Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hz. Ömer'in Hz. Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm ile evlenmesi konusunda anlatılanlar doğru mudur?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Soru Detayı

Hayatü's-Sahabe III. ciltte "Hz. Ömer'in Hz. Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm ile evlenmek istediği ve Hz. Ali'nin kızını Hz. Ömere' gönderdiği Hz. Ömer'in kızın eteğini kaldırp baktığı" yazılıyor. Bu hareket Hz. Ömer gibi büyük bir sahabinin yapacağı bir harekete benzemiyor; acaba bu hadisenin aslı kaynağı nedir?

Değerli kardeşimiz

Hz. Ümmü Gülsüm Hicri 6. Yılın başlarında doğmuştur. Hz. Ömer’le 17. yılının Zilkade ayında gerçekleşen evliliğe göre bu evlilik esnasında Hz. Ümmü Gülsüm  yaklaşık on iki-on üç yaşlarındadır. Hicaz bölgesi gibi sıcak iklimlerde bu yaşın normal bir evlilik yaşı olabileceğini o zaman yapılan birçok evlilikten de anlayabiliriz.

Bu kısa bilgiden sonra detaya gelince:

Hz. Ömer (ra)'in hayatındaki bu olay onun Ehl-i Beyt sevgisini gösterir. Hz. Ömer (r.a.) halifeyken bir gün Hz. Ali (ra)'den kızı Ümmü Gülsüm'ü istedi. Hz. Ali "o küçüktür" dedi.

Bunun üzerine Ömer (r.a.) "Hayır. Vallahi bu bir şey değil; fakat sen beni engellemek istiyorsun." diye konuştu ve "Eğer gerçekten dediğin gibi (çocuk/sabî) ise onu bana gönder." diye ekledi.1

Aslında Resûlullah (asm)'ın vefatından önce dünyaya gelen Ümmü Gülsüm gerçekten küçüktü.2 Hattâ bir rivayette kendisinden "O o zaman bir kız çocuğu idi." diye söz edilir. Hattâ Mescid-i Nebevî'de sonucu bekleyen Hz. Ömer (ra)'e yanındakiler "Ey Mü'minlerin Emîri! Ondan ne istiyorsun? O küçük bir kız çocuğudur." demişlerdi.

Ümmü Gülsüm'ün küçüklüğü bir yana Hz. Ali (ra) onu Mu'te'de şehid olan kardeşi Câfer-i Tayyar (ra)'in öksüz oğluna vermek istiyordu.

Hz. Ali (ra) evine geldi. Ümmü Gülsüm'ün eline bir hülle (elbise) verip "Bunu Emîru'l-Mü'minîn'e götür ona şöyle de: 'Babam sana bu elbiseyi nasıl buluyorsun diyor.' de." diye onu gönderdi. Çocuk yaşta olan Ümmü Gülsüm hiçbir şeyin farkında değildi. Elbiseyi Hz. Ömer (ra)'e getirerek babasının dediklerini tekrarladı. "Bunun üzerine onun izarından (ön kolundan) tutunca Ümmü Gülsüm kolunu çekti."3

Ümmü Gülsüm Ömer (ra)'e kızmıştı. Hz. Ömer ise "iffetli ve şerefli birisi" dedikten sonra "Git ona (babana) şöyle de: O ne güzel ve ne cemâllidir. Vallahi o senin dediğin gibi değildir."

Bunun üzerine Hz. Ali (ra) onu Ömer'e (r.a.) nikahladı. Konu hakkında birbirine benzer farklı rivayetler de vardır. Zehebî'ye göre Hz. Ömer Ümmü Gülsüm'le H. 17. Yıl'da evlenmiştir.4

Aslında Hz. Ömer (ra)'in Hz. Ali (ra)'in kızıyla evlenmesinde gayesi başkaydı. O Ümmü Gülsüm'ü isterken bir rivayete göre "Ey Ebû'l-Hasan! Onu benimle evlendir. Çünkü mutlaka ben ondan hiç kimsenin beklemediği bir keramet (değer) ve şeref gözlüyorum." demişti.

Ümmü Gülsüm'le alacağı değeri/kerameti de Hz. Ali'ye "O küçük olursa olsun." deyip şöyle açıklamıştı:

"Ben Resûlullah (asm)'tan şöyle derken duydum:

'Bütün sebepler/bağlar beş nesebler (soylar) ve sıhriyetler kesilmişlerdir. Ancak benim sebebim nesebim ve sihrim hâriç.'"6 diye açıklamıştı.

