Abdullah Parlıyan Meali
Şüphe yok ki, size vaad olunan o hesaplaşma vakti mutlaka gelecektir. Ve siz ondan kaçamayacaksınız.
Ahmet Varol Meali
Size vaad edilenler mutlaka gelecektir ve siz onun önüne geçemezsiniz.
Ali Bulaç Meali
Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir. Ve siz (bizi) aciz bırakacak değilsiniz.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Size vadedilen, mutlaka yerine gelecektir; siz O'nu aciz kılamazsınız.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Şüphesiz size va’dedilen şeyler mutlaka gelecektir.[193] Siz bunun önüne geçemezsiniz.*
Diyanet Vakfı Meali
Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz bunu önleyemezsiniz. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Size vaad edilenler muhakkak gelecektir, siz, onun önüne geçemezsiniz.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Size edilen va'd-ü vaîd muhakkak başınıza gelecektir, siz onun önüne geçemezsiniz
Hasan Basri Çantay Meali
Hakıykat, size (başınıza geleceği) va'd olunan şeyler elbette gelib çatacakdır. Siz, önüne geçebilecekler değilsiniz.
Hayrat Neşriyat Meali
Şübhesiz ki ne va'd olunuyorsanız mutlaka gelecektir ve siz (ona) mâni' olacak kimseler değilsiniz!(3)*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Şüphe yok ki, vaad olunduğunuz şey elbette gelecektir. Ve siz onu bertaraf edebilecek değilsinizdir.
Suat Yıldırım Meali
Size vâd edilen şeyler mutlaka gelecektir, siz bunun önüne geçemezsiniz.
Şaban Piriş Meali
Size yapılan vaat mutlaka gerçekleşecek ve siz onu engelleyemeyeceksiniz.
İbni Kesir
Muhakkak size vaad olunan; yerine gelecektir. Siz, O'nu aciz kılacaklar değilsiniz.
Seyyid Kutub
Size va'dedilen akıbet kesinlikle yerine gelecektir. Siz onun önüne geçemezsiniz.
Tefhim-ul Kuran
Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir. Ve siz aciz bırakacak değilsiniz.
Yusuf Ali (English)
All that hath been(956) promised unto you will come to pass: nor can ye frustrate it (in the least bit).*
M. Pickthall (English)
Lo! that which ye are promised will surely come to pass, and ye cannot escape.