Abdullah Parlıyan Meali
dahası bütün bunlardan sonra belki şükredenlerden olursunuz diye, günahlarınızı affettiğimizi hatırlayın.
Ahmet Varol Meali
Daha sonra bunun ardından belki şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık.
Ali Bulaç Meali
Bundan sonra, (artık) şükredersiniz diye sizi bağışladık.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Sonra bunun ardından, şükredersiniz diye, sizi bağışlamıştık.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Sonra bunun ardından şükredesiniz diye sizi affetmiştik.
Diyanet Vakfı Meali
O davranışlarınızdan sonra (akıllanıp) şükredersiniz diye sizi affettik.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Sonra yine de sizi affettik, artık şükretmeniz gerekiyordu.
Elmalılı Meali (Orjinal)
sonra bunun arkasından da sizden afvettik, gerekti ki şükredecektiniz
Hasan Basri Çantay Meali
Bil'âhare sizi bundan sonra da afvetmişdik. Gerekdi ki şubedesiniz.
Hayrat Neşriyat Meali
Sonra bunun arkasından sizi affettik, tâ ki şükredesiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Sonra bunu müteakip sizi affettik, gerekti ki, şükredesiniz.
Suat Yıldırım Meali
Bundan sonra şükredesiniz diye Biz sizi affettik.
Şaban Piriş Meali
Bundan sonra da yine belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik.
İbni Kesir
Bundan sonra sizi, şükredersiniz diye affetmiştik.
Seyyid Kutub
Sonra bu (suçunuz)un ardından belki şükredersiniz diye sizi affettik.
Tefhim-ul Kuran
Bundan sonra belki şükredersiniz diye sizi bağışladık.
Yusuf Ali (English)
Even then We did forgive you(67); there was a chance for you to be grateful.*
M. Pickthall (English)
Then, even after that, We pardoned you in order that ye might give thanks.