Bir başka rivayette de şu ilâve vardır: "Ben de benimle Resûlullah (asm) arasında bir 'sebep ve sıhr (kız alma) yoluyla akrabalık' oluşmasını istedim."7

a) Hz. Ömer (ra) neseben Ehl-i Bey t'ten değildir; hiç olmazsa sebeben/kız alma yoluyla Kıyamet Gününde Ehl-i Beyt'le ve Hz. Peygamber (asm) ile bir bağı olsun istemektedir.

b) O Resûlullah (asm) soyuyla ilişkiye ve yakınlığa azamî derecede isteklidir. Onun Ummü Gülsüm'le evlenmesi başka bir sebepten değildir; küçüklüğü ve onunla evlilik ilişkisi geri plândadır. Hattâ Hz. Ali (ra)'ye "Gerçekten ben yanımda Resûlullah (asm)'tan bir uzuv (organ) olmasını istiyorum."8 diyerek onu istemiş;9 Hz. Ali "Bende ancak (Fâtıma'dan olma) Ümmü Gülsüm var; o da küçük hâldedir." deyince Hz. Ömer yaşarsa büyür demiştir.9

O Kıyamet Günü için yanında bir sebep ve Resûlullah (asm) soyundan bir et parçası olsun istemektedir. Sebep: Hurma gibi ağaçlara çıkmak için elde bulunan "habl"dir (iptir). Kendisi vesilesiyle bir şeye ulaşılan her vesileye sebep denir.10 Marifete vesile olan her şey de sebeptir. Ümmü Gülsüm de Fâtıma'nın kızı ve bir "seyyide" olmakla Kıyamet'te Resûlullah (asm)'a ulaştıran onunla ilişkiye sebep olan bir vesile olacaktır. "Zerî'a" da sebep mânâsına gelir. Nitekim İmam Şafî de Ehl-i Beyt sevgisini dile getiren bir şiirinde

"Âl-i Nebî benim sebebim/ipimdir. Hem onlar beni ona/Resûlullah'a bağlayan bir vesilemdir."11

diyerek aynı konuya parmak basmıştır. Hz. Ömer (ra)'in bu evlilik olayı da Hz. Peygamber (asm)'e ve Ehl-i Beyt'e sevgi ve saygısına büyük bir delildir.

Ümmü Gülsüm'le nikahlandıktan sonra Ömer (r.a.) Mescid-i Nebevî'de Muhacirin ve Ensâr ile otururken "Beni tebrik etmiyor musunuz?" demişti. Oradakiler "Seni neden dolayı tebrik edelim ey Mü'minlerin Emîri?" diye sordular. O da "Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm'le..." diye cevap verdi.

Hz. Ömer (ra) sonra da Kıyamet Günü bütün sebeplerin ve neseblerin kesilmesiyle ilgili hadis-i şerifi zikrederek "Ben de Resûlullah'la aramda bir sebep/sıhrîyet ve neseb olmasını çok sevdim ve istedim sevginin gereği olarak çok arzuladım."12 dedi. Bunun üzerine oradakiler kendisini tebrik ettiler.

Gerçekten Ehl-i Beyt'le olan akrabalık ilişkisi onu çok sevindirmişti.

İslâm kültüründe seyyide ve şerifelerle evliliğe özellikle bu olay sebebiyle çok rağbet gösterilmiştir.13

Ümmü Gülsüm'den Hz. Ömer (ra)'in Rukiyye adlı bir kızı ve Zeyd adlı bir oğlu oldu. Çocuklar çok yaşamadı. Hz. Ömer'in vefatından sonra (H. 23. Yıl/M. 644) Ümmü Gülsüm'ü amcasının oğlu Avn b. Cafer aldı. Çocuk bırakmadan ikinci kocası ölünce yine amcasının oğullarından Muhammed b. Cafer'e vardı. Ondan bir kızı oldu. Onun ölümüyle de Abdullah b. Cafer'le evlendi. Bununla nikâhlı iken ve son kocasından çocuğu olmadığı hâlde vefat etmişti.14

İlave bilgi için tıklayınız:

Akıl baliğ olmamış bir kızla Hz. Ömer'in gerdeğe girmesi sapıklık ...

Dipnotlar:

1. Tarihül Hamis II 284; Zehairul Ukba s. 168
2. Zehairül-Ukba s. 169; el-Hulafaur-Raşidun s.68. Bu evlilik H. 17. Yıl'da olmuştur.
3. Fe aheze Umeru biziraiha fec-tezebetha minhu; Zehairul Ukba s. 168; Tarihul Hamis II 284.
4. Konuyu bütün rivayetlerle ele almak ve tartışmak sözü uzatacağı için diğer rivayetleri almıyoruz. Geniş bilgi için bkz. Tarihül Hamis II 284; Zehairul Ukba s. 148-170; el-Hulafaur-Raşidin s. 68
5. Zehairul Ukba s. 168; Tarihul Hamis II 284.
6. Zehairul Ukba s. 168; Tarihul Hamis II 285.
7. Zehairul Ukba s. 169
8. Resulullah Fatıma benden bir et parçasıdır buyurmuştur. Ümmü gülsüm de ondan olduğu için Resulullahtan bir parça olarak kabul ediliyor.
9. Zehairul Ukba s. 169; Tarihul Hamis s. 284 vd.
10. el- Mufredat s. 220; Sebep kelimesine bakınız.
11. el- Mufredat s. 220; Sebep kelimesine bakınız.
12. Zehairul Ukba s. 168.
13. Tuğrul Beyin de benzer bir evliliği vardır.
14. Zehairul Ukba s. 170; el- Hulafaur-Raşidun s. 103; Mürucuz-zeheb II 353.

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi