Abdullah Parlıyan Meali
O'dur, kulları üzerinde tek otorite sahibi olan. Ve üzerinize koruyucu melekler gönderen. Sizden birinize ölüm anı yaklaşınca, elçilerimiz onun canını alırlar ve bu melekler hiçbir kimseyi atlamaz, aynı vazifeyi her şahıs için yaparlar.
Ahmet Varol Meali
Kullarının üstünde mutlak güç ve hakimiyete sahip olan O'dur. Size koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiğinde elçilerimiz onun canını alırlar ve onlar görevlerini yerine getirmede asla kusur etmezler.
Ali Bulaç Meali
O, kulları üzerinde kahredici (kahhar) olandır. Size koruyucular gönderiyor. Sonunda sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz onun 'hayatına son verirler.' Onlar (bu işte, ne eksik ne fazla) kusur etmezler.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
61,62. O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar, sonra gerçek Mevlalarına döndürürler. Haberiniz olsun, hüküm O'nundur. O, hesap görenlerin en süratlisidir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir.[178] Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler.*
Diyanet Vakfı Meali
O, kullarının üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Size koruyucular gönderir. Niha-yet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
O, kulları üzerinde hükümranlığı sürdürür ve size koruyucular gönderir, sonunda sizden birinize ölüm geldiği vakit elçilerimiz, hiç eksiklik yapmadan, onun canını alırlar.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Kullarının fevkında kahir o, üzerinize harekâtınızı zabteden hafaza gönderir, hattâ birinize ölüm geldiği vakit onu gönderdiğimiz Melekler kabzederler ve onlar vazifelerinde kusûr etmezler
Hasan Basri Çantay Meali
O, kullarının üzerine (yegâne) kahr-u galebe (ve tasarruf) saahibidir. Size bekçi (melek) ler yolluyor. Nihayet her hangi birinize ölüm geldi mi (o) elçilerimiz, onlar artık ve eksik bir şey yapmaksızın, onun ruhunu alırlar.
Hayrat Neşriyat Meali
Hem O, kullarının üstünde mutlak galibdir ve üzerinize (amellerinizi) muhâfaza edici (Kirâmen Kâtibîn denilen yazıcı) melekler gönderir. Nihâyet birinize ölüm geldiği zaman, elçilerimiz (olan melekler) onun canını alırlar; ve onlar (vazîfelerini aslâ) ihmâl etmezler.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve o kullarının üzerinde kahirdir. Ve sizin üzerinize hafaza meleklerini gönderir. Nihâyet sizden birinize ölüm gelince onun ruhunu Bizim gönderdiğimiz melekler kabzederler, ve onlar vazifelerinde kusur etmezler.
Suat Yıldırım Meali
O kullarının üstünde de tek hâkimdir. O üzerinize, hareketlerinizi kaydeden hafaza meleklerini gönderir. Nihayet sizden birine ölüm vakti geldiğinde elçilerimiz hiç geciktirmeksizin ve hiçbir işi aksatmaksızın onun ruhunu alırlar. [13, 11; 82, 10]
Şaban Piriş Meali
Kulları üzerinde yegane hakim odur. Size gözetleyiciler (melekler) gönderir. Sonunda birinize ölüm geldiği zaman, elçilerimiz hiç bir kusur etmeden onun canını alırlar.
İbni Kesir
O, kulları üzerinde yegane hakimdir. Ve size, koruyucular yollar. Nihayet herhangi birinize ölüm gelince; elçilerimiz bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar.
Seyyid Kutub
O, kulları üzerinde kesin egemendir. Size koruyucu melekler gönderir. Sonunda birinize ölüm gelince, elçilerimiz hiçbir görev kusuru yapmaksızın onun canını alırlar.
Tefhim-ul Kuran
O, kulları üzerinde kahredici (kahhar) olandır. Size koruyucular gönderiyor. Sonunda sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz onun 'hayatına son verirler'. Onlar (bu işte, ne eksik ne fazla) kusur etmezler.
Yusuf Ali (English)
He is the irresistible, (watching) from above over His worshippers, and He sets guardians(882) over you. At length, when death approaches one of you, Our angels(883) take his soul, and they never fail in their duty.*
M. Pickthall (English)
He is the Omnipotent over His slaves. He sendeth guardians over you until, when death cometh unto one of you, Our messengers receive him, and they neglect not.