Abdullah Parlıyan Meali
Böylelerinin varacağı yer, cehennemdir ve oradan kaçış yolu da bulamayacaklardır.
Ahmet Varol Meali
Onların vacakları yer cehennemdir. Oradan kaçacak bir yer de bulamazlar.
Ali Bulaç Meali
Onların barınma yeri cehennemdir, ondan kaçacak bir yer bulamayacaklardır.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
İşte onların varacağı yer cehennemdir. Oradan kaçacak yer de bulamıyacaklardır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
İşte onların barınağı cehennemdir. Ondan bir kaçış yolu bulamazlar.
Diyanet Vakfı Meali
İşte onların yeri cehennemdir; ondan kaçıp kurtulacak bir yer de bulamayacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Bunların varacakları yer cehennemdir. Ondan kurtulmak için çare bulamazlar.
Elmalılı Meali (Orjinal)
İşte onların varacakları yer Cehennemdir, ve ondan halâsa hiç bir çare bulamıyacaklardır.
Hasan Basri Çantay Meali
İşte onlar (böyle). Onların yurdları cehennemdir. Oradan kaçacak bir yer de bulamayacaklardır onlar.
Hayrat Neşriyat Meali
İşte onlar yok mu, varacakları yer Cehennemdir, ondan kaçacak bir yer de bulamazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
İşte onların varacakları yer cehennemdir. Ve ondan kaçıp sığınacak bir yer de bulamayacaklardır.
Suat Yıldırım Meali
İşte öylelerinin varacakları yer cehennemdir ve oradan kurtuluş için hiçbir çare bulamazlar.
Şaban Piriş Meali
İşte onların barınacakları yer cehennemdir ve ondan kurtulmak için hiç bir yol bulamayacaklardır.
İbni Kesir
Onların varacağı yer, cehennemdir. Oradan kaçacak yer de bulamayacaklardır.
Seyyid Kutub
İşte bunların varacakları yer cehennemdir. Ondan kurtulma imkanı bulamazlar.
Tefhim-ul Kuran
Onların barınma yerleri cehennemdir, ondan kaçacak bir yer de bulamayacaklardır.
Yusuf Ali (English)
They (his dupes) will have their dwelling in Hell, and from it they will find no way of escape.
M. Pickthall (English)
For such, their habitation will be hell, and they will find no refuge therefrom.