Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Hazret-i Ebû Bekr (ra)'in devrinde Hazret-i Aîşe'ye Rasûl-i Ekrem'in Hayber'den tahsis ettiği erzak veriliyordu. Bu da seneden seneye verilen bir miktar un arpa ve buğdaydan ibaretti.
Zevcât-i Tâhirâta verilmekte olan bu erzak Hazret-i Ömer (ra)'in devrinde umum meyanında nakde çevrilmekle Hazret-i Aîşe (r.anha)'ye de senevî on iki bin dirhem tahsis olunmuştu.
Hazret-i Aîşe varlıkta da darlıkta da aynı şekilde yaşamış kendisine teveccüh eden dünyayı dâima reddetmiş ona asla iltifat etmemiştir.
Hazret-i Aîşe eline geçeni biriktirir biriktirdiğini de muhtaç ve yoksullara paylaştırırdı.
Kendisine Beytülmâl'dan verilen tahsisatı dahi yoksullara fakirlere dağıtırdı. Hîşam b. Urve Hz. Aîşe'nin 70 bin dirhemi birden tasadduk edip kendisine bir şey bırakmadığını gördüğünü söyler.
MüsIümanların eline pek çok ganîmet malı geçiyordu. Buna rağmen Hz. Aîşe sâde ve son derece mütevâzi bir hayat yaşıyordu. Yirmi beş bin dirhem gibi büyük miktarda bir parayı tamamen dağıttığı halde oruç olduğunu ve paranın bir dirhemine et alıp onunla iftar etmeyi bile aklına getirmiyordu. Bugün buna benzer olaylar o kadar uzaklarda kaldı ki bu gerçek olaylar bize inanılmaz geliyor. Ama o günlerde Müslümanların genel yaşayışını gözönünde tutan ve bilen insanlar nazarında bunun gibi on binlerce olay olağandır ve şaşılacak bir yanı da yoktur...
Abdullah b. Zübeyr bir kerre Hazret-i Aîşe'ye yüz bin dirhem göndermişti. Bu kadar paradan akşama bir şey kalmamış hepsi muhtaçlara dağıtılmıştı. O gün kendisi de oruçlu idi. Hizmetçisi «Akşama iftar için bir şey bırakmalıydınız.» dediği zaman ona «Bunu önce söylemeliydin.» demekle iktifa etmiş zerre kadar telaşlanmamış ve nedamet hissetmemiştir.
Hazret-i Aişe'nin kendisine ait bir evi dahi Muâviye'ye satıp parasını muhtaçlara dağıttığı rivayet edilir.
Hazret-i Aîşe yetim çocukları alır terbiye eder yetiştirir ve evlendirirdi. Bunu kendisi için bir vazife ve borç bilirdi.
Hazret-i Aîşe hayatın bütün zevkini Allah'a ibâdet ve tâatta insanlara iyilik etmekte bulan hayatını dinî hüküm ve esaslara göre ayarlayıp buna ömrünün sonuna kadar riâyet eden muttaki bir insandı.
Rasûl-i Ekrem'in sağlığında onun nafile oruç ve namazlarına seve seve iştirak ettiği gibi irtihalinden sonra da bunlara i'tinâ ile devamdan geri durmamıştır.
Hazret-i Aîşe Rasûl-i Ekrem'le kıldığı teheccüd namazını da hiç bırakmamış Rasûl-i Ekrem gibi günlerinin çoğunu oruçlu geçirmiştir.
Mü'minlerin emiri Ömer Hayber'i taksim ettiğinde Hz. Peygamber (asm)'in eşlerini onlara araziden verilmesinde veya her yıl onlara yüz vesak tanzim edilmesinde muhayyer bıraktı. Aîşe ve Hafsa Bint Ömer :
— Biz her yıl yüz vesak isteriz dediler.
Sa'd Ibni Ebı Vakkas Medain'i (Kisra'nın oturduğu yer) fethedip Müslümanlar birçok ganimet elde ettiğinde... Mü'minierin emiri Ömer de humusu (beşte biri) taksim etmek istediğinde mü'minlerin annelerine on bin verdi. Aîşe'ye iki bin daha ilâve etti ve şöyle dedi:
— O Rasûlüllah'ın (asm) en çok sevdiği hanımıdır.
Mü'minierin annesi mü'minlerin emiri Hz. Osman İbn Affan zamanında hacca gitmek için yola çıktı. Âsîler Hz. Osman'ın evini kuşatmışlardı.. Hac ibâdetini tamamlayıp Medîne'ye dönerken yolda mü'minlerin emîri Hz. Osman İbn Affan (ra)'in öldürülmüş olduğunu öğrendi ve Mekke'ye geri döndü. Hicr'de ayakta durup mü'minlerin emîri Hz. Osman İbn Affan'ın kanını talep etti.
Âişe Vâlidemiz’in vefat tarihi konusunda farklı rivayetler vardır. Zira onun vefat ettiği yıl ve o günkü yaşıyla ilgili olarak hicrî 55 56 57 58 veya 59; yaşıyla alakalı olarak da altmış beş altmış altı altmış yedi veya yetmiş dört gibi farklı tarih ve rakamdan bahsedilmektedir. Bu ise doğum tarihinde olduğu gibi onun vefat tarihiyle ilgili de kesin bir kabulün olmadığını göstermektedir.
Özellikle 58. yılında ve 74 yaşında iken vefat ettiğini ifade eden rivayette onun vefat ettiği günün çarşamba olduğu vefat tarihinin Ramazan ayının on yedinci gecesine denk geldiği vasiyeti üzerine Vitir namazından sonra Cennetü’l-Bakî’ye geceleyin defnedildiği yine vasiyeti gereği namazını Hz. Ebû Hüreyre’nin kıldırdığı mezarına da ablası Hz. Esmâ’nın iki oğlu Abdullah ile Urve kardeşi Muhammed’in iki oğlu Kâsım ve Abdullah ile diğer kardeşi Abdurrahman’ın oğlu Abdullah gibi isimlerin indirdiği rivayet edilmiştir. Hz. Peygamber (asm)'in diğer hanımlarının yanına defnedildi.(Mevlana Şibli Asr-ı Saadet İst. 1928. 2/ 997)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi