Abdullah Parlıyan Meali
İşte bunun gibi, her ülkenin önde gelenlerini, hile ve entrika peşinde koşan suçlular durumuna sokarız. Ama çevirdikleri entrikalar, yalnız kendi aleyhlerine olur da, onu anlamazlar.
Ahmet Varol Meali
Bu şekilde her kentin suçlularını orada hile yapsınlar diye ileri gelen kimseler kıldık. Onlar gerçekte ancak kendilerine hile yapmaktadırlar ama bunun bilincinde değiller.
Ali Bulaç Meali
Böylece biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hilelidüzenler kursunlar diyeoranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Bunun gibi, her kasabanın bir takım ileri gelenlerini orada hile yapan suçlular kıldık. Oysa yalnız kendilerine hile yaparlar da farkına varmazlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
İşte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler. Hâlbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar.
Diyanet Vakfı Meali
Böylece biz, her kasabada, oralarda bozgunculuk yapmaları için, günahkârlarını liderler yaptık. Onlar yalnız kendilerini aldatırlar, ama farkında olmazlar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Böylece, her kentte ileri gelenleri, oranın suçluları yaptık ki, orada hileler çevirsinler. Halbuki bunlar, kötülüğü başkasına değil kendilerine yapıyorlar da farkına varmıyorlar.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Böyle her karyede de mücrimlerinin büyüklerini mevki'de bulundurmaktayızdır ki orada mekir yapsınlar, halbuki bunlar, mekri başkasına değil kendilerine yapıyorlar da farkına varmıyorlar
Hasan Basri Çantay Meali
(Mekkede olduğu gibi) her şehir ve kasabada da oraların günahkârlarını, o yerlerde hıylekârlık etsinler diye, büyük (tanınmış) adamlar (dan) yapdık. Halbuki onlar hıylekârlığı (başkasına değil) ancak kendilerine yaparlarda farkında olmazlar.
Hayrat Neşriyat Meali
Ve böylece, her şehirde oranın günahkârlarını, ileri gelenler kıldık ki, orada(insanları, îmandan men' etmek için kendilerince) tuzak kursunlar! Hâlbuki ancak kendilerine tuzak kurarlar da farkına varmazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve böylece her bir beldede günahkârlarını büyükler kıldık ki, orada hilede bulunsunlar. Halbuki, onlar hilekarlık yapmazlar, ancak kendilerine yapmış olurlar da farkına varamazlar.
Suat Yıldırım Meali
Mekke'de olduğu gibi her şehirde de ileri gelen mücrimleri, yüksek mevkilerde bulundururuz ki oralarda hîleler çevirsinler. Onlar böyle yapmakla kendilerini aldatırlar da farkında olmazlar. [17, 16; 34, 34-35; 43, 23; 71, 22; 34, 31-33; 29, 13; 16, 25]
Şaban Piriş Meali
Keza her memleketin suçlularını, orada hile düzmeleri için iş başına getirdik. Oysa yalnız kendilerine hile yaparlar da farkında olmazlar.
İbni Kesir
Ve böylece her kasabada hile yapsınlar diye oranın ileri gelenlerini suçlular kıldık. Halbuki yalnız kendilerine hile yaparlar da farkına varmazlar.
Seyyid Kutub
Tıpkı bunun gibi her kentin kimi ileri gelenlerini o kentin hakka karşı komplo düzenleyen azılı günahkârları yaptık. Aslında onlar kendilerine karşı komplo düzenlerler, ama bunun farkında değildirler.
Tefhim-ul Kuran
Böylece biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkârları kıldık. Oysa onlar, hileli düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.
Yusuf Ali (English)
Thus have We placed leaders in every town, its wicked men, to plot (and burrow) therein: but they only plot against their own souls, and they perceive it not.
M. Pickthall (English)
And thus have We made in every city great ones of its wicked ones, that they should plot therein. They do but plot against themselves, though they perceive not.