd 136)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi