Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hz. Ömer'e "Faruk" unvanı ne zaman nasıl ve kim tarafından verilmiştir?

Oluşturulma tarihi: 31.01.2025 23:17    Güncellendi: 31.01.2025 23:17
Cevap

Değerli kardeşimiz

Hz. Ömer'e (r.a.) "Faruk" unvanı Müslüman olduğu zaman Peygamberimiz (asm) tarafından verilmiştir. 

Et-Taftazânî Hz. Ömer (ra)'e Fârûk unvanının hükümlerinde ve davalarda hak ile batılın arasını ayırdığı için verildiğini belirtir.(Hâşiyetu'l-Kestellî s.178.)

Burada onun hakka hak olan İslama hakkı her şeyin üstünde tuttuğuna kendisini hakka teslim edişine bu özelliğinin öne çıkışına işaret vardır. O Müslüman olduğu zaman da Kureyş'e ve onların şahsında bütün dünyaya korkmadan çekinmeden her şeyi göze alarak meydan okumuştur.(Târîhu'l-İslâm s. 172 vd.)

Kendisinin bu yönü ile hakka ne derece çok taraftar olduğu ne kadar güçlü inandığı anlaşılmaktadır. Üstünlüğünün sebeplerinden birinin bu olduğu ortaya çıkmaktadır.(Hz. Ömer'in dindarlığını bir rüya münasebeti ile Rasulüllahın açıklaması Sahîhu'l-Buhârî IV 201.)

Hz. Ömer Müslüman olduktan sonra artık yerinde duramaz olmuştu. Resûl-i Ekreme  

"Yâ Resûlallah biz ölsek de yaşasak da Hak din üzere değil miyiz?" diye sordu.

Resûl-i Zîşân  

"Evet varlığım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki siz kalsanız da ölseniz de Hak din üzeresiniz." diye cevap verince  

"Öyle ise hâlâ ne diye gizleniyoruz?" dedi. "Seni Hak dinle gönderen Allah'a yemin ederim ki korkmadan çekinmeden cesaretle bütün şirk meclislerine gidip İslâmiyeti açıklayacağım."

Bunun üzerine Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asm) önde sağında Hz. Ömer solunda Hz. Hamza diğer sahabîler arkalarında "Dârü'l-Erkâm"dan çıkarak Kâbe'ye doğru yol aldılar. Vakur adımlarla Mescid-i Harama girdiler.

Hazret-i Resûlullahın başını bekleyen müşrikler bu manzara karşısında şaşırıp kaldılar. Şaşkın ürkek ve korkak bakışlarla bir Hz. Ömer'e bir Hz. Hamza'ya bakıyorlardı. Bir ara cesaretlerini toparlayarak  

"Ey Ömer arkanda ne var ne ile geldin?" diye sordular.

Hz. Ömer  

"Lâ ilâhe İllâllah Muhammedü'r-Resûlullah ile geldim." dedi ve ilâve etti: "Kimse yerinden kımıldamasın yoksa boynunu vururum." 

Müşriklerin sesi sedâsı kesildi. Sanki dilleri tutulmuştu. Resûl-i Kibriyâ Efendimiz serbestçe Kâbe'yi tavaf etti ve namaz kıldı. Müslümanlar da açıktan açığa namaz kıldılar.
Hz. Ömer der ki:

"İşte o zaman Allah Resûlü 'Hak ile batıl olanın arasını ayırdı.' diye bana 'FARUK' adını taktı." (İbni Sa'd Tabakât: 3/270)

Önce Hz. Hamza'nın arkasından Hz. Ömer'in Müslüman olması İslâm'ın inkişafı ve Müslümanların müşriklerin baskılarından sıyrılarak ibadetlerini serbestçe ifâ etmeleri hususunda büyük bir rahatlık sağladı. Bu bakımdan bilhassa Hz. Ömer'in mü'minler safında yer almasının İslâm tarihinde önemli bir yeri vardı. Bu ehemmiyeti ashabdan Abdullah bin Mes'ud Hazretleri şöyle diyerek ifade etmiştir: 

"Ömer'in Müslüman olması İslâmiyet için bir fetih Müslümanlar için bir şeref ve izzet idi. Medine'ye hicreti nusret halifeliği de rahmet oldu. Ömer Müslüman oluncaya kadar bizler Kâbe avlusunda açıktan açığa namaz kılamıyorduk." (İbni Sa'd Tabakât: 3/270; Süheyli Ravdü'l-Ünf: 1/219).

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi