Abdullah Parlıyan Meali
Onların üzerine azaptan taş yağmuru yağdırdık. İşte görün günaha gömülüp gidenlerin sonucu nasıl oldu?
Ahmet Varol Meali
Onların üzerine şiddetli bir (azap) yağmuru yağdırdık. Suçluların sonlarının nasıl olduğuna bak!
Ali Bulaç Meali
Ve onların üzerine bir (azab) sağanağı yağdırdık. Suçlu-günahkarların uğradıkları sona bir bak işte.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Geriye kalanların üzerine öyle bir yağmur yağdırdık ki! Suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bak!*
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Onların üstüne bir azap yağmuru yağdırdık.”[221] Bak, suçluların akıbeti nasıl oldu.*
Diyanet Vakfı Meali
Ve üzerlerine (taş) yağmuru yağdırdık. Bak ki günahkârların sonu nasıl oldu! *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Ve üzerlerine bir (azab) yağmuru yağdırdık. Bak ki günahkârların sonu nasıl oldu!
Elmalılı Meali (Orjinal)
Ve üzerlerine bir azab yağmuru yağdırdık, işte bak mücrimlerin akıbeti nasıl oldu
Hasan Basri Çantay Meali
Onların üzerine bir (azâb) yağmur (u) yağdırdık. İşte bak günahkârların sonu nice olmuşdur!
Hayrat Neşriyat Meali
Ve üzerlerine (taştan) bir yağmur yağdırdık. İşte bak günahkârların âkıbeti nasıl oldu!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve onların üzerlerine bir (azap) yağmuru yağdırdık. Artık bak günahkârların akibeti nasıl oldu?
Suat Yıldırım Meali
Üzerlerine bir azap yağmuru yağdırdık. İşte bak, suçlu kâfirlerin sonu nice oldu!
Şaban Piriş Meali
Onlara azap yağmuru yağdırdık. İşte bak, günahkarların sonu nasıl oldu!
İbni Kesir
Onların üzerine öyle bir yağmur yağdırdık ki; bir bak, işte suçluların sonu nasıl olmuştur.
Seyyid Kutub
Onların üzerine müthiş bir yağmur yağdırdık. Gör bakalım, günahkârların sonu nasıl oldu?
Tefhim-ul Kuran
Ve onların üzerine bir (azab) sağanağı yağdırdık. Suçlu-günahkârların uğradıkları sona bir bak işte.
Yusuf Ali (English)
And we rained down on them a shower (of brimstone):(1052) Then see what was the end of those who indulged in sin and crime!*
M. Pickthall (English)
And We rained a rain upon them. See now the nature of the consequence for evil doers!