Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Nisâ Suresi - 62. ayet

Oluşturulma tarihi: 6.02.2025 22:55    Güncellendi: 6.02.2025 22:55

Nisâ Suresi - 62. ayet



Abdullah Parlıyan Meali

Öyleyse nasıl olur da, kendi ellerinin sundukları sonucunda bir felaket başlarına gelince, sana gelerek “Şüphesiz biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka birşey istemedik” diye Allah'a yemin ederler.

Ahmet Varol Meali

Kendi elleriyle işlediklerinden dolayı başlarına bir bela geldiğinde nasıl oluyor da sana gelip: "Biz iyilik ve uzlaştırmadan başka bir şey amaçlamamıştık" diye Allah'a yemin ediyorlar?

Ali Bulaç Meali

Öyleyse, nasıl olur da, kendi elleriyle yaptıkları yüzünden, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek: 'Kuşkusuz, biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik' diye Allah'a yemin ederler?

Diyanet İşleri Meali (Eski)

Başlarına kendi işlediklerinden ötürü bir musibet çattığında sana gelip: "Biz, iyilik etmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik" diye de nasıl Allah'a yemin ederler?

Diyanet İşleri Meali (Yeni)

Kendi işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiği, sonra da “Biz iyilik etmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey istememiştik” diye Allah’a yemin ederek sana geldikleri zaman hâlleri nasıl olur?

Diyanet Vakfı Meali

Elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felâket gelince hemen, biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik, diye yemin ederek sana nasıl gelirler!

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ya nasıl, elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istedik." diye Allah'a yemin ediyorlar.

Elmalılı Meali (Orjinal)

Ya ellerinin yaptığı yüzünden başlarına bir musıbet geldiği zaman nasıl? sonra gelmişler de sana «billâhi muradımız sırf bir iyilik yapmak ve ara bulmaktan ibaret idi» diye yemin ediyorlar

Hasan Basri Çantay Meali

Önce elleriyle (ihtiyârlariyle) yapdıkları (fenalıklar) yüzünden onlara bir belâ çatdığı zaman (halleri) nice olur? (Onlar böyle bir felâkete uğradıkdan) sonra «Biz iyilikden ve ara bulmakdan başka bir şey arzu etmedik» diye, Allaha andederek, sana geleceklerdir.

Hayrat Neşriyat Meali

Peki ellerinin evvelce işlediği (günahlar) yüzünden başlarına bir musîbet geldiği zaman (hâlleri) nasıl olacak? Sonra (bir de) sana gelip: “(Biz) ancak iyilik etmek ve arayı bulmak istedik” diye Allah'a yemîn ediyorlar!

Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Ya onlara kendi ellerinin evvelce yaptığı şey sebebiyle bir musibet isabet ettiği zaman (halleri) nasıl olacak? Sonra da sana gelirler, «Biz başka değil, ancak iyilik etmek ve ara bulmak istedik,» diye Allah Teâlâ'ya yemin ederler

Suat Yıldırım Meali

Fakat işlediklerinin cezası olarak başlarına bir musîbet geldiği zaman ne olur? Onlar hemen sana gelir, yemin billah ederek “Vallahi maksadımız sırf iyilik yapmak ve ara bulmaktan ibaret idi. ” derler. [2, 95; 5, 52]

Şaban Piriş Meali

Öyleyse, nasıl olur da, kendi elleriyle işlediklerine karşılık bir musibete uğrayınca sana gelip Allah'a yemin ederek “Biz, iyilikten ve uyum sağlamaktan başka bir şey istemedik.” diyorlar?!

İbni Kesir

Kendi işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiğinde, nasıl hemen sana geldiler de; gayemiz sadece bir iyilik etmek ve ara bulmaktan ibaret idi, diye yemin ediyorlar.

Seyyid Kutub

Peki, nasıl oluyor da kendi elleri ile işledikleri kötülük yüzünden başlarına bir musibet gelince sana koşarak 'Biz sadece iyilik yapmak, uzlaşma sağlamak istemiştik' diye Allah adına yemin ederler.

Tefhim-ul Kuran

Öyleyse, nasıl olur da, kendi ellerinin sundukları sonucu, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek: «Kuşkusuz, biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik» diyen Allah'a yemin ederler?

Yusuf Ali (English)

How then, when they are seized by misfortune, because of the deeds which they hands have sent forth? Then their come to thee, swearing by Allah. "We meant no more than good-will and conciliation!"

M. Pickthall (English)

How would it be if a misfortune smote them because of that which their own hands have sent before (them)? Then would they come unto thee, swearing by Allah that they were seeking naught but harmony and kindness.